değerli arkadaşlarım, bu gün motorumla bir yarımada turu yapayım dedim. yaptığıma yapacağıma pişman oldum. akşam haberlerinde motosiklet kazalarını görünce yazayım dedim. eğitimsizlik berbat bir düzeyde, kendilerine şöfer diyen dingiller, trafikte, fizik kurallarını ve trafikte kara yolu kullanımını bilmeyen motosikletli gençler yollarda ve ölümlü kazalar tvde.
yolun en sağında gidiyorum 300 metre sonra ışıklar var yanımdaki araba/araç kendini F1 pilotu sanarak basıyor. lan dingil karşında kırmızı ışık yanıyor, 1-2 saniye sonra frene basıp duracaksın, gaz pedalına tecavüz etmenin mantığı nedir? peki cc olarak benden büyük olmayan motorcu kardeş, lan yokuş yukarısın, tamam motorun basar, o yokuşu çıkarda o arabayı sollaman şart mı? karşıdan gelen frene basmazsa seni asfalttan kazıyacaklar farkında mısın? hava rüzgarlı sallıyor, 6. vitese çıkmak bile riskken 5. viteste 85i geçtim ve 75 kmh sabitledim hızımı. ben aklımı peynir ekmekle yemedim. risk ne demek çok iyi bilirim ve risk eğer kazandırıyorsa alırım. kaybetme yüzdem yukarı ise bana korkak bile diyebilirsiniz. kazanma yüzdem yaşamaktır, hız zevkidir, rüzgarın sana çarpmasıdır.
riskler mi? kavşaktan çıkabilecek bir otomobil, çünkü ister fren yap, istersen motoru yatır kurtaramazsın. en kötüsü kurtarsan bile kavşağa girip/vurup karşı şerite geçmektir. hayatın tekrarı yok, bilgisayar oyunu değil. yeniden yaparım diyemezsin, çünkü bu oyunda kaybedecek tek canın var.
eskiden hiç takmazdım, o viraj yatmaları, makaslar bana oyun gibi gelirdi. hani yaptığım kazaların sayısı 10 diyelim 9unda kendimi ayarlardım, bilinçli düşerdim. zaten bilinçsiz düştüklerimde genelde ambulansta ayılırdım yada bir yerlerimi dikerlerken. şanslı ben her seferinde yırttım. az hasar ve az kayıp (gerçi araba ile olanda, arabam pert olmuştu ama hurdası bile murat124 aldırmıştı) yani bedava yaşıyordum. taaa ki kızım bana "baba" diyene kadar, sonrası her şey değişti, vitesler küçüldü, manuelden otomatik vitese geçiş ve yavaş sürüş günlerim başladı. şimdi diyeceksiniz bana ne b*k yemeye 250 cc naked aldın diye.
yaşayamadığım hızları yaşayayım diye, benim zamanımda 250 cc motor servetti diye. şimdi rakı parasına aldığım bu motorla risk almadan zevk alayım diye. ve alıyor muyum? evet
yolun en sağında gidiyorum 300 metre sonra ışıklar var yanımdaki araba/araç kendini F1 pilotu sanarak basıyor. lan dingil karşında kırmızı ışık yanıyor, 1-2 saniye sonra frene basıp duracaksın, gaz pedalına tecavüz etmenin mantığı nedir? peki cc olarak benden büyük olmayan motorcu kardeş, lan yokuş yukarısın, tamam motorun basar, o yokuşu çıkarda o arabayı sollaman şart mı? karşıdan gelen frene basmazsa seni asfalttan kazıyacaklar farkında mısın? hava rüzgarlı sallıyor, 6. vitese çıkmak bile riskken 5. viteste 85i geçtim ve 75 kmh sabitledim hızımı. ben aklımı peynir ekmekle yemedim. risk ne demek çok iyi bilirim ve risk eğer kazandırıyorsa alırım. kaybetme yüzdem yukarı ise bana korkak bile diyebilirsiniz. kazanma yüzdem yaşamaktır, hız zevkidir, rüzgarın sana çarpmasıdır.
riskler mi? kavşaktan çıkabilecek bir otomobil, çünkü ister fren yap, istersen motoru yatır kurtaramazsın. en kötüsü kurtarsan bile kavşağa girip/vurup karşı şerite geçmektir. hayatın tekrarı yok, bilgisayar oyunu değil. yeniden yaparım diyemezsin, çünkü bu oyunda kaybedecek tek canın var.
eskiden hiç takmazdım, o viraj yatmaları, makaslar bana oyun gibi gelirdi. hani yaptığım kazaların sayısı 10 diyelim 9unda kendimi ayarlardım, bilinçli düşerdim. zaten bilinçsiz düştüklerimde genelde ambulansta ayılırdım yada bir yerlerimi dikerlerken. şanslı ben her seferinde yırttım. az hasar ve az kayıp (gerçi araba ile olanda, arabam pert olmuştu ama hurdası bile murat124 aldırmıştı) yani bedava yaşıyordum. taaa ki kızım bana "baba" diyene kadar, sonrası her şey değişti, vitesler küçüldü, manuelden otomatik vitese geçiş ve yavaş sürüş günlerim başladı. şimdi diyeceksiniz bana ne b*k yemeye 250 cc naked aldın diye.
yaşayamadığım hızları yaşayayım diye, benim zamanımda 250 cc motor servetti diye. şimdi rakı parasına aldığım bu motorla risk almadan zevk alayım diye. ve alıyor muyum? evet