Meslek lisesi elektrik elektronik bölümü hakkındaki görüşleriniz?

18-19 Yıllık Mühendis bir abiniz olarak tavsiyem çok çalışın, her zaman öğrenmeye aç olun, belleğinize yerleşmiş varsa yanlış bilgileri düzeltmesini bilin. Mesleğinizin temellerini sağlam atın, sağlam olmayan temel'e kat çıkılmaz. Önce mesleğinizi iyi öğrenmeye çalışın sonra artı özellikler edinmeye gayret edin. Piyasada teknik eleman bol, işten anlayan az. Çok sayıda teknik eleman'a fark atacak özellikleriniz olmazsa tercih sebebi de olmazsınız. Sonuç olarak pazardaki limoncu bile senden fazla kazanır.
 
Merhaba.Ben falanca falanca okulu bitirdim,her şeyi de çok iyi öğrendim,okulumun etiketine çok güveniyorum,Amerika’da masteri,doktorayı henüz yeni bitirdim de geldim,bu yüzden de en iyisiyim,vb. dediğiniz anda bundan sonrasında hiçbir şey öğrenmemeyi,kendinizi geliştirmemeyi ön koşulla kabullenip,bu hayat oyununa 0-2 yenik başlamayı daha en baştan kabul etmiş de sayılırsınız.

Günümüzde hemen hemen hergün çok yeni dediğimiz güncellenmiş ve yenilenmiş teknolojiler sürekli değişiyor,kendinizi bu güncellemenin çok dışında bırakır,gelişmelere ayak uyduramaz iseniz başkalarından çok farklı olup bir tercih nedeni olmaz,işe de kabul edilemezsiniz.Yalnız elektrik-elektronik (En fazla gelişme,ar-ge süreci bu bilim dalında gerçekleşiyor,diğer tüm dallar,en başta tıp,savunma sanayi,akıllı evler,otomasyon teknolojisi,vb.) alanı da değil tüm meslek dallarında gelişen teknolojileri,yenilikleri kendi bilgilerinzle güncelleyip bilgilerinizi “update” etmedikçe çağın çok gerisinde kalmış gibi daha az tercih de edilebilirsiniz,bu gerçektir.

Okul hayatında teorik bilginin pratik (ameli) bilgi ile uygulanması öğrenilenlerin tam pekişmesi açısından elbette çok önemli,kalıcı öğrenme ancak böyle sağlanır.Ancak bunlar yapılırken sosyalleşmenin de hiç geri bırakılmaması,içe kapanarak bu uygulamaların yapılmaması da çok önemlidir.Çünkü insan sosyal bir varlıktır,sadece makinelerin,donanımların çalıştırılması,öğrenilmesi ne yazık ki hayattaki gerçek başarı,iyi bir yere gelebilme,başarılı bir yönetici,şef,müdür,işletmeci,bankacı,vb. olmada sadece teorik ve pratiği birleştirmek yetmiyor,sosyalleşme ve çevrenin (Muhit) sıcak ilişkisi (Duygusal zekayı,sosyal zekayı farkında olmadan geliştiriyor olabilmesi) sizi hiç ummadığınız yüksek makamlara da getirebilir.Bir gün bakmışsınız ki ben bu makama nasıl da geldim,bunda neler tam olarak da etkili oldu?

Bunda çok fazla etken var,çevre,sosyalleşme,okuldaki bilgilerin konsantre haliyle hayata uygulanmış olması,her şeyi yerinde görüp araşatırma yapıp olumlu sonuçlar alıp görerek,bizzat da yaşayarak öğrenme (yaşayan hukuk gibi) çevre ve soyalleşme,olumlu insan ilişkileri (İnternetteki sanal insan ilişkilerinde veya bilgi paylaşımında,gerçek hayattan çok farklı olarak, ancak belirli seviyede sosyalleşmiş bireyler için olumsuz etkisinin olmayacağı kesinlikle ifade edilebilir) iş hayatındaki olması gereken en iyi yerlere gelebilmeyi,başarıyı eliyle kolayca tutabilmeyi bireylere kolayca da sağlayabilir.

Başarı,başarılı olabileceğim diyebilenlerindir!Bu asla unutulmamalıdır.Kendinizi bir dev aynasında görmekten vazgeçip eksiklikleriniz,kendinizce de bazı zaaflarınız (Çok zayıf yanlarınız,örneğin çekingenlik,asosyallik,vb.) varsa öncelikle onları tam gidermeye,güçlendirmeye geri planda bırakmaya gayret ediniz.Başarılı olan insanlar zayıf yanlarını geri planda bırakmayı başarıp güçlü yanlarıyla hayata tutunup başarıyı bu şekilde kolayca yakalamış insanlardır.Yani bu başarıda zayıf yanlarını geri plana itebilmeleri bu gerçek başarıyı veya çok yüksek makamları gelebilmeyi onlara verebilmiştir.Kendi iradeleriyle zayıf taraflarını es geçip,yok sayarak kuvvetli taraflarını,araştırma,öğrenmeye aç istekleriyle,kendi olumlu tutumlarıyla birleştirip iyi bir yerlere de kolayca gelmişlerdir.

Sonuç olarak incelikle insan kendi kendisini çok iyi tanımalıdır,sonrasında ise başarıyı elde edeceğine içten inanmalı ve bu yolda her yönden kendisini geliştirmeyi de başarabilmelidir.Başarının gerçek anahtarı bu tutumuyla böylece kendiliğinden gelecektir.Hayatta en engin başarılara ulaşılabilmesinin dileğimle.Hayırlı cumalar.Kolay gelsin.
 
Son düzenleme:
1996 Yılı Teknik lise elektrik mezunu olarak benim jenerasyonumun gözlerinden ateş çıkıyordu ; öğrenmeye ve başarmaya acayip bir azmimiz vardı. Geçen yıllar boyunca ne değişti bilmiyorum ama şimdi çalıştığım işyerine gelen EML öğrencisi gençleri sorduğum en basit soru karşısında bile balık gibi bakarken buluyorum . Eğitim sistemimi çöktü yoksa gençler eğitime öğretime iyice lakayt duruma mı geldi ; dünyanın çivisi mi çıktı bilmiyorum .Cevap ya biri ya da hepsi......
 
Stajerlerimi ve çevremdekileri gözlemlediğimde şöyle bir sonuç çıkıyor. Gençlerin çoğu ergenlik döneminde olduğu için okula ben büyüdüğümde bu işten ekmek yiyeceğim mesleğimi iyi öğrenmeliyim gözüyle bakmıyor, bilinci olmuyor. Yani olayın önemine vakıf değiller, herhangi bir hedefleri de yok. Onlara nasihat verecek, yönlendirecek azimde, şevkte öğretmenlerin sayısıda yok denecek kadar azaldı.
Özeleştiri yapmak gerekirse Meslek lisesine başladığımda 13-14 yaşındaydım o zaman gözümüz açılmamış, hedef yok bilinç yok, ne de olsa çocuk yaşı ! Baba mesleği deyip girmişiz. O zamanlar disiplin vardı, öğretmene saygı vardı, öğrencisinin üzerine titreyen öğretmenler vardı. Şimdi çoğu yok, çocuğun öğretmeni bırakın anne babaya saygısı kalmamış. Bu yanlışlar silsilesinde suçun büyük kısmının bizlerde olduğunu düşünüyorum. Dejenerasyon hızla artmakta... Allah hayırlar versin !
 

Forum istatistikleri

Konular
130,110
Mesajlar
933,205
Kullanıcılar
453,170
Son üye
BoraAs

Yeni konular

Geri
Üst