Merhaba. Termodinamiğin 2. yasasındaki “entropi” kavramı üzerinden ; bir sistemin entropisi düzensizliğinin bir ölçüsüdür. Termodinamikte açık ve kapalı sistem tanımı vardır. Kapalı bir sistemi etkileyen herhangi bir değişiklik entropinin artmasına yol açar. Bu 2. termodinamik yasasının bir özelliğidir ve ilk kez Clausius tarafından (Clausisus eşitsizliği şeklinde) 1865’de açıklanmıştır. Çünkü söz konusu açıklama zamanın yönünü de bize gösteriyor. Eğer zaman geriye döndürülebilseydi fizik yasalarının çoğu tersine işleyebilir ve fizik yasalarının çoğu tersine de geçerli olabilirdi. (Entropi Nasıl Çalışır Ansiklopedisi, sayfa: 2137'den kısmen alıntıdır)
Birbirlerini karşılıklı etkileyecek kapasitede bir bobin ve bir kondansatörün paralel bağlanmasındaki osilasyonlu normal sönümlü deşarjını ( boşalımını) düşünelim. Bu 2 elektronik parçayı dışarıdan müdahele edilmeyen bir kapalı sisteme benzetirsek ilk başta ikisi arasında bir osilasyon yoktur. Dışarıdan kondansatör plakalarına bir üreteç (Pil, akü, güneş pili veya dönen dinamo gibi) bağlayıp sonrasını gözlersek, bu iki parça arasında bir osilasyonun olacağını ölçebilir veya bir osiloskop ekranında bunu gözleriz. Şiddeti gitikçe azalan bir osilasyon sonunda sıfır çizgisine gelir. Dışarıdan tekrar müdahele edilmeden bu mevcut düzenin bir osilatör olarak kullanılması ise imkansızdır.
Çünkü bu elektronik parçalarda karşılıklı alış verişlerde ısı, mağnetik, iç direnç, vb. yitimler yüzünden oslasyon zaman içinde yavaş veya hızlı, ama er geç (Şimdiye kadar yapılan tüm devri-daim düzeneklerinin kısa veya daha uzun sürelerde ama mutlaka da sıfırlanıp durabilmesindeki gibidir. Ancak dışarıdan bir geri besleme ile örneğin mekanik bir salıncak tam sallanırken arkdan birisinin düzenli bunu itebilmesindeki gibi, bu düzenli beslemeyi bir transistörle ve bir elektronik geri besleme sistemiyle bobin-kondansatöre iletebilirsek sürekli çalışan elektronik osilatörümüz o ancak zaman olabilir.
Dünyada kapalı sistemle çalışan aşağı yukarı tüm sistemlerde (Şİmdiye kadar yapılan tüm devri-daim makinesi düzenekleri, alternatör-ac motor ikilisinde, vb.) bu iç kayıplar nedeniyle ve dışarıdan bu kapalı sisteme, bu kaybedilen enerji kadar bir enerji yerine tam olarak konamadığı için bu sistem sonunda kendiliğinden durmaktadır, bu mevcut iç enerji ve enerjinin karşılıklı dönüşüm kayıpları yüzündendir.
Oysa ki “evren sonsuz bir devri daim makinesi gibidir veya öyle gibidir” dendiğinde evrenin Yüce Yaratan eliyle ilk baştan inşa edilip zaman içinde gittikçe de genişlemekte olduğu varsayılırsa veya ilim adamlarının son araştırmaları bunu gösteriyor ise bu sistem kapalı bir termodinamik sistem olarak kabul edilemez, İlk başlangıç noktası büyük patlamayla (Big bang) ile belirlidir, ancak ucu açıktır veya erişebileceği maksimum genişlik belirli değildir, yani iki ucu kapalı doğru parçası (İki boyutlu kağıt üzerinde) değil, bir ucu kapalı diğer ucu açık bir laser ışını gibidir. Kaldı ki evrende uzunluk, genişlik, yükseklik yanında 3 boyutla beraber bir de zaman mevhumu vardır ve bu mevhumun biz şu an bir parçasıyız ve bizzat içindeyiz.
Boşluklu uzayda müonlar, fermiyonlar, vb. enerji yüklü parçacıklar serbest halde bulunabilir ve herhangi bir kapalı sisteme bunlar bobin-kondansatör ikilisindeki, bu örnek osilasyonda olduğu gibi etkiyebilir ve sistemi devri-daim makinesinin çalışması yönünde daha uzun sürelerde çalıştırabilir veya gözlemimiz Einstein'ın tarafsız gözlemci deneylerinde olduğu gibi çok tarafsız olmayabilir, bu etkilenimler bizi çok fazla da yanıltabilir.
Eğer zaman makineleri gerçekten de yapılabilmiş olsaydı, insanlar moleküler ve hücresel bazda parçalanıp ışınlanarak bir yerden başka bir yere zaman değiştirip ışınlansaydı (philadelphia deneyini defalarca okudum ve gerçek olduğuna inanmadım, olabilmiş olsaydı eğer dünya bugün ışınlanma teknolojinde epeyce yol alır, efsane veya masal şeklinde anlatılan eski bir hikaye olarak kalmazdı bu geminin Tesla’nın jeneratörleriyle büyük mağnetik zaman değiştirip asıl içinde bulundğumuz zamandan geriye gidebilmesi gibi anlatılan ünlü deneyde) devri-daim makinelerinden ancak o zaman bahsedilebilirdi, bahsedilebilmesi ve ele alınıp işlenebilmesi de mutlaka o zaman gerekirdi. Ama şu an için devri-daim makinelerinin gerçeğe dönüşmesi; dünyadaki fizik, termodinamik yasalarıyla zamanın geriye alınamaması ve ışınlanma olayının henüz gerçeklenmemesi yüzünden mümkün değildir veya diğer deyişle bu iş daha çok erkendir, bu yolun alınması da uzaydan bu bilmediğimiz çok ileri teknolojiyi bize getirebilecek (?!) birilerinin müdahelesiyle ancak öyle gerçek olabilir. Yani bunun gerçek olabilmesini ben sadece gelecekle ilgili olabilecek olan bazı özel şartlara bağladım.
Devri-daim makineleriyle ilgili “hayır” oyumla anket % az önce % 60 hayırda idi, ancak “hayır”ların ankette hiç olmazsa en az % 85-% 90’larda kalabilmesini bu forumdan bekliyordum, % 20’lik “evet” oyuyla hayal kırıklığına uğradım açıkçası. Kolay gelsin.