- Katılım
- 19 Ocak 2007
- Mesajlar
- 978
- Puanları
- 156
Bilindiği gibi otomasyon, yazılım ve Elektronik insanoğlunun üretimde ve konfor sistemlerinde kullandığı en yenilikçi teknolojilerden biridir. Bu teknolojiler insanoğlu var oldukça sürecektir. Çünkü insanoğlu var oldukça araştırma ve geliştirmeyi sürdürecek hayatın kolaylaştırılması, tıp, konfor, ulaşım, haberleşme ve türevleri hayatın vazgeçilmezlerindendir. Ayrıca insanoğlunda bulunan en güzel özellikler merak ve akıldır. Dünya üzerinde yaşayan en üst sınıf canlı olduğumuza göre gelişim kaçınılmazdır. Bu gelişimden dünya üzerinde yaşayan her birey payını alacaktır. Öyleki bir düşünün bizim bugünkü dünyamızda hayatımıza etki eden en büyük faktör elektriktir. En küçük bir Elektrik kesintisinde ne kadar acizleştiğimizi düşünün. Bugün hastahaneler elektrik sayesinde insanları ayakta tutmakta, elektrik sayesinde diğer enerji çeşitlerimiz üretilebilmekte, eğlenmemizi ve bilgiye ulaşmamızı sağlayan yegane enerji yine elektrikten geçmektedir. Eğer elektrik Thomas Alva Edison tarafından kullanılabilir hale getirilmeseydi ve Nikola Tesla tarafından günümüz enerjisine çevrilmeseydi kimbilir bugün ne halde olacaktık. İlk zamanlarda insanoğlu elektriği kısıtlı olarak yalnızca aydınlanma amacıyla kullanıyordu. Hal böyleyken çeşitli icatlar yapıldı ve bunlar geliştirilerek başka dünyalara örneğin Ay'a insan gönderebilmemiz gerçek oldu. Bu sebepten sahip olduğumuz bilgilerle yalnızca kendi dünyamızı değil diğer sistemleri ve gezegenleride öğrenebilme yeteneği kazandık. Bugün insanoğlu dünya üzerinde yaşayabilme sebeplerinden biridir enerji. Enerjisiz bir hayat düşünülemez.
Mesleklerimizde en iyiyi hedefliyorsak öncelikle enerjinin ne olduğunu temelinde nasıl bir davranış gösterdiğini öğrenmemiz gerekecek. Bugün kullandığımız enerjilerin ne olduğunu bilmeyen bir birey bana göre meslekçi değildir. Şöyleki otomasyonu ve bahsettiğim elektronik ve yazılım meslek dallarını gerçekleştiren enerjiyi öğrenmek bize daha yukarıya çıkan merdivenleri gösterecektir.
İnsanoğlunun seçtiği mesleklerde başarılı olmasının sırrı onu sevmekten geçer. Bugün bir çok gencimiz mesleki konularda yanlış yönlendirilmektedir. Bir bireyin mesleği konusunda sanatsal tecrübesi yok ise o konuda başarılı sayılamaz. Çünkü meslek sevgisi insana o konuda ilham veren en büyük özelliktir. Leonardo Da Vinci mesleklerini sevmeseydi Mona Lisa tablosunu yapabilir miydi sizce?
Ünlü bir düşünür der ki: "Dünyanın en mutlu insanı sevdiği işi yapan kişidir."
Mesleğinizi sevmeniz beraberinde merakı getirecektir. Merak insanoğlunun teknolojide bugünlere gelmesinin en büyük nedenidir. Merak insanoğlunun beynindeki hücrenin anahtarıdır. O anahtarı bulabilirseniz sizi kimse tutamaz. Bu paragrafı iki cümle ile özetlemek istiyorum:
"Ben kimseden akıllı değilim yalnızca fazla meraklıyım"
"Aklı ile övünen kişi hücresinin genişliğiyle övünen mahkuma benzer"
Bu iki söz dünyaya gelip geçmiş en büyük bilim adamlarından biri olan Albert Einstein tarafından söylenmiştir.
Meraklı bir insan her gün yeni bir şeyler öğrenir. Öyleki zamanla bu bilgiler birikerek kişiyi meslektaşlarından farklı bir hale getirir. Teknoloji bir trendir, her gün yeni vagonlar eklenir ve çok hızlı ilerler. O trenin bir ucundan mutlaka yakalamalısınız.
Sistemler yaratılış açısından genelde birbirlerine benzerler. Çünkü aynı temelden ve aynı düşünce tarzından oluşmuşlardır. Yani özellikle otomasyon, yazılım ve elektronik gibi sistemlerde bir sistemi öğrenmek diğer sistemin yarısını öğrenmek demektir. Bugün bir ABB ile KUKA robot arasında dağlar kadar fark görünebilir. Ama temelde ikiside aynıdır ve aynı işi yaparlar. Aynı mantıkla programlanırlar. ABB'yi öğrenmeniz KUKA'yı öğrenmenizin yarısıdır. Bugün toplum olarak zor koşulları olan bir ülkede yaşıyoruz. Ama atalarımızdan örnek alarak bizler kadar yaratıcı, bizler kadar zeki, bizler kadar pratik bir ırk daha yoktur yeryüzünde. Eğer bu özelliklerimizi birleştirebilsek dünyada süper güç yalnızca biz oluruz ve "Gavur yapıyor abi" söylemini tarihe gömeriz. Ama bu ülkenin şartları zor. Biz yalnızca ekmek kavgası ile meşgul ediliyoruz. Biz yalnızca ailemiz ve kendi geleceğimiz için savaşıyoruz.
Karnımız aç ve düşünemiyoruz.
Mesleki gelişim elbette eğitimle olacaktır. Ama bana göre insanın en büyük eğiticisi kendisidir. Siz öğrenme kapılarınızı aralamazsanız yüz binlerce bilgi kafanızda yok olup gidecektir. Beyniniz tıpkı bir EEPROM entegre gibi şekillendirilebilir bir organdır. Gelişim adına fedakarlık yapmanız gerekebilir, sosyallikten vazgeçebilirsiniz. Ama hiç bir bilgi ona odaklanmadan öğrenilmez. Çoğu durumda öğrenme yeteneği insana doğuştan verilen bir özelliktir. Buna zeka deriz. Ama bir şeyi öğrenmeye çalışmak bile bir çok şeyi öğrenmeyi beraberinde getirecek. Şöyleki bugün bir PLC'yi öğrenmeye kalkacaksınız, karşınıza sayı sistemleri çıkacak, Binary, Octal, Decimal gibi. Bunları da öğreneceksiniz haliyle. Yarın robot ve yazılım öğrenmeye çalıştığınızda bunlarla yine karşılaşacaksınız. Robot programlamak için Pascal dilini ve Rapid öğrendiğinizde sonraki gün PC yazılım öğrenmeye çalışacaksınız ve gözünüze büyük görünen şeylerin temelde aynı olduklarını göreceksiniz. Size yalnızca adapte etmek kalacak. Birikecek birikecek birikecek...
Unutulmamalıdır ki, bütün teknolojik gelişmeler insani ürünlerdir. İnsanlar tarafından yapılmıştır. Bu sistemleri yapanların sizden üstün özellikleri yoktur. Şöyle bir bakın Kameralar gözümüzden, hoparlörler ses tellerimizden, Robotlar hareket sistemimizden esinlenerek yapılmıştır. Teknoloji doğa üstü bir olgu değildir. Nasıl çalıştığını öğrendiğinizde aslında ne kadar basit olduklarını göreceksiniz. Merak bunu öğrenmek için en büyük anahtarınız. Kaynak olarak ise dünyanın bence en büyük icadı "internet" var. Sırf bu kaynağı kullanarak profesör olmanız bile mümkün.
Ama;
Sevgi, Merak, İlham... Mesleğinizde başarılı olmanız için önce ruhunuz olacak..
Mesleklerimizde en iyiyi hedefliyorsak öncelikle enerjinin ne olduğunu temelinde nasıl bir davranış gösterdiğini öğrenmemiz gerekecek. Bugün kullandığımız enerjilerin ne olduğunu bilmeyen bir birey bana göre meslekçi değildir. Şöyleki otomasyonu ve bahsettiğim elektronik ve yazılım meslek dallarını gerçekleştiren enerjiyi öğrenmek bize daha yukarıya çıkan merdivenleri gösterecektir.
İnsanoğlunun seçtiği mesleklerde başarılı olmasının sırrı onu sevmekten geçer. Bugün bir çok gencimiz mesleki konularda yanlış yönlendirilmektedir. Bir bireyin mesleği konusunda sanatsal tecrübesi yok ise o konuda başarılı sayılamaz. Çünkü meslek sevgisi insana o konuda ilham veren en büyük özelliktir. Leonardo Da Vinci mesleklerini sevmeseydi Mona Lisa tablosunu yapabilir miydi sizce?
Ünlü bir düşünür der ki: "Dünyanın en mutlu insanı sevdiği işi yapan kişidir."
Mesleğinizi sevmeniz beraberinde merakı getirecektir. Merak insanoğlunun teknolojide bugünlere gelmesinin en büyük nedenidir. Merak insanoğlunun beynindeki hücrenin anahtarıdır. O anahtarı bulabilirseniz sizi kimse tutamaz. Bu paragrafı iki cümle ile özetlemek istiyorum:
"Ben kimseden akıllı değilim yalnızca fazla meraklıyım"
"Aklı ile övünen kişi hücresinin genişliğiyle övünen mahkuma benzer"
Bu iki söz dünyaya gelip geçmiş en büyük bilim adamlarından biri olan Albert Einstein tarafından söylenmiştir.
Meraklı bir insan her gün yeni bir şeyler öğrenir. Öyleki zamanla bu bilgiler birikerek kişiyi meslektaşlarından farklı bir hale getirir. Teknoloji bir trendir, her gün yeni vagonlar eklenir ve çok hızlı ilerler. O trenin bir ucundan mutlaka yakalamalısınız.
Sistemler yaratılış açısından genelde birbirlerine benzerler. Çünkü aynı temelden ve aynı düşünce tarzından oluşmuşlardır. Yani özellikle otomasyon, yazılım ve elektronik gibi sistemlerde bir sistemi öğrenmek diğer sistemin yarısını öğrenmek demektir. Bugün bir ABB ile KUKA robot arasında dağlar kadar fark görünebilir. Ama temelde ikiside aynıdır ve aynı işi yaparlar. Aynı mantıkla programlanırlar. ABB'yi öğrenmeniz KUKA'yı öğrenmenizin yarısıdır. Bugün toplum olarak zor koşulları olan bir ülkede yaşıyoruz. Ama atalarımızdan örnek alarak bizler kadar yaratıcı, bizler kadar zeki, bizler kadar pratik bir ırk daha yoktur yeryüzünde. Eğer bu özelliklerimizi birleştirebilsek dünyada süper güç yalnızca biz oluruz ve "Gavur yapıyor abi" söylemini tarihe gömeriz. Ama bu ülkenin şartları zor. Biz yalnızca ekmek kavgası ile meşgul ediliyoruz. Biz yalnızca ailemiz ve kendi geleceğimiz için savaşıyoruz.
Karnımız aç ve düşünemiyoruz.
Mesleki gelişim elbette eğitimle olacaktır. Ama bana göre insanın en büyük eğiticisi kendisidir. Siz öğrenme kapılarınızı aralamazsanız yüz binlerce bilgi kafanızda yok olup gidecektir. Beyniniz tıpkı bir EEPROM entegre gibi şekillendirilebilir bir organdır. Gelişim adına fedakarlık yapmanız gerekebilir, sosyallikten vazgeçebilirsiniz. Ama hiç bir bilgi ona odaklanmadan öğrenilmez. Çoğu durumda öğrenme yeteneği insana doğuştan verilen bir özelliktir. Buna zeka deriz. Ama bir şeyi öğrenmeye çalışmak bile bir çok şeyi öğrenmeyi beraberinde getirecek. Şöyleki bugün bir PLC'yi öğrenmeye kalkacaksınız, karşınıza sayı sistemleri çıkacak, Binary, Octal, Decimal gibi. Bunları da öğreneceksiniz haliyle. Yarın robot ve yazılım öğrenmeye çalıştığınızda bunlarla yine karşılaşacaksınız. Robot programlamak için Pascal dilini ve Rapid öğrendiğinizde sonraki gün PC yazılım öğrenmeye çalışacaksınız ve gözünüze büyük görünen şeylerin temelde aynı olduklarını göreceksiniz. Size yalnızca adapte etmek kalacak. Birikecek birikecek birikecek...
Unutulmamalıdır ki, bütün teknolojik gelişmeler insani ürünlerdir. İnsanlar tarafından yapılmıştır. Bu sistemleri yapanların sizden üstün özellikleri yoktur. Şöyle bir bakın Kameralar gözümüzden, hoparlörler ses tellerimizden, Robotlar hareket sistemimizden esinlenerek yapılmıştır. Teknoloji doğa üstü bir olgu değildir. Nasıl çalıştığını öğrendiğinizde aslında ne kadar basit olduklarını göreceksiniz. Merak bunu öğrenmek için en büyük anahtarınız. Kaynak olarak ise dünyanın bence en büyük icadı "internet" var. Sırf bu kaynağı kullanarak profesör olmanız bile mümkün.
Ama;
Sevgi, Merak, İlham... Mesleğinizde başarılı olmanız için önce ruhunuz olacak..
Son düzenleme: