Zorlu Holding Başkanı
Ahmet Nazif Zorlu:
Sonuna kadar destekliyorum.
Türkiye'nin verimli ve
çok çalışan bir ülke olması gerekiyor. ABD bu şekilde çalışıyor. Biz onlardan çok mu ileriyiz ki, bu kadar tatil yapıyoruz. Ben de her gün 06.30'da işe başlarım.
[benim notum: 2 ay dünya tatiline kim çıktı!!!]
Sanko Holding Başkanı Abdulkadir Konukoğlu:
Yıllarca
saat 06.00'da uyandım. Birkaç yıldır yaşın da verdiği sebeplerden dolayı 07.00'de uyanıp, işbaşı yapıyorum. Başbakan bile birkaç saat uyuyor. Ne kadar ihtiyaç varsa o kadar uyunmalı.
Avrupa Birliği tembelliğin cezasını çekiyor.
[benim notum: atma o kadar hepimiz din kardeşiyiz!!!]
Ağaoğlu Şirketler Grubu Başkanı
Ali Ağaoğlu:
Bir patron olarak Cumartesi değil, Pazar günleri de çalışılsın isterim. Hayatım boyunca 7'yi 1 geçe kalktığımı hatırlamam. Mesai saatleriyle bu şekilde oynamak yerine, daha verimli ve enerji kaynaklarını da daha etkin kullanacak başka öneriler bulalım.
[benim notum: sevgilinle 6 hafta süren ibiza tatildeykende 7 de önce kalkardın, golfüde çok yoğun çalıştığın ortamda öğrenmişsindir !!!]
Limak Holding Başkanı
Nihat Özdemir:
Ben çalışma saatlerinin uzamasından yanayım. Cumartesi günü
Türkiye çalışmalı. Cumartesi kamu dairelerinin de çalışması taraftarıyım. En azından saat 14.00'e kadar. Türkiye'nin bütün sıkıntılarından kurtulması için üretmesi gerek.
[benim notum: türkiye bütün sıkıntıları ihalere fesat katmayan, devletten vergi kaçırmayan bu yüzden hüküm giymeyen, yargılanmayan iş adamlarıyla yaşamıştır mirim!!!]
*************************************************
CAN DÜNDAR:
CUMARTESİMİZİ VERMEYİZ!!!
Talihsiz zamanlama... Enerji Bakanı Taner Yıldız, “Gün 6,5’ta ağarıyor. Mesai 7,5’ta başlasın” önerisi yaptı ya...
Aynı gün OECD’nin araştırması, 40 ülke içinde en çok mesai yapanın Türkiye olduğunu ortaya koydu.
“Olsun, çok geri kaldık. Erken kalkalım, cumartesi de çalışalım” diyor Bakan...
Çok çalışıyoruz da mutlu muyuz?
Ne gezer!
Yine aynı araştırmada Türkiye, mutlulukta 40 ülke içinde 32’nci oldu.
Yani mutsuzlukta ilk 8’deyiz.
Hem bu kadar çalışıp hem bunca mutsuzluk niye?
E ondan işte...
* * *
Uygarlık tarihi, insanın daha az çalışmasının tarihidir.
150 yıl önce Avrupa’da işçiler günde ortalama 12 saat çalışıyordu.
Napolyon, işçilerin pazar günleri ayinden sonra dükkân açmasını istiyordu.
Hitler, “Kadınlar 2, erkekler 4 saat ‘Büyük Almanya’ için ücretsiz çalışacak” diyordu.
Çalışmanın kutsanması, tüm despotik rejimlerin manifestosuydu.
İşçi sınıfı, uzun mücadeleler sonucu bunu 8 saat sınırına çekebildi. Kan pahasına çalışma saatlerini azaltıp kendine boş zaman yaratabildi.
Türkiye, hâlâ Avrupa’dan fazla çalışıyor.
Bizde haftada 45 saat olan mesai, Avrupa’da 35 saat...
“Mesai saatlerini Batı seviyesine çekelim” diyeceğimize, “Mesaiye erken başlayalım. Cumartesi de çalışalım”ı tartışıyoruz.
* * *
“Kültürümüzde var”mış.
Eh, biraz Akdenizli olmamız hasebiyle “siesta” da vardır kültürümüzde... Bu işler “kültür”le ilgiliyse, diğer Akdenizliler gibi öğleden sonra şekerleme izni versenize...
Evet, bir zamanlar horoz sesiyle uyanır, sabah namazını müteakiben kepenk açardık.
Ahmet Haşim’in “Müslüman Saati”nde pek güzel anlattığı gibi, “ziyada başlayıp ziyada biten, 12 saatlik, kısa, hafif, yaşanması kolay bir günümüz vardı.”
O kültürü yok eden, emek sömürgenlerinin kâr hırsı oldu.
Daha çok mesaiyle daha çok kazanabileceklerini keşfettiklerinden beri işçiyi daha çok, daha erken, daha yoğun çalıştırıp duruyorlar.
* * *
Ama koşullara gelince kimseden ses çıkmıyor.
İşe gitmek için ortalama 40 dakikasını yolda harcayan bir milletiz.
Yolu geçip işe gidebilen mutlu mu?
Yoo...
Aynı araştırmada 40 ülkenin çalışanlarına “Çalışma ortamından mutlu musunuz” diye soruluyor.
Almanya’da her 10 kişiden 9’u “Hoşnudum” diyor.
Türkiye hoşnutsuzlukta da birinci:
Her 2 kişiden 1’i işinden mutsuz...
Ücretler, maaşlar yetersiz.
İş kazalarından ölümler mi?
Birinciliği kimseye kaptırmayız.
* * *
Bakan’ın “1970’lerde hak etmediğimiz refah seviyesine ulaştık” lafına gelince...
Bana 27 Mayıs Anayasası’nı budamaya hazırlanan 12 Martçı paşaların, “Sosyal uyanış, iktisadi kalkınmayı aştı” saptamasını hatırlattı.
Tamam, gün ışığından yararlanalım, ama lütfen tarihin ışığından da yararlanalım.
* * *
Öğrencilik yıllarının bir kısmında cumartesileri önlük giyip okula gitmiş, halen de pazar yazıları için cumartesileri çalışmayı kabul etmiş bir kardeşiniz olarak yazıyorum:
Siz siz olun, cumartesinizi vermeyin!