- Katılım
- 14 Tem 2006
- Mesajlar
- 3,477
- Puanları
- 1,458
- Yaş
- 69
Aynı olaylar , aktörleri değiştir tekrar çek. , aynı filim.
Yanlışları doğru gibi sunuyorsunuz ya da zaten öyle biliyorsunuz.
Uyarınca anında aynı tavır saldırı suçlama sindirme.
Size gelince hür fikir başkası yazınca...
Hayır kabul etmiyorum , boyun eğmiyorum , sende haklısın demiyorum.
Emin Oktay gibi tarihi bilmeyenin tarih kitabından tarih öğrendiğini sananların yazıları bunlar.
Tarihle alakası yok dinle alakası yok.
İlimin yayılması için yazılı kaynak çok önemlidir.
200.000 hattatın olduğu ülkede , o kadar insanı işsiz bırakacak bir şeyi bir hamlede yapamazsınız.
Çok değil 3-5 sene önce Antalya ferro krom fabrikası kapatılmak istendi .
Şehrin girişinde artık kromda işlemeyen sadece şehri basan kapkara zehir bulutları üreten bir ucube yer.
Çalışanları ayaklandı yol kapadı falan filan.
Sonuç da hala çalışıyor.
Din yüzündendir muhakkak ilerde çıkar kokusu ?
Aynı kaynaklar 30 küsur yıl 1 karış toprak kaybetmeden ülkeyi idare edeni vatan haini ilan eder ve türlü entrikalarla katledenler kahraman gibi tanıtılır.
İndirilir indirilmez de ne ülke kalır ne toprak ne vatan.
Hiç mi göremiyorsunuz ?
Hadi tarih bilmiyorsunuz aklınız yok mu nasıl oluyor diye düşünmek zor mu?
O bizi arkadan vurma hikayeleri o kadar basit değil.
Koca devleti dışarıdan yıkamadılar içeriden karıştırdılar.
Milliyetçilik duyguları yabana atılamaz.
O özgürlük emperyalist Osmanlı vırt zırt hikayelerine kananların akıbetleri ortada gözümüzün önünde ağlıyor ve pişmanlıklarını her ortamda dile getiriyorlar.
Benzeri oyunun aynısı şu anda da oynanıyor.
Ders almak için ne gerekiyor ?
80 öncesi sokaklarda olanların kimler olduğu gizli saklı değil.
İyi kötü fotoğraf var filim var tv var.
Sağcı basın hazırlar derler sunar ...
Solcu basın hazırlar derler sunar...
Sanırsın 2 farklı ülkeyi olayları anlatıyorlar.
Neymiş belgesel.
Sonra biri çıkar ortayı bulur aklınca , heee ne de olsa "bende hoca çocuğuyum" dediydi ya dincidir muhakkak.
Bir sağdan bir soldan helalll kim tutar seni.
Bunları onaylıyor musunuz , yoksa olan bitenin sebeplerini görmek istiyor musunuz ?
Sorun kendi kendinize bir şey olduğunda söylendiğinde anlatıldığında , bu kimin ne işene yarar kim ne zarar görür ?
Maksadı yakalamak için iyi ip uçları verir.
Bir zamanlar bir patronun işlerini görüyorum.
Onun anlatımı.
Belediyede imar müdürü olduğu zaman masa başındaki solcular sokağa sokakdaki sağcılar masa başına...
Her zamanki malum hikayeler, bir öyle bir böyle...
Bir müdürde sokakda ...
Bir müddet sonra işler aksıyor , uğraşıyorlar bir türlü düzelmiyor.
Soruyor oradakilere , yaa neden böyle oluyor.
Diyorlar buradaki şu falanca kişi var ya hani sokak da zabıta yaptığınız işte o bu işleri bilir sorun olduğunda halleder akıl verir olur giderdi.
Hımmm , neyse ki akılı selim galip geliyor ve söz konusu kişi yerine geri oturtulunca işler düzeliyor.
İşini iyi yapan başımızın tacı.
İster sağcı ister solcu ister ırkı ne olursa olsun.
İş yapmayıp iş yapana da mani olan aşağılayan kötüleyen şuradan buradan sebeplerle işi yokuşa süren , her kim ise ve hangi ortamda olsa da karşıyım ve yazarım.
Söz konusu başlıkta da benzerlerini yazdım.
Yönetim bir açıdan haklı ve yapacağını yapıyor suçlamanın anlamı yok.
Tartışma olacak elbette.
Tartışma teknik konularda olmaz aslında.
Neyse o , 20 A Sigorta yerine 10 olsun 30 olsun oylayacak halimiz yok ya.
Kafamızı kuma sokmayla da olmuyor.
Bence ortadan devam ama yönetimin dediği gibi önce teknik konularda paylaşım şartıyla.
Kendinize saklayıp mezara götüremezsiniz.
Paylaşmalısınız , bilgi öyle bir şey.
Ve toplum karşısındakine , ettiği laflar ölçüsünde değil , kendisine kazandırdığı ölçüde itibar eder.
Buyurun bilgimize bilgi katın , hem kullandıkça dua edelim hem de dua ya ihtiyacınız yoksa da teşekkür edelim , koltuklarınız kabarsın gönlünüz hoş olsun.
Yok mu paylaşacak kadar bilginiz , olsun çabalarınıza da teşekkür ederiz.
Gösterin ...
Yanlışları doğru gibi sunuyorsunuz ya da zaten öyle biliyorsunuz.
Uyarınca anında aynı tavır saldırı suçlama sindirme.
Size gelince hür fikir başkası yazınca...
Hayır kabul etmiyorum , boyun eğmiyorum , sende haklısın demiyorum.
Sırf "GÜNAH" diye matbaa ile 300 yıl sonra tanışan bir ecdadın torunlarıyız. Sıradan vatandaşlar için "günah-haram" olan şeylerin, ülkeyi yönetenlere "helal" olduğu bir toplumun çocuklarıyız. Osmanlı hanedanına "kul" olan dedelerimizin bizlere bıraktığı ezilmişlik, kandırılmışlık duygularını silip atmamız o kadar kolay değil. Ya da Müslüman Arap kardeşlerimizin 1. dünya savaşında bizi arkamızdan vurduğunu unutuvermek kolay değil... İngiliz ajanı sözde şeyhlerin, güzel dinimiz İslam'ı hurafelerle batıl dinlere yaklaştırdığını görmezden gelmek mümkün değil... Her iki grubunda, daha iyi bir Türkiye istediği için birbirini öldürdüğü 80 öncesi daha dün yaşandı...
Bu örnekleri herkes kendince çoğaltabilir.
Hal böyleyken, "SEN DE HAKLISIN" demekten başka ne gelir elden ?
Emin Oktay gibi tarihi bilmeyenin tarih kitabından tarih öğrendiğini sananların yazıları bunlar.
Tarihle alakası yok dinle alakası yok.
İlimin yayılması için yazılı kaynak çok önemlidir.
200.000 hattatın olduğu ülkede , o kadar insanı işsiz bırakacak bir şeyi bir hamlede yapamazsınız.
Çok değil 3-5 sene önce Antalya ferro krom fabrikası kapatılmak istendi .
Şehrin girişinde artık kromda işlemeyen sadece şehri basan kapkara zehir bulutları üreten bir ucube yer.
Çalışanları ayaklandı yol kapadı falan filan.
Sonuç da hala çalışıyor.
Din yüzündendir muhakkak ilerde çıkar kokusu ?
Aynı kaynaklar 30 küsur yıl 1 karış toprak kaybetmeden ülkeyi idare edeni vatan haini ilan eder ve türlü entrikalarla katledenler kahraman gibi tanıtılır.
İndirilir indirilmez de ne ülke kalır ne toprak ne vatan.
Hiç mi göremiyorsunuz ?
Hadi tarih bilmiyorsunuz aklınız yok mu nasıl oluyor diye düşünmek zor mu?
O bizi arkadan vurma hikayeleri o kadar basit değil.
Koca devleti dışarıdan yıkamadılar içeriden karıştırdılar.
Milliyetçilik duyguları yabana atılamaz.
O özgürlük emperyalist Osmanlı vırt zırt hikayelerine kananların akıbetleri ortada gözümüzün önünde ağlıyor ve pişmanlıklarını her ortamda dile getiriyorlar.
Benzeri oyunun aynısı şu anda da oynanıyor.
Ders almak için ne gerekiyor ?
80 öncesi sokaklarda olanların kimler olduğu gizli saklı değil.
İyi kötü fotoğraf var filim var tv var.
Sağcı basın hazırlar derler sunar ...
Solcu basın hazırlar derler sunar...
Sanırsın 2 farklı ülkeyi olayları anlatıyorlar.
Neymiş belgesel.
Sonra biri çıkar ortayı bulur aklınca , heee ne de olsa "bende hoca çocuğuyum" dediydi ya dincidir muhakkak.
Bir sağdan bir soldan helalll kim tutar seni.
Bunları onaylıyor musunuz , yoksa olan bitenin sebeplerini görmek istiyor musunuz ?
Sorun kendi kendinize bir şey olduğunda söylendiğinde anlatıldığında , bu kimin ne işene yarar kim ne zarar görür ?
Maksadı yakalamak için iyi ip uçları verir.
Bir zamanlar bir patronun işlerini görüyorum.
Onun anlatımı.
Belediyede imar müdürü olduğu zaman masa başındaki solcular sokağa sokakdaki sağcılar masa başına...
Her zamanki malum hikayeler, bir öyle bir böyle...
Bir müdürde sokakda ...
Bir müddet sonra işler aksıyor , uğraşıyorlar bir türlü düzelmiyor.
Soruyor oradakilere , yaa neden böyle oluyor.
Diyorlar buradaki şu falanca kişi var ya hani sokak da zabıta yaptığınız işte o bu işleri bilir sorun olduğunda halleder akıl verir olur giderdi.
Hımmm , neyse ki akılı selim galip geliyor ve söz konusu kişi yerine geri oturtulunca işler düzeliyor.
İşini iyi yapan başımızın tacı.
İster sağcı ister solcu ister ırkı ne olursa olsun.
İş yapmayıp iş yapana da mani olan aşağılayan kötüleyen şuradan buradan sebeplerle işi yokuşa süren , her kim ise ve hangi ortamda olsa da karşıyım ve yazarım.
Söz konusu başlıkta da benzerlerini yazdım.
Yönetim bir açıdan haklı ve yapacağını yapıyor suçlamanın anlamı yok.
Tartışma olacak elbette.
Tartışma teknik konularda olmaz aslında.
Neyse o , 20 A Sigorta yerine 10 olsun 30 olsun oylayacak halimiz yok ya.
Kafamızı kuma sokmayla da olmuyor.
Bence ortadan devam ama yönetimin dediği gibi önce teknik konularda paylaşım şartıyla.
Kendinize saklayıp mezara götüremezsiniz.
Paylaşmalısınız , bilgi öyle bir şey.
Ve toplum karşısındakine , ettiği laflar ölçüsünde değil , kendisine kazandırdığı ölçüde itibar eder.
Buyurun bilgimize bilgi katın , hem kullandıkça dua edelim hem de dua ya ihtiyacınız yoksa da teşekkür edelim , koltuklarınız kabarsın gönlünüz hoş olsun.
Yok mu paylaşacak kadar bilginiz , olsun çabalarınıza da teşekkür ederiz.
Gösterin ...