Jeneratörlerin devir sayısı ile frekans birbiri ile doğrudan ilgilidir. hatta basitçe frekans ile jeneratörün hızı aynı şeydir. 2 kutuplu bir jeneratörün devir hızı dakikada 3000 dir. yani bu jeneratör 1 saniyede 50 tur atar (3000 devir/60 saniye=50 devir) ve bildiğimiz 1 saniyede oluşan 50 sinüs dalgası bu şekilde oluşur. bu jeneratörün devir hızı yarı yarıya düştüğünde frekans da yarı yarıya düşer. tabii böyle bir durum işletmelerde oluşmasına kesinlikle müsaade edilmez.
elektrik tüketiminin az olduğu zamanlarda hidroelektrik santralleri devreye girmez. tüketimin artması ile enterkonnekte şebekede frekans düşmeye başlar. elektrik üretiminin yetersiz kaldığı da buradan anlaşılır. Gerilim ile tüketimin artıp azaldığı anlaşılamaz.örneğin normal bir durumda şebeke frekansı 49.8- 50.01 arasında iken şebekede yük arttıkça bu değer 49.7 lere düşmeye başlar ki (tam rakamı şu anda bilmiyorum) bu da tehlike sinyalleri gelmeye başlamıştır demektir. yapılacak iki şey vardır. acilen bir hidroelektrik santrali devreye almak, başka bir ülkeden enerji almak ya da nisbeten az önemli görülen bir bölgenin elektriğini kesmek.
yukarıdaki soruya gelirsek. jeneratörü sürekli çalıştırıyoruz. bu durumda üretilen elektrik ne olur? jeneratörün 3000 devirle dönmesi elektrik üretmesi için yeterli değildir. jeneratörü döndüren sistemin jeneratörün devir hızını arttırmaya zorlaması gerekir. Bu arabada gaz pedalına basmak ile aynı işi görür, ama ilginç olan ise jeneratörün hızını artmasını kendisinden çok daha güçlü şebeke engeller ve bu zorlanma şebekeye enerji üretilmesini sağlar.
elektriğin toprağa verildiğine dair bir uygulamaya da hiç denk gelmedim. Böyle bir uygulama yok bana göre de.