Bakın sevgili arkadaşlar, ilk insandan, bitkilerden, hayvanlardan vb. çok önce galaksilerdeki, samanyollarındaki gezegenlerde madde en basit atom olan hidrojenden onun türevleri şeklinde diğer tüm elementler sonradan ortaya çıkmış, (çünkü anlatımda dünya ateşten bir gaz kütlesiydi deniliyor, sonra soğuyup katılaşarak sert dünyayı oluşturduğu kesin, bu gaz kütlesinin muhtemelen hidrojen, helyum, metan, hidrojen sülfür, kükürt dioksit, vb. hafif element ve basit bileşiklerden olma ihtimali var, zaten diğer gezegenlerde hayat olmasa bile bunlara sıklıkla rastlanmıştır) daha sonra ağır metaller olan bakır, altın, kurşun, demir, vb. zamanla atom çapı ve kütle numaraları daha fazla büyüyüp oluşmuştur, amino asitler bu basit bileşiklerden kuvvetli yıldırımların atlamasıyla (laboratuvarda zaten bunu deneyip aminoasiti yaptı bilim adamları) kimya bilimine göre olan mantıki açıklaması böyle yapılabilir. Einstein'ın E=m*c2 formülü m=E/c2 şeklindeki enerji formülü tersinden işleyerek enerji maddeye (Yaratanın ol! emriyle elbette ) dönüşmüştür, yoktan var olmanın mantıki bir açıklaması bilimsel ve dinen böyle açıklanabilir. (Bilim ve dine göre)
Havasız ortamlarda jeneratör gibi hareketli olan
Elektrik makinalarının mutlaka ama mutlaka aksayarak çalışacağı sonucuna en son olarak vararak noktalıyorum. Ancak termo-jeneratör, termo-pil, nükleer piller, vb. hareketli (dinamik olan) parçaları olmadan uzayda elektrik üretmeye çok daha uygundur, kendi düşünceme göre. Jeneratörle elektrik üretimi olabilseydi şimdiye kadar olan çalışmalarda mutlaka bunu duymuş olurduk, duyamadığımıza göre yapılmamış veya yapılıp sonucu kesin başarısız olmuştur.
Bir makine milinin sonsuza kadar frenlenmeden dönmesi demek devri-daim makinelerinin önünün iyice açılmış olması demek olur. Mile verilen bir ilk enerjnin hiç sürtünme olmasa bile uzay ortamındaki diğer başka kayıplarla ilk enerjisini kaybedeceğini ve giderek yavaşlayıp sonunda yine duracağını düşünüyorum, örneğin kuvantum iç kayıpları veya maddenin gizli iç enerjisi kayıpları gibi. Uzayda çevrilen filmlerde astronotlar uzayda sonsuz kadar hareket edip bu hareketleri sanki hiç bitmeyecekmiş gibi olan senaryolarla genellikle çekiliyor, ama uzay tam boşluk olmayıp kozmik, gizli enerjiler, atom parçacıkları, fermiyon, müyon, vb. sayısız atom altı parçayı da içeriyor, bunların itici veya ek enerjisiyle astronotlar bir süre daha hareket edebilirler. Yani ilk hareketten sonraki diğer hareket sebepleri olarak bu daha akla yatkındır.