Neden sulu akulerde 13.6 kuru akülerde 14.4 volt limit.
Nihayetinde bu akuler bir kimyasal reaksiyonla elektrigi depoluyor. Su an formulu hesaplarini hatirlamiyorum ama 12 volt bur akude 6 hucre var.
Formulde sulu akulerin hucre basi maksimum voltaji 2.2 kuru jel akuler 2.4 volt. Bunlari 6 hicre ile carparsak aku voltaji elde edilir. Siz bu voltajin uzerine çıkarsanız hucrr icindeki kimyasal yapi bozulmaya basliyor. Akimida sinirli olsa dahi aku bozuluyor.
Kurşun asit akülerde temel yapı iki kurşun plaka arasındaki asitten oluşur.
Ayırıcılar veya özel aparatlar konumuzla ilgili değildir.
İki kurşun plaka bir elektrolit içerisinde ise aralarında gerilim farkı bulunmaz.
Bu iki kurşun plakaya DC akım uygulanırsa plakalardan birisi özelliğini kaybetmeye başka bir metalik yapı oluşturmaya başlar.
Başlangıçta kurşunperoksit olarak hazırlanmış pozitif plaka esasen peroksit yapının önceden hazırlanmış olması ile normal şarj karakteristiğine ulaştırılmış olmaktadır. Aksi takdirde plakalardan birisinin elektrik akımı ile tam anlamıyla pozitif kutup oluşturacak şekilde yapılandırılması çok çok uzun süreler alacaktır.
Deşarj esnasında kurşunperoksit plaka özelliğini yitiriyor olsa da, bir akünün boşalması bu plakanın özelliğini tam yitirmesi anlamına gelmez. Sadece bir miktar. Bu sebeple bir akü gerilimi hücre başına 1.8V a indiğinde o akü tamamen boş kabul edilmektedir.
Bir akünün bitmesi demek aslında plakaların özelliklerini tam kaybetmiş olması demek te değildir. Sülfirik asitten doğan bir sülfatlaşmadan dolayı her iki plaka da eşdeğer özelliğe sahip olmaya başlar. Eşdeğer özellikteki iki plakanın arasındaki gerilim farkı da sıfıra yaklaşacak demektir.
Yukarda bahsettiğim üzere her iki plakanın da eşdeğer özelliğe sahip olabilmesi mümkün olamayacağına göre aküler neden bitmektedir.
Sülfatlaşmadan doğan bir akü İÇ DİRENCİ sözkonusudur. Bu sebeple bu iç direncin ortadan kaldırılarak, plakaların yeterli elektrod gerilimine sahip olabilmesi sağlanmalıdır.
İşte bu iç direncin belli seviyede aşılabilmesi için mutlaka belli bir gerilim uygulamak şarttır.
İç direnç+sülfatlaşma+akü ters gerilim olarak ele alındığında, zaten 12-14V olan bir aküye 14V civarı gerilim vererek şarj etmek asla bilimsel olmayacaktır.
Sülfatlaşma plakalar üzerinde eşit şekilde yayılmış olamaz. Bazı plakaların orta kısımlarında fazla ise bazı plakaların kenar uçlarında daha fazla sülfatlaşma olabilir. Bunların açılabilmesi için yani tüm plakaların yüzeylerinden eşdeğer akım akıtılabilmesi için uygulanan gerilimin akü geriliminden daha yüksek olması şarttır.
Sağlıklı bir akü için ideal şarj gerilimi 18V olarak bildirilmiştir. Sülfatlaşmanın miktarına göre bu gerilim daha da yüksek olabilmektedir.
Ancak akü iç direncinin şarj esnasında kontrolü mümkün olmadığı için sabit akım en ideal şarj tekniğidir.
Bu tür depolama aygıtları akım ile şarj oldukları için bu yapı içerisinden geçirilebilecekmax akım mutlaka bildirilmiştir. Esasen akülerin boşalma anında da içerisinden bir akım akmaktadır.
Akan bu akım aşırı yüksek olursa bilinir ki akülere zarar vermektedir.
Yeni depolama ürünlerinden Li-ion veya Li-Pol teknolojisinde ise şarj tekniği sadece akımla ilişkili değildir.
Elektrodlar arası potansiyel farkının belli bir seviyenin üzerine ulaşmasına asla müsaade edilemez. Bu gerilim farkları onda birler veya onda ikiler seviyesinde ele alınmaktadır.
Bu tür bir depolama birimine uygulanan gerilim öngörülen gerilimden yüksek ise o depolama birimi anında deforme olacaktır.
@serkan_48 in bahsetmiş olduğu teknik esasen bu tekniktir.