Bazı ülkelerde neden 110 volt kullanılıyor?

Sn. muratdaglı vermiş oldugun linkte sorunun cevabı açıkça ortaya konulmuş ,en azından kafamdaki çelişkilerin bir çogu ortadan kalktı...

Sonuç olarak 110 volt kullanan ülkelerin teknolojisinin eski olması, yani elektriği ilk kullanmalarından kaynaklandıgını, buna bağlı olarak alt yapıyı değiştirmenin zor olduğunu açıkça ögrenmiş oldum.
 
Zaman rölesi bir diğer ifade ile zaman saati adı verilen sistem süresi belli olan bir aralıkta araya girmesi veya çıkması amaçlanan elektrik sisteminin kontrol edilmesinde kullanılmak için tasarlanmıştır.
Elektrik tesisatlarında seçilecek kablo kesiti genellikle kullanılacak güce göre çekilecek akımın hesaplanması ile belirlenmelidir.
Sayın arkadaşlarım !

110 v. şebekeyi 220 volta değiştirmek zormudur, pahalımıdır, Amerika neden değiştirmemiş, doğrusu bu konularda fazla fikir beyan edemeyeceğim. Ama bildiğim şu ki ; İstanbulda Nişantaşı, Teşvikiye civarı 1986 yılına kadar 110 v. kullanıyordu. 1986 yılında bütün trafolar 220 v. olarak değiştirildi. O yıldan öncede eski semtler sırasıyla 220 olarak değiştirildi. Ben elektrikçiliğe başlamadan önce haberlerde, gazetelerde yayınlanırdı. " Yarın filanca mahallenin trafosu değiştirileceğinden şu saatten şu saate kadar elektrik verilemeyecek " diye duyardık. Bu da demektir ki İstanbulun ilk elektriği 110 v. idi.

Şebeke alt yapısının değişiminin yanı sıra kullanılan elektrikli cihazlarında değişmesi gerektiğini unutmamalı.
 
Elektriğin ilk kullanılmaya başladığı yıllarda TESLA ve EDİSON'unu kavgaya tutuştuğu zamanlar diyelim. DC mi AC mi tartışması yaşanmış. TESLA nın AC iddası ve hesapları daha üstün gelmiş. TESLA ilk trafoyu Niagara şelalesine kurmuş ve bir bölgeye elektrik götürmüş. Şehir şebekesinde bu kadar yük olacağını tahmin etmemiş olacak yada güvenlik kaygıları olacak ne derseniz deyin TESLA HESAPLAMALARI sonucu en uygun voltajın 110 V en uygun frekansın 60 Hz olacağını bulmuş. Dikkat hesaplamalar diyorum çünki yukarıdaki kaygılar kadar verim , şebeke oluşturmak (dağıtım) gibi faktörler göz önüne alınmıştır. (TESLADAN Bahsediyoruz).
Kısa bir süre sonra Almanlar kendi labratuvarlarında benzer çalışmaları ve hesapları yapmışlar ve en uygun gerilimin 220 V en uygun frenaksın 50 Hz olacağını bulmuşlardır. Burada da heaplamalar önemli (Almanlardan Özellikle HERTZ ten bahsediyoruz )
Amerikalılar birkaç yıl önde başaldıkları için ilk yayılma 110 volt olmuş fakat 220 voltun ustünlüğü görülünce özellikle Avrupa ve dünyanın yeni gelişen bölgelerinde 220 V kullanılmaya başlanmıştır. Amerikada ve 110 volt tesis edilmiş bazı bölgelerde işin bu kadar gelişeceği tahmin edilmediğinden ve yapılmış tesis masrafının yüksekliğinden 110 V korunmuştur.
Olayın asıl ilginç kısmı TESLA yüksek voltajların adamı olduğu halde düşük voltajda yanılmış. HERTZ yüksek frekansların adamı olduğu halde düşük frekansta yanılmıştır. :D :D :D
Günümüzde yapılan teknik hesaplara göre 220 Volt ve 60 Hz nin en uygun dağıtım olduğu anlaşılmaktadır.
 
bilgi: gerilim neden 220 volt frekans neden 50 hz Üç fazlı alternatif akıma dayalı elektrik üretim , dağıtımı 19. Yüzyıl Doğru akım Nikola Tesla adındaki bir mucit tarafından geliştirildi. Tesla Altenatif akım sisteminin, güç dağıtımı açısından kayıpları yüksek olan doğru akım sistemine göre üstün olduğunu belirlemişti. Yaptığı özenli araştırma ve dikkatli hesaplamalardan sonra, Altenatif akım güç üretimi için en uygun frekansın saniyede 60 salınım, yani 60 Hz olduğu sonucuna vardı. Bu frekansla birlikte 240V luk gerilim düzeyini öneriyordu. Fakat bu durum, 110V luk doğru akım sistemlerini devreye sokmuş bulunan ve düşük voltajın daha güvenli olduğunu savunan Thomas Edisonla ters düşmelerine neden oldu. Sonuç olarak, elektrik kullanımı yaygınlaştıka, daha uzak mesafelere güç iletebilmek amacıyla Doğru akım dan Altenatif akım ya geçildi. Bu yapılırken, Tesla nın 60Hz önerisi benimsenmişti. Fakat Edison un yerleştirmiş olduğu 110V luk gerilim düzeyi korundu.

Avrupa Doğru akım ise, Alman AEG firması Avrupa daki ilk güç üretim tesisini inşa ettiğinde, işe 110V luk gerilimle başlandı. Halbuki bu, pek de isabetli bir seçim değildi. Çünkü, düşük gerilim bazı sıkıntılara yol açıyordu. Aynı güçle çalışan iki cihazdan; 110V luk olanı, 220 V luk olanına oranla, iki misli akım çekmek zorundadır. Örneğin 1.5kW lık bir elektrik süpürgesi 220V ta 13.5A, 110 V ta ise 6.8A kadar akım gerektirir. Sonuç olarak, düşük gerilim tercihi halinde; kablo kesitlerinin daha kalın olması gerekir ve bir prizden çekilebilecek güç miktarı daha düşüktür. Ayrıca, bu güç düzeyinin aşılması olasılığı; çoğu aygıtın, başlatma sırasında normal çalışma haline göre daha fazla güç çekmesi nedeniyle yüksektir ve güvenlik amacıyla, prizlere giden dağıtım hatlarına devre kesicilerin konması gerekir. Dolayısıyla, bu sıkıntıları aşabilmek ve aynı bakır tel kesitinden daha az kayıpla daha fazla güç çekebilmek için gerilimi arttırmak gerekiyordu. Nitekim, zamanla 220V standardına yönelindi.


AEG mühendisleri frekans seçiminde de hata yapmış ve 60, onlu sayı sistemine ve metre standardındaki birimler dizilimine uymadığı için, frekansı 50 Hz olarak seçmeyi tercih etmişlerdi. Halbuki 50Hz, üretimde %20 daha az etkin, iletimde %10-15 daha verimsizdir ve trafo üretiminde, %30 a varan oranda daha büyük sarımların ve manyetik çekirdek malzemesinin kullanımını gerektirir. Öte yandan, elektrik motorları düşük frekanslarda daha verimsiz çalışır ve elektrik kayıplarıyla, bu kayıpların yol açtığı ek ısıya dayanıklı olmaları için, daha sağlam yapılmaları gerekir. Ancak, AEG o sıralarda bu alanda bir tekel oluşturduğundan, benimsediği frekans standardı tüm kıtaya yayıldı. İngiltere de ise, ta ki II. Dünya Savaşı ndan sonra 50Hz standardı benimsenene kadar, her iki frekans Doğru akım kullanıldı. Bugün ülke olarak sadece; Peru, Ekvator, Guyana, Filipinler ve Güney Kore, Tesla nın 60Hz frekans önerisini, 220-240V gerilimle birlikte kullanıyor. Avrupa düşük frekans tercihinin doğurduğu ek maliyetleri üstlenirken, ABD ve Japonya düşük gerilimin sıkıntılarını yaşıyor. Bu nedenle olsa gerek, devre kesiciler ABD de, Avrupa dan çok daha önceleri yaygınlaşmış bulunuyor. Ancak, ABD deki yeni inşa edilen binalar artık, nötür uçla arasında 115V gerilim bulunan iki faz ucuna ayrılmış halde, 230V luk gerilim alıyor. Böylelikle fırın gibi fazla güç kullanan ana aygıtlar, 230V a bağlanıyor. Avrupa dan sağlanan elektrikli aygıtlar, frekans farkını kabul ettikleri takdirde bu prizlere bağlanabiliyor.

Ortaya çıkan yeni teknolojilerle ilgili olarak hep, bazı tercihlerin yapılması ve kararların alınması gerekir. Yapılan tercihlerin hepsi, her zaman isabetli olmayabildiği gibi; hatalı tercihlerin uzun vadeli faturası ağır, geriye dönüşü ise daha Doğru akım maliyetli olabilir. Ancak, tercihlerin tam isabetliliğini sağlamak endişesiyle kararsızlığa kapılmak; o teknolojinin hayata geçirilmesini ertelemek ve bu arada, kullanımının sağlayacağı yararlardan yoksun kalmak anlamına gelir. Ki bu felç hali çoğu kez, toplumsal gelişme açısından maliyeti en yüksek olan alternatiftir. Elektrik gücü üretim ve dağıtımındaki frekans ve gerilim tercihlerinin öyküsü, yeni teknolojiler karşısında ne denli cesur ve ne denli dikkatli olunması gerektiğinin tipik bir öyküsüdür. Gerçi ABD ve Avrupa, gerilim ve frekans konusunda en isabetli tercihlerde bulunamadıkları için ek bazı faturalar ödemiş ve hala Doğru akım ödemektedirler. Fakat bu teknolojiden ve tetiklenen pek çok diğerinden türettikleri yararlar sayesinde, ödenen faturadan çok daha büyük ödüller kazanarak, bugünkü gelişmişlik düzeylerine erişmişlerdir.

kaynak tübitak
 
110 Volt ile 220 Volt u mukayese edersek Elektriğin İletilmesinde Kablolardaki Geçen Akıma göre Kayıp
P Kayıp=I*I*R olup Çekilen akımın karesiyle artmaktadır. Yani Kayıplar artmakta Kablo kesitleri hesabında akım 110 voltta 2 katı olacağından Kablo kesitler artmakta gerilim düşümleri hesabındada daha kalın kesitli kablolar kullanılacaktır. Yani İletken Maliyeti artmakta Enerjinin günümüzde çok pahalı ve önemli olduğu olduğu da düşünülürse kayıplarda çok artmakta tüketiciye gelmeden zayii olmaktadır.
İletken bağlantı noktalarıda yüksek akımdan dolayı işçiliğindende çok itina edilmelidir.Birde eski yıllara göre günlük yaşamımıza daha çok giren elektrikli cihazların adedi artmış ve tüketim gücü olarak dikkate alınacak bir süreye gelmiştir.Mesela Mutfak Prizleri 300w düşünülürse günümüzde 300 w komik kalmaktadır.
 
ülekeye dışarıdan ithal mal girmesini engellemek için sanırım.zaten amerikalıların priz yapısı da farklı frekansları da.bizim de en büyük problemimiz ithal mallar değil mi?akıllıca bence
 
selam arkadaşlar hazır 110 vtan soz etmişsiniz size bir sorum var daha doğrusu benım kafamı karıştırıyor.110 v ile calışan makınanın elemanları da aynı 110 v ıle calışıyor.ornegın kontaktore 110 v giriş yaptınmı çıkışınıda tekrar trafonun diğer ucu ıle bağlamak gerekıyor.faz notr 55 v faz faz arası 110 v cıkıyor bu 110 v calışma mantığını acıklarmısınız teşekkurler...
 
kaptan2941,o bahsettigin transformatörün ikitane mi 55 voltluk sekonder çıkışı var.
 
merheba arkadaşlar ;bizim ülkede faz nötür arası 220 iken 3 fazlı sistemde faz faz arası 380 .peki 110 volt kullanan ülkelerde üç faz kaç oluyor.
 

Forum istatistikleri

Konular
129,688
Mesajlar
929,029
Kullanıcılar
452,391
Son üye
girisimci25

Yeni konular

Geri
Üst