Sayın richthofen mealen diyor ki;
28 Şubat süreciyle beraber meslek liselerine ÖSYS sınavlarında düşük katsayı uygulaması başladı. Bu düşük katsayı uygulaması yüzünden mühendislik fakültesi okuyabilecek düzeyde olan meslek lisesi mezunları "Lisans" düzeyinde eğitim almak isteyen bireyleri zorunlu olarak Teknik Eğitim Fakültelerine yönlendirildi. Çünkü Teknik Eğitim Fakültesi haricindeki lisans düzeyindeki yüksek öğretim programları alan dışı sayılıyordu. Yani Teknik Eğitim Fakültelerinde okumak zorunda kalan meslek lisesi mezunları, eğer düşük katsayı uygulaması uygulanmasaydı, mühendislik fakültelerinde okuyacak düzeyde soru çözmüşlerdi. Ancak ortalama -30 puan geriden başlayan bu bireyler, malum 4 yıllık üniversite okumak istiyorlardı ve sadece Teknik Eğitim Fakültelerine gidebildiler. Teknik Eğitim Fakültesi mezunları yasal olarak 2 yarıyıl daha okumak suretiyle ( eğer açılacak sınavı başarır ve fark derslerini vererek mezun olabilirlerse eğer ) mühendislik fakültesi mezunu olacaklardır.
Şimdi birileri çıkıp diyor ki;
Neden teknik eğitim fakültelerine gittiniz! Gitmeseydiniz. Bu adamların TEF dışında 4 yıllık program alternatifleri yoktu ki...!!! Puanları kesilmese mühendislik kazanabilecek olan bu bireyler neden 2 yıllık okusunlar. Ondan sonra DGS ile mühendisliğe atlasınlar, hayrola...
Yahu yasal olarak hakları varken ( kimse TEF'lilere direkt mühendislik ünvanı verilsin demiyor, böyle bir istek yok ) 1 yıl daha okuyarak fark derslerini vererek ve mühendislik ünvanını alabilirler. 3795 sayılı yasa böyle diyor. 3795 sayılı yasaya binaen sınavı kazan fark derslerini de verebilirsen mühendis olabilirsin diyor.
Sayın richthofen mealen böyle diyor.
Ben de diyorum ki,
Teknik Eğitim Fakültesi mezunu arkadaşlarım. Gelin mühendislik eğitimi alma gibi boş bir çabanın içerisine girmeyin. Piyasa diplomaya bakmıyor. Ne kadar üretkensin ona bakıyor. Tabi mühendislik ünvanıyla üretken olmak ücret açısından çok önemli buna sözüm yok. Ama gerek yok. Kendinizi düşürmenize gerek yok.
Teknik Eğitim Fakültesi mezunu arkadaşlarım;
Kendi işinizi kurun. İmzalık bir durum gerekiyorsa yanınızda mühendis çalıştırın. Siz yönetin. Başkaları sizi yönetmesin. Bunu yapabilirsiniz.
Aylak aylak sanal alemde efkar dağıtan mühendislik fakültesi mezunlarına aldırmayın. Onların işi yok, hiçbir şey bilmedikleri için çok güzel bir mesleki forumda yazmamaları gereken şeyleri yazıyorlar. Sizi sadece kızdırmaya çalışıyorlar. Çünkü kapasiteleri düşük.
Aklı başında olan mühendis arkadaşlarımız yukarıda yazılan saçmalıkları yazabilirler mi? Yazarlar mı? Yazmazlar, çünkü buna ayıracakları vakitleri yok.
Son olarak yaşanmış bir olayı anlatacağım. Gerçektir.
Sakarya'da ağaç makinaları tasarımı ve imalatı yapan bir firmanın sahibi Almanya'ya gider. Almanya'da aynı kulvarda ağaç makinaları imalatı yapan bir firmayı gezer. Firmanın müdürü ile görüşmek ister. Firmanın müdürü hazır olmadığı için Müdür yardımcısı ile görüştürüler. O esnada müdür yardımcısı tasarım aşamasındaki makinanın tepesindedir. Tulum ve baret giymiş olan müdür yardımcısı misafirle konuşmak için makinanın üstünden hop diye atlar.
Bizim ki der ki, sen ne biçim müdür yardımcısısın, makinanın üstünde ne işin var?
Müdür yardımcısı baretini çıkarınca saçlar bir açılır. Bizim ki daha da şaşırıyor...
Bozacaksın makinayı hanımefendi diyor...!!!
Cevap gelir. Yo yo korkmayın, biz bu makinaların üstünde büyüdük. Biz tasarımcıyız. Makinanın üstüne çıkmadan altına yatmadan, pense tutmadan, tornavida ile vida sıkmadan tasarımcı olunmaz.
Sen gel şu forumda matematikçi, fizikçi, kimyayı kimseye kaptırmayan allame cihan masa başı mühendis tasarımcıları ile karşılaştır. Allah akıl fikir versin.