RTU hakkinda

electrics

Üye
Katılım
15 Nis 2008
Mesajlar
694
Puanları
6
Yaş
39
Merak ediyorum, RTU denilince tam olarak ne tür bir cihaz algilamaliyiz.Yani programlanabilir mantik kontrolörü mü oluyor yoksa sadece bir kez programlanan ve tek tip fonksiyon yapan elektronik bir modül mü ? master slave olduğuna göre zannediyorum PLC kabul edilebilir ama Scada ile ilgili dökümanlara kabaca göz attigimda görüyorum ki bir yanda plc bir yanda RTU çizilmiş şemada o zaman da ayri şeyler olduğunu düşünüyorum, ayrica size klima santrallerinde kullanilan DİRECT DİGİTAL CONTROL tekniğinde kullanilan elemanlarin da plc mi oldugunu sormak istiyorum, yani kisaca bu kontrolörlerin siniflandirmasi tam olarak nasil yapiliyor? sadece belirli fonskiyonlari gerçekleştiren ve programlanamayan kontrolörler ne olarak isimlendirilir?
 
Yazımızda endüstrinin can damarı sayılabilecek PLC’yi inceleyeceğiz.
KNX Standardı, küçük bir rezidansın içerisindeki aydınlatma, perde panjur, klima kontrolünden, Dünya’nın en büyük havalimanlarındaki aydınlatma otomasyonu gibi çözümler için tercih edilen bir Dünya standardıdır.
RTU'ların çalışma prensibi PLC'den farklıdır. RTU'lar PLC'lerden farklı olarak programlanmazlar, parametrelendirilirler. PLC'lerde tüm sinyallerin tanımlanması ve tanımlanan sinyallerin ilgili prosese yönelik olarak belli bir sıra dahilinde işlenmesi yani programlanması gerekir. RTU'lar da ise saha veriler sadece sinyal yapılarına göre (dijital veya analog; tekli veya ikili durum sinaylleri vb.) tanımlanır. Bunların işlenmesi için bir program yazılmaz. Verilerin yapılarına göre tanımlanması ise bir parametrelendirme işlemidir. Aynı bir koruma rölesinin parametrelendirilmesi gibi. Geri kalan tüm işler RTU'ların içerisinde donanımsal olarak yapılmaktadır. Bu nedenle RTU'lar içerisinde bir program koşmadığından bir döngüden de bahsedilemez. Bu da PLC'lerden farklı olarak algılanan sinyallerin algılandıkları zaman saatiyle etiketlenmelerini sağladığı gibi, döngüsüz çalışmasından dolayı herhangi bir sinyalin algılanmaması riskini ortadan kaldırır. Bunların sonucu olarak sinyaller PLC'lerden farklı olarak, hepsi oluştukları anda etiketlenir (PLC'silerde ise hepsi aynı t0 anında algılanacaklarından, hepsi aynı zaman işareti ile etiketlenecektir).RTU'ların bu özelliklerinden dolayı, sinyallerdeki durum değişiklikleri, diğer bir deyişle oluşan sinyaller, 1 milisaniye hassasiyetle etiketlenirler. Bu özelliğin bize elektrik şebekesi işletmeciliğinde sağladığı bir çok avantaj vardır. Öncelikle bu özellik sayesinde doğru bir arıza teşhisi yapılabilinir. Kesicilerin açma sürelerinin 80-100 milisaniye arasında olduğu düşünülürse, aynı anda açan fiderlerden hangisinin önce açtığı dolayısıyla hangi fiderin arızaya sebep olduğu, ancak bu kadar hassas bir sistemle teşhis edilebilinir. Böylece bu da bize arıza kronolojisi çıkarma şansı tanır ki, ileride meydana gelebilecek arızalar için önceden önlem alınabilsin. PLC'lerdeki döngü süreleri, yazıldıkları programın boyutuna bağlı olarak, 40 ile 500 milisaniye olabilir. Diğer bir deyişle, elektrik SCADA'sında veri toplama ünitesi olarak PLC'Lerin kullanılması durumunda, yukarıda bahsedilen arıza teşhisini yapma şansı hiç yoktur.

PLC'ler ile RTU'ları birbirinden ayıran bir diğer özellik ise donanımsal farklılıklarıdır. PLC'ler proses otomasyonu için geliştirildiklerinden dolayı, çalışma ortamları büyük çoğunlukla fabrikaların üretim kısmındadır. Diğer bir deyişle A.G. seviyelerinde çalışırlar ve kısmen bu seviyede çalışan ekipmanlardan veri toplarlar. Elektrik SCADA'sında ver toplanacak noktalar ise çoğunlukla O.G. ve Y.G. şalt tesisleridir. Bu tesislerde ki manyetik alan ise, IEC standartlarına göre, 2kV seviyesindedir. Özellikle bu manyetik alanlar, kesici açma veya kapamalarında ortaya çıkmaktadır. Oluşan bu manyetik alanlar yüzünden, sinyal veya haberleşme kablolarında gerilim indüklenmesine sebep olurlar. Bu da modüllerin arızalanmasına veya aslında gerçek olmayan sinyallerin gerçekmiş gibi algılanmasına sebep olur. RTU'lar ise bu manyetik alanlardan kaynaklanan arızalara karşı özel olarak dizayn edilmiştirler. İzolasyon seviyeleri minimum 2kV'tur. Bu izolasyon seviyesi RTU'nun sadece sinyal modülleri için değil tüm RTU modülleri için geçerli olmak zorundadır. Benzer şekilde, RTU'lar herhangi bir durum değişikliğinin gerçekten bir sinyal mi yoksa, manyetik alandan dolayı sinyal kablolarında indüklenen bir gerilim mi olduğunu donanımsal olarak kontrol ederler. Bu kontrol, sinyal gerilim seviyesinin kontrolü ve nominal sinyal gerilim seviyesinde belli bir süre boyunca kalıp kalmadığını kontrol eder. Örnek olarak bir kesici açtığında açıktı bilgisi 48V DC olarak RTU'nun dijital giriş modülüne gönderilir. Bunun gerçek bir sinyal olup olmadığını anlamak için RTU sinyalin gerilim seviyesini ölçer. Eğer ölçülen sinyalin gerilim seviyesi nominal gerilimin %80'inden fazla ise ve %80'nin üzerinden ayarlanabilen bir süre kadar sürekli kalabiliyorsa (1ms, 8 ms, 16ms, ...) RTU bunun gerçek bir sinyal olduğunu algılar. Böylece gerçek olmayan sinyaller ise gerçek sinyaller birbirinden ayrılır ve yanlış uygulamaların veya yanılmaların önüne geçilir.
 
hansandersen kardeş, bu yaziyi okuyunca inan duygulandim, zahmet etmişssin seni yormuşum epeyce, sana sadece teşekkür etmekle kalmiyor hayatta azim ve kutlu muvafakatler diliyorum candan...
 
hansanderson

ellerine saglik.

http://www.tlecc.net/RTU vs PLC.doc

adresinden alıntı:
"A true RTU utilizing radio such as a Motorola ACE 3600 RTU is equivalent to a rugged 4 x 4 truck that comes with severe weather survival equipment, studded snow tires and the ability to get through the high country. The features of a rugged RTU often include: Multiple types of communication ports to “talk” to a variety of field equipment, licensed UHF or VHF radio, verification of data transfer, Store-and-Forward capabilities, report-by-exception capabilities, and on-board back up battery. "

"A PLC such as an Allen Bradley is more equivalent to a Ferrari sports car being raced at Bandimer speedway. It is a great solution for very high speed communications in a controlled, short distance, environment. Typical features of a PLC often include: High processing speeds, Large I/O capacities, and a polling structure for retrieval of data. "

Kısaca, RTU zor hava koşullarına karşı dayanıklılığı arttırılmış bir 4x4 ise, PLC yarış pistleri için tasarlanmış bir Ferrari'dir.
 
sizden rica ediyorum, su master slave olayi nedir? yani nerede kullaniliyor? AYRİCA rtu ile plc birarada nasil kullaniliyor? yani birlikte programlama noktasinda daha mi esnek bir sistem kurulmus oluyor? söyle özet olarak bu scadayi kim anlatacak hardware olarak?
 
Benim kullandığım manada, Master-slave yapısı, birbiriyle haberleşen iki sistemden birinin sorgulayan, diğerinin sorgulanan olduğu yapıdır. Özellikle MODBUS protokolü ile kullanılan bu yapıda, master olan cihaz slave olan cihaza komutlar gönderir. Slave olan cihaz ise kendisine gelen komutlara sadece cevap verir. Kendiliğinden haberleşme başlatmaz. Örnek olarak, enerji analizörleri içeren bir RS-485 ağında, bir adet master cihaz, diğer tüm slave cihazları sorgulayarak, onlardan gelen verileri kendi üzerinde bir noktada toplar ve ulaşıma izin verir.

RTU ve PLC yapıları gereği farklı özellikleri olan cihazlardır ve farklı alanlarda kullanılırlar. İkisinin de "aynı sahada" kullanıdığı örnekler verebilirim. Ama farklı fonksiyonları yerine getirmek için kullanılıyorlar. Birlikte aynı fonksiyonu yerine getirdikleri bir yapı görmedim. Ya birini ya diğerini kullanırsın. Örneğin, PLC'yi sahadan gelen sinyalleri okumak ve sahaya kontrol komutları göndermek için kullanırken, RTU'yu desteklediği farklı haberleşme protokolleri ile, ister PLC'de topladığın, ister sahadan direk okunan sınırlı sayıda bilgiyi, WAN hatları üzerinden diğer bir lokasyona aktarmak için kullanabilirsin. Bazı RTU'ların değerleri kendi üstlerinde belli süreler için saklayabildiğini de biliyorum.
 

Forum istatistikleri

Konular
129,035
Mesajlar
922,701
Kullanıcılar
451,293
Son üye
EagleClaw

Yeni konular

Çevrimiçi üyeler

Geri
Üst