Şöyle söyliim hocam bobinlerde endüktif yük olmasaydı ne olurdu doğrusu bende merek ediyorum bildiğimden değil soruyorum.?
Sn.veysel28;bu insanlık için sanırım büyük bir felaket olurdu,endüstri devriminin,gelişmesinin,teknolojinin bugünkü konumuna gelmesinde,elektriğin ilk baştaki keşfinden tutun,bu zamana kadar olması gerektiği gibi olmazdı ve çok da ilerleyemezdi hiç kuşkusuz.
Bu sorunuza gelince; bobinlerde indüktans (özindüksiyon e.m.k. tepki olarak oluşmasaydı,tüm bobinler dc veya ac ile çalışsın,ayni omik direnç (Cos fi=1) gibi davranır ve şebekeden tepki akımı (öz indüksiyon e.m.k.) kendi üzerlerinde oluşmadığı için çok fazla akım çekerler,daha fazla ısınırlar ve mağnetik akıyı oluşturmaları bize daha da pahalıya çıkabilirdi.
Bir trafonun primer sargılarından 220 VAC geçerken,bu sargılarda zıt yönde e.m.k. (Özindüksiyon akımı) oluşur.Bu zıt akım,primer sargının,sekonder tarafının boşta iken ancak trafo kayıplarını karşılayacak kadar çok düşük ve sızıntı akımı dediğimiz düşük bir akım çekmesini sağlar biliyorsunuz.İndüktans olayı olmasa tarfo boştayken de ayni bir omik direnç gibi sargıları ayni akımı fazla olarak boşu boşuna çekecekti.Halbuki aşırı akımı ne zaman çekiyor,bunu çok iyi bilmekteyiz.Ancak sekonder sarımdaki çıkış uçları kısa devre edildiğinde bu aşırı akım şebekeden çekilip alınıyor.Normal yüklenmede bu aşırı akım,kısa devre hali ile boştaki hali arasında,indüktans ile dengelenen bir çizgide oluşuyor biliyoruz ki.
İndüktans ve kapasitansın yararlı ve çok işe yarar bir uygulaması da radyo alıcılarında yine vardır çok iyi biliyorsunuz.Antene gelen FM (Frekans modülasyonu)dalgalı,AM (Amplitüd,genlik modülasyonu)dalgalı çok yüksek frekanslı,ses sinyali bindirilmş (Modüle edilmiş) elektromanyetik dalgalar,radyo alıcı bobininde (indüktör) ayıf bir ac.akımını yaratırlar.Bu da seri veya paralel bağlı ve elle çevrilip de ayarlanabilir değişken düzlem bir kondansatörde,rezonans frekansına getirildiğinde,indüktans ve kapasitanstaki akım ve gerilimdeki faz farkı ortadan kalkar ve max. bir akım geçer.Radyoyu istediğimiz istasyona getirip kuvvetli ses olarak bu yayının sesini duymamız da sırf bu sayede mümkün olur.
İndüktans ve kapasitansı normal yük şeklinde değil,ayrışmış (Akım ve gerilimin her iki şeklinde geride veya ileride yer aldığı,normal akım şeklinden çok farklı özel şekli) olarak görmemiz ve kabul etmemiz,her ikisinin,bir elmanın yarısı gibi birbirlerini her zaman tamamlayıp,koşullar matematik olarak da sağlandığı takdirde de cos fi=1 veya 1 değerine çok yakın haline getirmeye çalıştığı (Her ikisi de birbirlerinin panzehiridir de diyebiliriz haklı olarak) ayrışmış olan çok özel şekilleri de diyebiliriz.
Elektrik motorlarının oyuklarına kalıp şeklinde konulan indüktif bobinlerden de şebeke akımına karşı bir indüktans (Zıt e.m.k.) hiç oluşmasaydı,yine trafonun primer sargılarında olduğu gibi,geçen mağnetik akı,şebekeden daha fazla istenmeyen akımların geçmesine ve bobinin bir rezistans gibi ısınmasına engel olamayacaktı.Yani mağnetik direnç tamamen devreden kalkmış,onun yerine sadece bakır telin iç direnci ile şebeke akımının direk karşı karşıya gelmesiyle,daha yüksek ve istenmeyen (düz telden geçtiğindeki gibi) anormal akımların akmasına da sebebiyet verebilmiş olacaktı.
Sonuç:Bazen evlerimizdeki koaksiyel kablolarda katlanma ve bobin etkisiyle oluşup (Yok edici ve yapıcı girişimler) yapıp tv görüntüsünü biraz bozsalar da,kablolarda paralel ve karkas halinde kapasitans ve indüktansı çok az oranlarda da oluştursalar da,şebekedeki elektrik motorları gibi sayıca fazla kaynaklarla,kompanzasyona ihtiyaç duyulan hale getirilmiş olsalar da,indüktans ve kapasitansa çok şey borçluyuz ve iyi ki de varlar diyoruz.
Belki de dünyanın şu andaki bu güzel dengesi ve refahı da,bu iki zıt kardeşin boynuzlarının üstündedir de (Dünyanın yuvarlaklığını henüz bilemeyen ilk insanların çağında da söylendiği gibi) diyebiliriz.Kolay gelsin.