elektro mıknatıs nasıl çalışır

Sn. c0admin; sözünü ettiğiniz şeklindeki elektrikle mıknatıslanma olayı ; sadece doğru akımda (DC' de) iken olabilir. Dc akımla, uygulanan + ve - kutupları, bu selenoidin uçlarından girerken, bir kutbu N kutbu, diğeri S kutbu şeklinde olur. + ve - dc kutupları eğer bu bobin uçlarından girmeden önce yer değiştirirse, bu defa N olanı S, S olanı da, bu dc akım geçtiği sürece sürekli N kutbu olur. Akım kesildiğinde nüve malzemesine bağlı olarak artık mıknatisiyet nüve içinde bir miktar da kalabilir. Mıknatıs çeliği şeklindeki bir nüve malzemesiyse seçilen bu malzeme, geçen akım şiddeti (amper) yeterince yüksek ve yeterli süreler boyunca geçerse daimi mıknatıs haline de gelebilir.

Alternatif akımlı sinüs dalgası şekliyle giren ac akımında ise, yine silis saç dilimli nüveli olan ayni selenoidin beslenmesinde, selenoidin nüvesinin bir tarafı S, diğer tarafı (Kutbu) N kutbu şeklinde olamaz, ac akım +-+-+-+-+-+-+-..... şeklindeki süreçlerle, saniyede 50 kez yön değiştirirken (50 HZ.'de) kutupları da senkron olarak saniyede 50 kez N-S-N-S-N-S-N-S.....şeklinde sürekli yön değiştirir. Böylece örneğin hiçbir hareketli parçası bulunmayan ve akımın volt/amper oranını değiştirip düzenleyen trafolarda, primer sarıma giren ac akımı, sarım sayısına bağlı olarak sekonder sarımda da ayni sinüs çıkışlı ac akımını oluşturmuş olur. Kolay gelsin.
 
Hocam bende onu diyorum sinüs dalga formunda 20ms içinde bir kıtup N olur diğer kutup S olur. Böylece seri bir şekilde elektromıknatısı elde ederiz yanlışmıyım?

Sent from my SM-N910C using KontrolKalemi Forumu mobile app
 
Merhaba. Kusura bakmayın, mevcut ifadenizi dalgınlıkla yanlış değerlendirmiş de olabilirim, o anda. Evet söylediğiniz şekilde ac akımla elektromıknatıslar yine elde edilir. Ticari, endüstriyel uygulamalarda tercih edielerek kullanılabilir, zaten üst nüvesi yayların itmesiyle kapanmayan 3 fazlı bir kontaktörde, bobine giren ac akımla aniden elektromıknatıs olan E nüve, karşısındaki I nüveyi aniden kendine çekerek kontakları birleştirebilir. Bu hemen her gün ve yaygın olarak otomasyonlarda, otomatik kumandalarda kullanılan yararlı bir elektromıknatıs çeşididir, çok iyi bildiğiniz gibi. Kolay gelsin.
 
Arkadaşlar peki dc elektro mıknatıs ile ac elektro mıknatısın farkı ne?
Benim bilgim şu; Dc magnet de sadece tek n-s kutbu oluşur ve sabittir. Ac de ise saniyede 50 kez n-s-n-s kutuplar yön değiştirir (tabi 50 hertz'e göre).
Soru 1-) şebeke voltajı 50 hertz değilde 1000 hertz olsa idi saniyede 1000 defa mı ns ns olacaktı? Eğer öyle ise ac akımı 1000 hertze nasıl yükseltiriz? (Tesla bobin yaptığı vakit hertzden dolayı jenaratörler dayanamamış ise bu 220v 50 hertzi jenaratörlemi 1000 hertze yükselticez? Yoksa bi cihaz yapılabilirmi hertz yükseltecek çünkü daha güçlü ve devirli asenkron motorlar yapılabilir)
2-) hertz (frekans) neye bağlıdır? Yani diyelimki bir alternatör yaptık (ac üreteç) bu alternatörü baraj suyu ne kadar hızlı dönderir ise o kadar yüksek frekans mı elde ederiz? Yoksa altörnatörü sardığımız zamanki tel kalınlığı veya sipir sayısı fazlalığı mı? (Altörnatör sarımı yaptım tel ne kadar kalın olur ise o kadar yüksek akım elde ederiz ama frekansı nasıl yükseltiriz neye bağlı altörnatörde?)
3- 1000 hertz elde ettik diyelim. 50v 50a 50hz bir elektriğin kablo kesiti 2mm ise mesela, 50v 50a 1000 hz'in kablo kesiti de 2mm diyelim kabloda ısınma erime olurmu tahminen? Yani hertz kablo çepının kalınlığına ihtiyaç duyarmı? (Eğer deneme yaparsam kablo erimesin :)

Arkadaşlar lütfen bilgi verirseniz sevinirim teşekkürler
 
Arkadaşlar peki dc elektro mıknatıs ile ac elektro mıknatısın farkı ne?
Benim bilgim şu; Dc magnet de sadece tek n-s kutbu oluşur ve sabittir. Ac de ise saniyede 50 kez n-s-n-s kutuplar yön değiştirir (tabi 50 hertz'e göre).
Soru 1-) şebeke voltajı 50 hertz değilde 1000 hertz olsa idi saniyede 1000 defa mı ns ns olacaktı? Eğer öyle ise ac akımı 1000 hertze nasıl yükseltiriz? (Tesla bobin yaptığı vakit hertzden dolayı jenaratörler dayanamamış ise bu 220v 50 hertzi jenaratörlemi 1000 hertze yükselticez? Yoksa bi cihaz yapılabilirmi hertz yükseltecek çünkü daha güçlü ve devirli asenkron motorlar yapılabilir)
2-) hertz (frekans) neye bağlıdır? Yani diyelimki bir alternatör yaptık (ac üreteç) bu alternatörü baraj suyu ne kadar hızlı dönderir ise o kadar yüksek frekans mı elde ederiz? Yoksa altörnatörü sardığımız zamanki tel kalınlığı veya sipir sayısı fazlalığı mı? (Altörnatör sarımı yaptım tel ne kadar kalın olur ise o kadar yüksek akım elde ederiz ama frekansı nasıl yükseltiriz neye bağlı altörnatörde?)
3- 1000 hertz elde ettik diyelim. 50v 50a 50hz bir elektriğin kablo kesiti 2mm ise mesela, 50v 50a 1000 hz'in kablo kesiti de 2mm diyelim kabloda ısınma erime olurmu tahminen? Yani hertz kablo çepının kalınlığına ihtiyaç duyarmı? (Eğer deneme yaparsam kablo erimesin :)

Arkadaşlar lütfen bilgi verirseniz sevinirim teşekkürler

Merhaba.Cevaplar;

1- Zaten Tesla, radyo vericileri için gereken çok yüksek frekanslı akımı, voltajı bu özel jenaratörlerle elde etme zorluğu nedeniyle yüksek voltaj/yüksek frekans dönüşümlü, iç osilasyonlu (L-C'li) osilatör devrelerini daha sonra bu amaçla radyo vericileri için kullanmıştı, çünkü jeneratörün yüksek devriyle (bazı mekanik zorluklar nedeniyle) belirli bir HZ’in eldesinden sonra yüksek devirle bunu elde edebilmek çok güçleşir. Günümüzde yüksek frekanslı kaynak elektrotlarını daha kolay ilk ark oluşturup başlatma (starter) amaçlı bazı elektronik devrelerde, örneğin ilk ark için osilatörlü (L-C) devreleri kullanılır. Frekans 1000 HZ. olduğunda AC akımdaki elektromıknatısın kutupları saniyede 1000 kez sırasıyla N ve S kutbu olur, bu doğrudur.

2- Aslında formüle göre sadece iki kutuplu alternatörde en yüksek deviri (3000 d/dk ile) 50 HZ'i elde edebilmek için vermemiz gerekir, kutup sayısı arttıkça bu ayni (örneğin 50 HZ’lik) frekansı elde edebilmek için su düşümlü, Francis türbinli, gel-git santrallerindeki kaplan türbinli, vb. HES’lerdeki alternatörleri daha böylece çok daha düşük devirlerde döndürüp ayni 50 HZ’i yine elde edebiliriz. Çok kutuplu bu alternatörü çok hızlı döndürürsek o zaman bu frekans daha yüksek çıkış değerlerinde alınır. Asenkron motorlarda ise kutup sayısı ile devir arasında ters orantı vardır, kutup sayısı arttıkça uygulanan ayni frekans ve voltla devir sayısı kademeli olarak gitgide düşer. Tel kalınlığı çıkışta amperi, spir (sarım) fazlalığı voltajın daha fazla olmasını sağlar, ayni trafoların primer/sekonder spirlerindeki değişikliklerde, değişik spir/kesitte değişik volt/amper çıkışındaki gibidir.

3- Yüksek frekanslı akımlar bobinlerle indüksiyonlu ısıtmalı (Veya indüksiyonla yüzey sertleştirme işlemi gibi) endüstriyel bir uygulaması bulunur, ayrıca mutfaklardaki indüksiyonlu ocaklar veya sanayide kullanılan indüksiyonlu fırınlar gibi. Ancak belirli bir HZ değerinden sonra AC akım silisli çelik saç nüvelerde aşırı iç ısınmaya neden olur, bu ısı sargıyı da dolaylı olarak ısıtır, ancak belirli HZ’e kadar 50 - 60 HZ gibi demir saç nüveli olanlarda, elektromıknatıs bobini olarak kullanımı yapılabilir. Çok yüksek frekanslı akımlar SMPS’li nispeten daha ferrit vüveli bu küçük trafolarda, ferrit, monoblok bir nüveden oluşur ve yüksek freakans ancak o zaman bu nüvelerde aşırı ısınmaya neden olamaz, nüvelerin seçimi/yüksek, alçak frekanslı akım farkları bunlardır. Yani frekans (HZ seçimi) kablo kesiti ile değil nüve cinsine bunun seçimine bağlı olarak birlikte belirlenmiş olur. Kolay gelsin.
 
Son düzenleme:
Cevap için çok teşekkürler binbaşı. cevabınıza karşılık bikaç sorularım daha olacak.
1-) sabit mıknatısa akımmı veriyorlar yoksa dc manyetik alan mı veriyorlar onu bilmiyorum sizce ne olabilir akım mı yoksa manyetik alan mı? Akım veriyorlar ise 12v 20 amper şase yapmazmı? (Daire mıknatıs düşün alt tabla (-) üst tabla (+) koyuyolar enerji veriyolar şase olmuyo neden?
2-) 12v 20 amper şase yapıyor ise manyetik alan veriyorlar demektir. Yani 2 adet aynı ölçülerdeki çubuk nüveyi ayrı ayrı emaye tel ile sarıp elektromıknatıs hale getirdikten sonra dc enerjinin anodunu 1.elktrmıknatısın girişine katodunu ise 2.ektrmıknatısın çıkışına verdiğimizi düşünür isek 1.ve2.elektro mıknatısın arasına (sabit mıknatıs yapacağımız) daire parçamızı arasına koyar isek hem dc iletkenlik oluşur ve ektromagnet oluşur hemde parçamız iletkenlik sağladığı için (+) ve (-) yüklenir. Doğrumu anlattım? Yani hangisi magnet yapımında kullanılır? Veya daha mantıklı.
 
Merhaba. Cevaplar;

1- Daimi (sabit) olan bir mıknatısa üzerindeki bobin içinden DC akımını geçirip verdiğimizde, bobinde oluşan mağnetik alanla ve daimi mıknatısın kendi doğal mağnetik alanı ile ileriye veya geriye doğru (oluşan N ve S alanının yönüne göre) hareket (indüksiyon akımıyla hareket eden Dc motorlarının rotoru gibi) etmeye çalışır, bizim uçlarına DC akımını verdiğimiz ve daimi mıknatıs yapmaya çalışacağımız daimi mıknatıs adayı olan malzeme ise, iç malzeme yapısıyla mıknatıslanmaya çok uygun seçilmiş bir mıknatıs çeliği veya daimi (kalıcı) mıknatıslanabilme özelliği çok iyi olabilen diğer başka alaşımlar olmalıdır.

2- Akım mı manyetik alan mı? Bunun cevabı elektromıkntıslandırmayla bu işlem yapılırken elbette ki akımdır, DC akım içinden geçen bu bobinde bir mağnetik alanı oluşturmadan, daimi mıknatıs yapmaya çalışacağımız bir çeliği veya mıknatısa uygun alaşımı daimi mıknatıs özelliğini kazandırıp zaten yapamazsınız. Ancak daimi mıknatısa sürtünme yoluyla veya mağnetik olarak çekilip yanında bir müddet durmayla örneğin bazı çelik türleri daimi (kalıcı) olarak mıknatıslandırılabilir, örneğin bazı çelik tornavida uçlarının, hoparlör mıknatıslarına yaklaştırılmasıyla, ayni yönde bir müddet sürtülmesiyle (bu DC akımı vermeyle değil kalıcı bir mıknatısın mağnetik alanına bir süre maruz bıraktırmayla oluşturulan daimi mıknatıslandırmadır) daimi mıknatıslanıp evde, iş yerlerinde, vb. bazı tamir işlerinde kullanılması gibidir.

Halka mıknatısların da N ve S kutbu vardır, buna uygun bir selenoidle DC akım verildiğinde, kendi malzemesi kalıcı mıknatıslanmaya uygunsa (mıknatıs çeliği gibi) daimi mıknatıs özelliğini kazanabilir. Statik elektrikle veya sizin söylediniz gibi iki statik yüklü bobin veya plaka arasında bu statik elektriğin etki alanıyla mıknatsılanma özelliği kazandırılamaz, ama geçici statik elektrik özelliği bu statik etki alanından dolayı o anlarda geçici olarak kazandırılabilir.

3- O sizin bahsettiğiniz + ve – plakalara statik elektrik verierek (Kondansatör plakaları gibi) statik elektrikle iki plaka arasındaki etkide bırakıp sadece statik elektrikle yüklemedir, mıknatıslamada ise statik elektrik değil, normal DC elektrik akımını, + uçtan – uca doğru, uygun bobin içinden geçirip belirli süreler boyunca akıtmanız lazımdır.

Bobine uygulanacak akımın volt/amper değeri bobinin spir sayısı ve bobin tel çapına çok uygun olmalıdır, yoksa bobin aşırı ısınır, şase yapmak şeklindeki bu ifadenizle, bu güç kaynağının redresör ve trafosunu fazla ısıtıp yakabilir, aşırı volt ve amper değerleri omaj değeri veya volt/amper girişi uygun olamayan selenoidlere uygularken mutlaka uygun aküleri kullanmanız daha iyidir, böylece güç kaynağını çok fazla zorlatarak yakmış olmaktan korunmuş olursunuz. Ama selenoide gereken volt/amper ayarı ayarlı güç kaynağından elle uygun volt/amper olarak ayarlanıp verilen durumlarında böyle bir risk bulunmuyor. Kolay gelsin.
 
Son düzenleme:
Ustam çok teşekkürler verdiğin bilgiler için. Benim yaptığım 5mm çap 10cm uzunluğunda 2 adet pime (kalıpçıların kalıplara taktıkları delici pim) 1mm emaye telden 250 sipir sardım ve 5 volt verdim. (2 tanesinede ayrı ayrı verdim ama trafo çıkışları (sekonder) aynı. Farklı trafo çıkışından verdiğim zaman daha fazla akım çektiği için olsa gerek manyetiklik biraz daha artıyor gibi sanki) Elime metal bir malzeme alıp yaklaştırdığımda titreme oluyor (saniyede 50 hertz olduğu için olsa gerek) Ama aynı işi dc de yaptığım zaman titreme olmuyor (akım yönü değişmediği için)
Şimdi burdan yola çıkarak bi kaç sorum daha olacak.
1-) trafo transformatör sadece ac akımda oluyor dc de olmuyor bunun nedeni dc akımın saniyede 50 sefer yön değiştirmediğinden kaynaklanıyor anladığım kadarı ile. Çünkü trafoda nüveye bobin teli sardığımızda nüvede manyetik alan oluşuyor ama manyetik alan 50 sefer yön değiştiriyor. Bu yüzden dolayı sekonder tarafından (pirimer sargılara temas etmeden) elektrik üretebiliyoruz. Ama nüvedeki bobine dc akım verdiğimiz zaman akım tek yönde gittiği için (frekans olmadığı için) sekonderden elektirik üretemiyoruz. Uzatmayalım.
Daimi mıknatısa saniyede 50 sefer yön değiştirme özelliği verilseydi ne olurdu? Sınırsız enerjimi olurdu? Yani mıknatısa bobini sardığımız zaman pirimerle uğraşmayacak sadece sekonderle işi bitirecektik. Öylemi?

2-) Daimi mıknatıslara (neodyum değil oksit) dc 300 volt 30 amper gücünde manyetik alan verliliyor ve atom etrafındaki elektron tek yönde dönmeye başlıyormuş anladığım kadarı ile. Şimdi benim burda anlamadığım. Elektronlar (-) yüklü ise nasıl olurda 2 kutup oluşur? Yani elektrikte anot katot var (-) (+) var anyon katyon var. Mıknatısta ise n ve s var yani kuzey güney. Mıknatısta akımdan elektrikten yapıldığı için (n) nereden gelmiş? Yani elektronlar (-) ise, (+) nerden geliyor? Yani protonlar (+) yüklü ise alternatörde kullandığımız (elektro veya daimi) mıknatıslar protonlarıda mı itiyor? Kafamı karıştıran bu (+)?

3-) Gözünüzün önünde canlandırın lütfen bi mıknatıs düşünün 2 kutup ve sabit sadece n ve s kutupları var. Bu kutuplara yer değiştirttirebilirmiyiz. Mantıklı bi cevap varmı? Yani durduk yere değişebilirmi elektronların yönü?

4-) ac elektrikte yön değişmesi nasıl oluyor araştırdım ama delil yok. Nötr ve faz 2 kablodan nötr faz nötr faz nötr faz olarakmı yön değiştiriyor? Sanmıyorum çünkü kontrol kalemini tuttuğum zaman sadece faz da değil nötr de de ışık yanardı zannedersem. Yön değiştirme nasıl oluyor? Sadece faz damı oluyor. Yani sadece faz kablosu saniyede 50 sefer ileri geri ileri geri ileri geri mi yapıyor? Saygılar.
 
Son düzenleme:
Bir faz ve bir nötr yada DC akım için + veya - olmazsa olmaz.
 
Merhaba. Metal malzeme yaklaştırıldığında bunda bir titremenin olması ; AC akımda, bu nüvedeki selenoide (sarıma) uygulanan akımın da 1 sn. ‘de 50 kez yön değiştirmesi, DC akımda ise bu akım tek yönlü olduğundan oluşan mağnetik alandaki bu kutbun da hiç yön değiştirmeden ayni kutupla (N veya S olarak) çok yakınındaki mağnetik, metal malzemeyi hiç titremeden kendine doğru çekebilmesidir.

Cevaplar;
1- Daimi mıknatısa saniyede 50 kez yön değiştirme özelliği verilseydi ne olurdu? Bir alternatör olup AC elektrik akımını sürekli bu değişim olduğu sürece de üretilrdi. Bisiklet dinamosundaki ortadaki daimi (kalıcı) mıknatıs saniyede 50 kez içindeki statorun önünden N-S-N-S- …şeklinde değişimle geçerken 6 volt 0.5 A 50 HZ’lik AC akımı stator sarımlarında üretilir ve bu akım ön ve arka farları yakabilir. Çubuk mıknatısın tam ortasından yataklayıp selenoidli nüvenin önünden bu mıknatısın N ve S kutbunu, mıknatısa saniyede 50 kez N ve S kutbu değişecek devirle döndürürüsek bu selenoidin sarımlarından 50 HZ,lik AC akımını sarımın sarım sayısıyla orantılı elektriği üretmiş oluruz, alternatörlerde ise bu nüveli bobin 3 faz için 3 adet ve dönen mıknatıs ise, üzerinden DC akımı geçerek mıknatıslanan bir elektromıknatıstır.

2- Kalıcı bir mıknatısın veya bir elektromıknatısın N ve S kutbu nasıl oluşur? Atomdaki çekirdeğin etrafında hızla spin atarak dönen elektronların spin (dönme) hareketi (sağdan sola veya soldan sağa doğru) küçük bir mıknatısiyeti oluşturur, Bir atom içinde oluşan bu küçük mıknatısiyet, mıknatısı oluşturan tüm malzeme (tüm mıknatıs atomlarıyla birlikte) içinde tüm bu atomların bileşkesi olarak artarak büyür ve çok kuvvetle çeken bir mıknatıs alanını oluşturmuş olur. Ancak ayni yöne dönen elektronlar, sayıca eğer ters yöne dönen atom yörüngesindeki diğer elektronlarla sayıca tam eşitse bu mıknatıs özelliği tam sıfırlanır, yani ferromanyetik malzemenin elektrik akımıyla veya atom yapısına göre kalıcı mıknatıs (Mıknatıs taşı, mağnetit, Fe3O4, doğal mıknatıs) olabilmesinde, bu ters yönlerde dönen elektronların sayıca az veya hiç bulunmamasıyla, belirli yönde (Sağdan sola veya soldan sağa) spinle dönen elektronların ise her zaman çoğunlukta kalması, ters yönde dönenlerin azınlıkta kalması şartıyla bu malzeme bir mıknatıs özelliği gösterip diğer ferromanyetik malzemeleri kolayca kendine doğru çeker. Çekme nedeni sadece atom etrafında dönen elektronların (- yüklü) ayni yönde dönmesiyle oluşur, ancak nötronların (Nötr) veya atom çekirdeğinin (+ yüklü) bu mıknatısiyetle hiç bir bir ilgisi yoktur.

Dönen her bir elektron buradan hareketle ayni çok düşük güçte mıknatıs gibidir, dönerken ayni mıknatısın kutupları gibi bunların da kuzey ve güney kutupları vardır. Yani mıknatısın N ve S kutbu ; bu elektronun hangi yönde doğru hızla döndüğüyle doğrudan ilişkilidir, sağdan sola doğru dönerse örneğin oluşturduğu ana madde olan mıknatısın ön kutbu N olur, arka kutbu S olur, bu elektron soldan sağa doğru dönerse bu defa da bu mıknatısın ön kutbu S arkasında kalan kutbu N olur,. Yani bu mıknatısın kutuplarının yönünün değişmesi, elektronun atom yörüngesindeyken hangi yöne doğru (Kendi ekseni etrafında) döndüğüyle ortaya çıkabilmiş olur.

Ferromanyetik bir malzeme olan ince trafo nüvesi saçlarında örneğin saniyede 50 kez değişen AC akımının yönü, atom çekirdeğinde çoğunluk olarak atom etrafında hızla dönen bu elektronların kendi etrafındaki dönüş yönünü değiştirdiğinden (Tüm elektronları ayni yönde dönmeye üzerinden alaktrik akımı geçen bobinin sihiriyle gerçekleştirdiğinden) ve saç malzemenin histerezis malzeme yapısı bu anlık ve çok hızlı olan kutup yönü değişimlerine çok uygun olduğundan, saç nüvedeki elektromıknatısın yönü de böylece saniyede 50 kez N ve 50 kez S olarak değişmiş olur.

3- Bunu gözümde hiç canlandıramıyorum, çünkü sabit bir mıknatısın saniyede 50 kez N ve 50 kez S olarak kutuplarının nöbetleşe değişmesinin imkanı hiç bulunmuyor, onun tam mağnetik alanı içindeki ve uygun empedanstaki bir ses bobinine küçük voltta AC akımını verirseniz eğer, elektrodinamik, sabit mıknatıslı bu hoparlör bobininden bağlı olduğu koniyi titreştirmesiyle bir honlama AC akımının gürültüsünü) rahatça da duyup dinlersiniz, Amfi çıkışını verirseniz müzik sesi olarak bunu dinlersiniz. Kutuplara dış etkiyle yer değiştirme değil de örneğin daimi bir çubuk mıknatısın tam ortasından bir yataklama yaparak hızla nüveli bir bobinin çok yakınında çevirdiğinizde, bir alternatörü oluşturup devamlı AC’yi böylece de elde edersiniz, bisiklet dinamosu veya santrallerdeki dev alternatörlerdeki çok büyük AC'li (Hem volt, hem amper olarak) elektriklerin üretiminde olduğu gibi.

4- AC akımın oluşmasında ya stator veya rotor sarımları değişken mağnetik alanda 360 derece (bir tam dönüş) yaparak döndüğünden (apsis, ordinat ekseninden , y ekseninin + ve – kısmında kalıp oradaki 0 noktasından da geçen çok düzgün bir sinüs eğrisini oluşturur. Bu sinüs eğrisinin yarım saykılı y ekseninin alt kısmında (-) diğer yarım saykılı (sinüs çevrimi) ise y ekseninin üst kısmında (+) olarak yer alır ve frekansı saniyede 50 HZ. olan AC akımını, iki kutupta 3000 dev/dak hızla mili dönerse oluşur.

Oyuncak fırçalı DC motorları (sabit mıknatıslı) bir jeneratör (üreteç) amaçlı olarak (Sabit mıknatıslı bütün elektrik motorları tersinirdir,, yani hem motor hem üreteç yani jeneratöre dönüşebilir) miliyle hızla çevrildiğinde fırça- kolektör ikilisi olmasa bunun yerine 2 bilezikle bunlara temasta olan fırçalar olsaydı ne olurdu? DC akımı üretemeden sadece AC akımını bu fırçalardan üretip verebilen bir alternatör (Bisiklet dinamosu gibi, ancak burada mıknatıs hareketli değil de rotor sabit mıknatıs içinde hareketlidir) halini olmuş olur? Neden buna dönüşür? Çünkü daiesel olarak 360 dereceyi devamlı periyotlarla tamamlayıp sürekli dairesel olarak dönen tüm alternatörlerin her zaman çıkışlarında bilezik-fırça çifti varsa çıkışta sinüs şeklinde AC akımları oluşur, ancak kolektör- fırça düzeni varsa bu defa AC ’yi DC’ ye çevirip fırçalardan DC akımı olarak bunu doğrultarak çıkışından almamız mümkündür, fırçalı ve bileziklilerin tek farklılıkları budur.

Yani sonuç olarak dairesel olarak dönen tüm elektrik jeneratörleri (üreteçleri) kendi doğaları gereği veya bu özel geometrileri nedeniyle selenoidlerinde çok düzgün sinüs elektrik akımının şeklini oluşturup AC elektrik akımını bize üretirler. Alternatörün frekansını 50 HZ. Sabit kalmasını isteyerek bu deviri düşüreceksek eğer, motor kutup sayısını artırmak yoluna gideriz, çünkü kutup sayısıyla üretilen AC akımın frekansı ters oratılıdır, yani biri artarken diğeri düşer, AC asenkron motorlarında ise bu defa devirinin daha düşük olarak motor milinden çıkmasını biz istersek, bu defa da kutup sayısını daha fazla tutarak motorun çıkışındaki devri (uygulanan AC akımının frekans sürekli sabitken) düşürmüş oluruz. Dehlander sarımlı 3 fazlı asenkron motorlarda 2 farklı sarımla 2 farklı devir çıkışını böylece motorun çıkış milinden alırız.

AC akımda elektrikteki AC sinüs grafiği şeklindeki değişim, faz ve nötr kısmında olmaz, sinüs çıkış eğrisinde, y ekseninin üst (+) kısmında ve Y ekseninin alt (-) kısmında oluşurken bir saykılda 2 defa olunca 50 saykılda (frekansta ise) 100 defa bu ortadaki 0 noktasından geçmiş yani akım değeri 2 defa her sinüs eğrisi çevriminde tam sıfırlanmış olur. AC elektrik çıkışı faz ve nötr şeklinde 2 çıkışlı da değildir, iki ucu da ayni olan AC akımı (bisiklet dinamosundaki gibi) şeklindedir. Topraklanmış ucu olarak bu ortak uçta aslında 2 uç kompakt olarak içten (gizli) birleşiktir. Faz ucu dediğimiz uç da aslında topraklanmış jeneratörün 1. sargı ucunun topraklanamamış (kendi, ilk orijinal) halindeki ucudur, nötr ve faz arasındaki çok ince ayrımı sadece bundan ibarettir.

AC akımın görülmesi (farkedilmesi) olayı: Jeneratörlerdeki topraklanmış nötr ucu bisiklet dinamosunda çıkışlardan birinin iletken bisiklet gövdesi (nötr görevli) olarak iletilmesine de çok benzetilebilir. Hem alternatörler, hem enerji iletim trafoları hem de bisiklet dinamosu (bisiklet metal gövdesini bir kablo gibi kullanarak) alternatör /trafo çıkışlarından birini topraklayarak (dünya yani yaşadığımız yer toprağından kablo gibi ileterek) kablo kullanımını her 2 uygulamayla bir ölçüde azaltmış olur. AC akımın bir AC akımı olduğu dijital veya analog osiloskoplarla görsel olarak görülebilir, hoparlör bobinine uygulandığında işitsel yani sesli olarak vınlamayla (honlamayla) veya müzik sesi olarak duyulabilir, AC olmasından dolayı hareketsiz elektrik makinesi olan transformatör sarımlarından birine uygulandığında, diğer (karşı) sarımda AC akımını (volt/amper değişimiyle, izolasyon trafosu değilse eğer) oluşturabilir, DC akımda ise bu değişim olmaz, DC akımın bir transformatörde akım oluşturması için onu kesikli olarak DC palsleri şeklinde (klasik, çanlı kapı ziil tertibatındaki zili çalan ve paleti sürekli çeken ve bobinine oluşan elektromknatısla bu şekilde verilen kesikli akımlar şeklinde) girmeniz (Platinli oto buji ateşleme sistemlerindeki bobine uygulandığı gibi) gerekir. Bu durumda sekonder sarımdan da ayni ayni AC akımla trafolara girildiği gibi daha yüksek gerilimler böylece alınabilir. Düz (doğru) akımla bu akım alınamaz, ancak kesikli (palsli) DC akımla 2. sarımdan daha yüksek veya düşürücü trafoysa ise daha düşük gerilimler alınır.

Kesikli DC akımını alma işlemi DC>DC boost/buck konvertörlerde de aynidir, elektrik akımı bu defa bir anahtarlama elamanıyla (transistör, mosfet,vb.) su pompalanır gibi seri diyotla, tek yönde palsler halinde bobine uygulanır ve daha yüksek veya daha düşük DC’ler böylece bu elektronik DC>DC prensipli çalışan konvertörlerle, anahtarlamayla oluşan bobin öz-indüktansıyla (selfle) (bu sihirle) üretilip konverter çıkışından alınmış olur. Kolay gelsin.
 
Son düzenleme:

Forum istatistikleri

Konular
130,121
Mesajlar
933,319
Kullanıcılar
453,193
Son üye
zehra777

Yeni konular

Geri
Üst