Selamun aleyküm ve ihtiyacımız olduğu üzere rahmetUllah.
Kişiliksel konuşmalara pek dahil olmak istemem ama bu konuda müsadelerinizle eklemek istediklerim var.
İnsan değerini ön adları, bulundukları makamlar asla belirleyemez. Kim neyi hak ediyorsa o hakkı ona iade etmek mecburiyettir. Okumasalar da insanlardaki yüksek seciye, yüksek zeka, eğitim her zaman değerlidir. Bazen bir kısım değişik psikolojiye sahip isanların hareket biçimleri; mesleğine veya yapısına benzeyen insanlara da atıfta bulunulmasına sebep olabiliyor. Biz yine sakin,huzurlu, temiz, doğru kültürümüzü yaşayabiliriz.
Mühendisliğin ne olduğunu fevkalade izah etmek gerek. Hendese den yanılmıyorsam geometriden gelen hesap anlamları taşıyan ismi, birçok zeka , geliştirme, birikim , öğrenme , nasıl öğrenileceğini öğrenme gibi birçok anlamı içinde barındırmakta. İç kısımlarında bulunan tasarım mantığının ne olduğunu incelemek çok yayılı ve zor bir durumdur. Tasarım yapılması için gerekli mekanik hesaplar zeka yöntemleri incelendiğinde hali hazırdaki birçok mühendislik profesörlerinin bile belki tamamının tasarım hesabını yapamayacağı söylenebilir. Hal böyle iken sınav sonucu girilen üniversitelerde de çok yoğun bir hiyerarşi bulunmakta. Sınav tek başına herşeyi belirleyicisi olamadığından bu hiyerarşiyi etkileyen alt hiyerarşiler ve seviyelemeler de bulunmakta. Mühendislikteki yoğun oluşum her ne kadar çok geniş alanları içerse de hayli düşük mertebelerde mühendislikler bulunmakta. Bu durumda her insanda olduğu gibi mühendisi de incelemek için zatının seviyesini anlamak gerekir.
Tıp bilminin en yoğun çalışmalarında ismini bildiğimiz İbn.i Sina ya her ne kadar Aristo daki felsefenin hatalarına rağmen meyletse de hürmetler sunarız. Daha önceden bildiğim kadarıyla kitabı hala Avrupa tarafından bastırılıp yine onlar tarafından satılmakta.. Her ne kadar 3. dünya devleti diye Avrupa nın ürettiği sözlerle muhattap olsak da gizlenen tarihin görünen uçları bile bize hürmetler
sunmakta.
Tıp doktorları her zaman insanı tamir ediyorlar gibi görünebilir ve tıbbın geldiği noktalar düşünüldüğünde ne kadar çok şey bildikleri düşünülebilir. Ancak hiçbirşey göründüğü gibi değildir. Bu anlamlar insanların onlara yükledikleri anlamlar. Tıp fakültelerine belirli bir başarıyı geçerek girme şartı işin ciddiyetinden ve belirli bir seviyenin altına düşmesinin istenmemesindendir. Ancak arkadaşın bahsettiği gibi 2000 li yıllarda 50 000 ve belki de daha da düşüklerden öğrenci almaktayken daha sonra bir yükselme görüldü ancak yine de Türkiye de başı çekemiyor, yılların her alandaki fatihi Boğaziçi üniversitesinin önüne geçemiyor ve Boğaziçi Üniversite sinde Tıp Fakültesi bulunmuyor. Tıp doktorları sınavlarındaki başarının ardından bölümlerine belki hiç zeka kullanmadan veya az kullanarak devamlı ezber ve tıbbın gerekliliklerini öğrenerek devam ediyorlar.(Matematik olimpiyatçısı birisi tıbbın kendisiyle alakasızlığından yakınırdı, o bölümü okumaktaydı) Yine burada sadece kitaplarındaki herşeyi öğrenmeyip belirli bir seviyeye kadar geliyorlar. İnsanı tamir eder görüntülerinin altında incelendiklerinde çok başka olan manzaralar bulunmakta. Evvela tıpta devamlı gelişmeler oluyor ve bunlara herhangi bir doktorun hakimiyetinin belki imkanı yoktur. Çoğunun kendi alanlarında bariz eksiklikleri bulunuyor. Ameliyat videolarının incelenmesi ve hakikatinde tedavinin nasıl gerçekleştiğinin öğrenilmesi doktorarın etkisinin durumunu anlatır. Müdahaleleri çok sınırlı ve az iş yaparak olmakta. Ve bir ameliyatın arkasından bırakılan vücudu görseniz bunu bir ağaç hızarı da yapamaz mıydı diye düşünebilirsiniz.
Bunların yanında ölenlerin, başarısız ameliyatların,yanlış teşhislerin, faydasız alkollü sorunu çözmeyen ilaçların da hiçbir yerde istatistiği yok. O ciddiyetteki bir mesleğin nasıl yapıldığını biliyor da değil insan. Birçok doktordan çare bulamayan imkansız sözünü duyan hastanın başka bir doktordan çare bulması nasıl oluyor? İlaç tanıtımcıları doktorlara ilaçları nasıl tanıtıyor?
Yine de bu hallere rağmen bu mesleğin seviyesinin başka bölümlerdeki seviyelere düşürülmesinin daha da nelere sebep olabildiği açıktır.
Geniş puan yelpazesinin küçük aralıklarında kalitesini barıdıran mühendislikleri ifade etmiş olduk. Nasıl bu seviye sıralama ile düşüyorsa bölüm olarak da değişiyor.
Elektronik Makina temel mühendisliklerinin sadece iki mühendislik ismi olmadığı ve bu isimlerin Bilgisayar Endüstri İnşaat ile son bulmadığı bunların bile kendi içinde eşit olmadığı açıktır.
Herkes iş ararken belirli bir seviyeden sonra işveren onları arar. Maaşlarını piyasa ile kıyaslamayalım 30 000 civarında beklenir.
Konunun meslk içerikleri şeklinde devam etmesinde fayda olduğunu düşünür;
Hürmetler dilerim