uzmansel
Üye
- Katılım
- 1 Eki 2006
- Mesajlar
- 297
- Puanları
- 6
Aşağıda eklediklerim ekşi sözlükten alıntıdır ben okurken yarıldım...
1 filmlerde hiç bir zaman bir muslukçu, bir tüpçü gibi "özel" rollerde görülemeyen, tesisat işlerinin dışlanmış elemanı...nedir bu elektrikçi düşmanlığı anlamak mümkün değildir, onlarda sıhhı işler yapar, iyi işler yapar...neyse, bir bilen bulunur elbet..
2 verdikleri sözde durmayan mendebur bir insan grubudur bu elektrikçiler, aynı diğer ustalar gibi, "gelirim" der gelmez, "yaparım" der yapmazlar.
iki faz bir nötr, nereye götürürsen götür.
3 piyasada gerçekten kaliteli ve dürüst iş yapanı bulmanın artık hayal olduğu mesleklerden biri.. iyilerini tenzih ederim lakin üçkağıtçılık sıralamasında sıhhi tesisatçılar ve televizyon tamircileriyle beraber başı çekerler. bütün teknik servislerde hatta, hp servislerinde bile bunların uzantılarına rastlamak mümkündür. uzun zamandır neden bu meslek erbabının böyle yamuk tabiata sahip olduğu hep aklımı karıştırmıştır. önceleri konuya bilimsel yaklaşımlarla irdeleme yolunu seçerek, herhalde elektronlar zamanla beyindeki bazı merkezleri kafakola alıyorlar, o yüzden bu arkadaşlar böyle dalavereci çıkıyorlar diye düşünmüştüm ama saçmaydı, ikinci dönemde, "para insanı bozuyor mirim" dedik. ancak genel nazar-ı itibarla bunların çoğu parasız, hatta sağdan soldan borç isteyen insanlar olunca bu fikir de suya düştü.
neticede, her meselede olduğu gibi piskolog arkadaşlarla, bunların çocukluğuna inmenin sistemin oluşum mekanizmasını açıklamada önemli olacağı kanaatine vardık. sağolsunlar yardımcı oldular. gerçekten de bu elemanların çocukluğunda haylaz, sorumsuz, çantayı eve atıp önlükle top peşinde koşan tipler olabileceği aklımıza yattı. bu duruma şahit olan a babası da; "bu velet okumayacak" diye çocuğun kolundan tuttu ve sanat okuluna yazdırdı. diğer mahallede ise aynı endişeyle b babası da aynı yolu seçti. a,b,ü,x derken sanat okulu bu veletlerle kaynamaya başladı. ne mi oldu? karnesindeki 3'ü 8 yapan arkadaşlar, aynı beceriyi direk tepesinde, pano başında ve tezgahta da sergilemeye başladılar. sonuçta atmosferdeki su buharı yoğunlaştı ve bugünkü karalar oluştu. avustralya zamanla asya'dan koparak ayrı bir kıta haline geldi..
4 görevlerini hakkıyla yerine getirmek için her türlü riske giren insanlardır.
bugün bizim evdeki bozuk lambayı tamire gelen bir tanesi kontrol kalemini kullanarak lambaya elektrik ulaşmadığı sonucuna vardı. sonra lambayı sevk ve idare eden düğmeyi kontrol etti. orada da elektrik olmadığını saptayınca "ulan acaba kalem mi bozuk dedi". ve sıkı durun. parmağını yalayıp çıplak tele önce hızla dokundurdu, sonra resmen tuttu. tutmasıyla "hassktir" diye bırakması bir oldu. harbi kalem bozukmuş.
evet, sizin gibi ben de, kontrol kalemini çalışan bi prize sokarak denerdim. ama o yapmadı.
5 diplomasız elektrik mühendisi de denmektedir kendilerine.
6 bunlar kadar disiplinsiz bir meslek grubu daha varsa elektrikçi olayım.
hayatım boyunca karşılaştığım hiçbir meslek erbabına benzemeyen bu arkadaşların kitabında randevu, sadakat, sözünde durma gibi kelimeler yazmıyor kesin. karılarının her talebine "tamam", "evet" falan deyip bildiğini okuyan ve bunu bir tarz olarak benimsemiş kocalar gibiler. e işin varsa işim var de, zaten elimiz mahkum bekleyeceğiz seni senin belirleyeceğin saatte, hatta günde. sen "ancak yarın gelirim ben" desen yerine koşup gelecek meslektaşın mı var sanki, korkma. 'birazdan gelme', 'bir kaç saate gelme' gibi yuvarlak laflara doyalı çok olduğundan, hem elemana vakit sağlamak hem de kendine 'e sen sıkıştırdın' dedirtmemek için zaman geniş tutulur; sabah aranır, "çokkk acilll" sorununuz için öğleden sonraya davet yollanır, "taabii taabii"ler dinlenir.
akşam olur.
ertesi gün olur.
1 filmlerde hiç bir zaman bir muslukçu, bir tüpçü gibi "özel" rollerde görülemeyen, tesisat işlerinin dışlanmış elemanı...nedir bu elektrikçi düşmanlığı anlamak mümkün değildir, onlarda sıhhı işler yapar, iyi işler yapar...neyse, bir bilen bulunur elbet..
2 verdikleri sözde durmayan mendebur bir insan grubudur bu elektrikçiler, aynı diğer ustalar gibi, "gelirim" der gelmez, "yaparım" der yapmazlar.
iki faz bir nötr, nereye götürürsen götür.
3 piyasada gerçekten kaliteli ve dürüst iş yapanı bulmanın artık hayal olduğu mesleklerden biri.. iyilerini tenzih ederim lakin üçkağıtçılık sıralamasında sıhhi tesisatçılar ve televizyon tamircileriyle beraber başı çekerler. bütün teknik servislerde hatta, hp servislerinde bile bunların uzantılarına rastlamak mümkündür. uzun zamandır neden bu meslek erbabının böyle yamuk tabiata sahip olduğu hep aklımı karıştırmıştır. önceleri konuya bilimsel yaklaşımlarla irdeleme yolunu seçerek, herhalde elektronlar zamanla beyindeki bazı merkezleri kafakola alıyorlar, o yüzden bu arkadaşlar böyle dalavereci çıkıyorlar diye düşünmüştüm ama saçmaydı, ikinci dönemde, "para insanı bozuyor mirim" dedik. ancak genel nazar-ı itibarla bunların çoğu parasız, hatta sağdan soldan borç isteyen insanlar olunca bu fikir de suya düştü.
neticede, her meselede olduğu gibi piskolog arkadaşlarla, bunların çocukluğuna inmenin sistemin oluşum mekanizmasını açıklamada önemli olacağı kanaatine vardık. sağolsunlar yardımcı oldular. gerçekten de bu elemanların çocukluğunda haylaz, sorumsuz, çantayı eve atıp önlükle top peşinde koşan tipler olabileceği aklımıza yattı. bu duruma şahit olan a babası da; "bu velet okumayacak" diye çocuğun kolundan tuttu ve sanat okuluna yazdırdı. diğer mahallede ise aynı endişeyle b babası da aynı yolu seçti. a,b,ü,x derken sanat okulu bu veletlerle kaynamaya başladı. ne mi oldu? karnesindeki 3'ü 8 yapan arkadaşlar, aynı beceriyi direk tepesinde, pano başında ve tezgahta da sergilemeye başladılar. sonuçta atmosferdeki su buharı yoğunlaştı ve bugünkü karalar oluştu. avustralya zamanla asya'dan koparak ayrı bir kıta haline geldi..
4 görevlerini hakkıyla yerine getirmek için her türlü riske giren insanlardır.
bugün bizim evdeki bozuk lambayı tamire gelen bir tanesi kontrol kalemini kullanarak lambaya elektrik ulaşmadığı sonucuna vardı. sonra lambayı sevk ve idare eden düğmeyi kontrol etti. orada da elektrik olmadığını saptayınca "ulan acaba kalem mi bozuk dedi". ve sıkı durun. parmağını yalayıp çıplak tele önce hızla dokundurdu, sonra resmen tuttu. tutmasıyla "hassktir" diye bırakması bir oldu. harbi kalem bozukmuş.
evet, sizin gibi ben de, kontrol kalemini çalışan bi prize sokarak denerdim. ama o yapmadı.
5 diplomasız elektrik mühendisi de denmektedir kendilerine.
6 bunlar kadar disiplinsiz bir meslek grubu daha varsa elektrikçi olayım.
hayatım boyunca karşılaştığım hiçbir meslek erbabına benzemeyen bu arkadaşların kitabında randevu, sadakat, sözünde durma gibi kelimeler yazmıyor kesin. karılarının her talebine "tamam", "evet" falan deyip bildiğini okuyan ve bunu bir tarz olarak benimsemiş kocalar gibiler. e işin varsa işim var de, zaten elimiz mahkum bekleyeceğiz seni senin belirleyeceğin saatte, hatta günde. sen "ancak yarın gelirim ben" desen yerine koşup gelecek meslektaşın mı var sanki, korkma. 'birazdan gelme', 'bir kaç saate gelme' gibi yuvarlak laflara doyalı çok olduğundan, hem elemana vakit sağlamak hem de kendine 'e sen sıkıştırdın' dedirtmemek için zaman geniş tutulur; sabah aranır, "çokkk acilll" sorununuz için öğleden sonraya davet yollanır, "taabii taabii"ler dinlenir.
akşam olur.
ertesi gün olur.
Moderatör tarafında düzenlendi: