Kesinlikle burada bahsi geçen sistemlerin anlaşılabilir sistemler olduğu ve benim bunu kavrayamayıp cahilce şişkin bir ego ile motivasyonumu sürdürdüğümü düşünüyorsunuz. Sizlere bir yere kadar hak verebilirim.
Şimdi sizden beni bu denklemlerden çıkarmanızı isteyeceğim. Çünkü anlaşma sağlamanın tek yolu bu! Sabrım tükenmeden anlatmayı başarırsam bu ve benzer sistemleri yalnızca benim yapma zorunluluğum ortadan kalkar ve neyden bahsettiğimi daha iyi anlarsınız.
Merak etme ikinci paragrafta sorduğun soruya da cevap vereceğim fakat bundan önce daha doğru şekilde birbirimizi anlamamız için ortak olan düşüncelerimizi ortaya koyalım ve görüş ayrılığımızın yalnızca bakış açısı olduğunu anlayana dek sabrımızı koruyalım.
Ayrıca size gelişmiş ülkelerde bu konunun anlaşıldığını ve uygulamaya geçildiğine yönelik net kanıtlar da göstereceğim. Bu sebeple tüm paylaştığım her detayı incelemenizi rica edeceğim.
Sizlerle ortak olan görüşüm şu;
Sistemler enerji almadan çalışamazlar
"Peki o halde anlaşamadığımız nokta ne?"
Sizlere gösterilen ve sizin çalışmasının imkansız olduğunu düşündüğünüz pek çok sistem tasarlandı ve pek çok kişi tarafından özellikle de üniversitelerde bu konulara açıklama getirildi. Bu sistemler ya
bilemediğimiz bir enerji kaynağından besleniyor ya da termodinamik yasaları geçerliğini yitirmeliydi.
"Peki bilemediğimiz henüz keşfedemediğimiz enerji kaynakları var mı?"
Bildiğimiz enerji kaynaklarını kabaca sıralayacak olursak
Fosil yakıtlar
Rüzgar enerjisi
Güneş kaynaklı fotovoltaik temelli enerji (Görünür ışık enerjisi
)
Deniz dalgaları vb.
.
.
Peki ya bilmediğimiz enerji kaynakları neler olabilir? Ayrıca bu enerjiyle çalışan makinelere devridaim makinesi denilebilir mi? Öyle ya devridaim makinesi -- yanlış değerlendirilen -- tanımı itibariyle enerji almadan ya da giriş enerjisini artırarak çalışan makinelere deniyor. Bu sistemler bir kaynaktan besleniyorsa aynı tanım geçerli olmayacağından bunlara hala devridaim makinesi diyebilir miyiz?
1. Görünür ışık dışındaki radyan enerji (Spektrumun geri kalanı)
2. Karanlık enerji (E biliyoruz ama henüz nasıl hasat edildiğini bilmiyoruz)
3. Kütleçekimi enerjisi (Dur bir dakika, nasıl? Potansiyel, kayıplı kinetiğe dönüşür, bundan daha fazlası mı var? Buna enerji kaynağı denilebilir mi?)
Buradaki üç madde için de pek çok bilimsel çalışma var ve çalışan örneklerin olduğunu bilmenizi istiyorum. Konuyu uzatmamak için burada ilk ikisine değil, yalnızca üçüncüsüne değineceğiz. Diğer başlıklarda uygun konu bulursam ya da konu açarak hepsine güncel örneklerle değinmeyi düşünüyorum. Birinci seçenek için Radyo,TV, Wifi verici istasyonlarını çıkardığınızda geriye hiç enerji kalmıyor diye biliyorsunuz ancak gerçekler böyle değil, sırası gelince bunlara da değineceğim.
Şimdi şunu düşünmenizi rica edeyim. Son olarak saydığım bu üç enerji kaynağının en az birini kullanan bir sistem görseniz o sistemlere ne ad verirdiniz? Öyle ya artık devridaim makinesi diyemeyiz fakat bu sistemler hiç enerji nakli gerekmeksizin (manual yoldan, tesla bobini ya da kablo ile) ve içerisinde hiç depolanmış enerji bulundurmadan çalışmasını sürdüren makineler olacaktır. Bu enerjilerden haberimiz olmazsa onların hiç enerji almadan çalıştığını düşünemeyeceğimizden tasarımcılarını sahtekar olarak niteleyecektik.
Çok uzatmak istemiyorum arkadaşlar sadece şu paylaşacağım sitedeki sistemi inceleyin. Evet biliyorum çok detay verilmiyor ancak temel prensibin ne olduğu net olarak açıklanıyor.
Bu yazıyı okuduğunuzda anlayacağınız gibi buradaki sistem ile merkezkaç kuvvetlerinin kinetik enerjiye dahil edilmesiyle elde edilen bir enerji olduğu iddiası var.
Nihayetinde sakın bana bunun basitçe bir tür volan enerji depolama sistemi olduğunu söyleyip güvenli köşenize çekilmeyin. Evet yazıda bunun bir devridaim makinesi olmadığı da yazıyor ancak bu sistemde geri besleme ünitesinin olmadığından dolayıdır. Ayrıca bu prensibi kullanan paylaşacağım daha pek çok şirket var.
Kütleçekimi enerjisi 1G için (yazıyı okuduktan sonra daha iyi anlayacaksınız) kütleçekiminin oluşturduğu merkezkaç kuvvetlerine iş yaptırarak da hasat edilebiliyor. Bunu çok daha detaylı açıklayıp denklemlerle konuyu netleştireceğim. Ayrıca bunu daha önce başaran tarihteki bazı kişilerden de bahsedeceğim. Bu sebeple lütfen anlatmak istediğim konudan beni çıkarın ve size bilgi aktarmama izin verin. Şimdilik merkezkaç kuvvetinin F = m * w * w * r olduğunu bilin ve bu kuvvete iş yaptırarak, enerjinin nasıl elde edildiğini daha detaylı aktaracağım bir sonraki yazıma kadar buraya kadar anlattıklarımdan ne anladığınızı merak ediyor olacağım. Beni hiç konuya karıştırmadığınız fikirlerinizi öğrenmek istiyorum.
https://www.climatecolab.org/contests/2018/circular-economy-economie-circulaire/c/proposal/1334367
Lütfen bu yazıyı Google Çeviri Chrome eklentisini kullanarak Türkçe olarak okuyun. Daha iyi anlamanızı sağlayacak. (Çok iyi çeviriyor) Sonra bu sistemin neden %100 den fazla değil de %95 verimde olduğunu açıkladıklarını hep birlikte değerlendirelim. Bu adamlar çok zeki ve hasat ettikleri enerjinin verimini kullandıkları toplam kütle ile yüzde kaçını alabildiklerini çok iyi şekilde açıklamışlar. Bu konudaki benim açıklamam anlaşılmasını kolaylaştıracak. Sonraki yazımda bu sistemin temel prensibini bir video ile çok net ortaya koyup 1G de maksimum ne kadar enerji elde edilebileceği ile ilgili net denklemler ortaya koyacağım.