Siz İşveren Olsanız Bu Ücreti Verir miydiniz?

Bunları istiyor ama karşılığında hiç birşey sunmuyorsa,üzerinde konuşmaya bile değmez. Ama bir de bu talep ettiklerine karşı neler sunabileceğine de bakmak lazım. Ama verebileceklerinden kastım , yabancı dil, bilgisayar, 15-20 sene tecrübe vs tarzı şeyler değil. Spesifik bir nitelik-beceri (aklıma örnek gelmiyor gerçi ya) aranıyorsa bu tür talepleri de yadırgamamak gerekiyor. Nihayetinde bir insana ne kadar maaş vereceğiniz, o insanın size ne kadar para kazandıracağıyla bir nebze de olsa orantılı olmalı
 
Herkes senin gibi düşünmüyor hocam, herkes rab bena hep bana, her emekçi eşit şartlarda değil, kamu emekçisiyle özel sektör emekçisini ayırmak lazım, birileri ki şımarma noktasına gelmiş, birirleri gıgını çıkartma durumu bile yok. Esas işin özü bu!!
Evet her emekçi aynı şartlarda değil ama eşit duruma getirmenin yolu da 2birim hakkı olanın 3 birim kademe hakkı olanı kötüleyip onun niye 3birim hakkı var arkadaş benim çalışma şartlarım zorluklarım daha fazla onun hakları elinden alınsın 2birim olsun hatta 1birim olsun demek değil!Benim çektiğim zorluklar ve sıkıtınlar göz önüne alınarak benimki ve diğer arkadaşların ki de 3birim yada daha fazla yapılsın demektir! Hoş ortalıkta hak demek bile lüks olarak algılanır olmuş! Akşam işten dönerken sıkışık otobüsün camından bakınca yan şeritte lüks mercedesin içinde tek başına rahat rahat takılan ve bu duruma o otobüsteki insanların sırtından kazandığı parayla gelen tipler varsa öğretmene- doktora- memura gelinceye kadar bir çok tip var demektir!
 
Herkes senin gibi düşünmüyor hocam, herkes rab bena hep bana, her emekçi eşit şartlarda değil, kamu emekçisiyle özel sektör emekçisini ayırmak lazım, birileri ki şımarma noktasına gelmiş, birirleri gıgını çıkartma durumu bile yok. Esas işin özü bu!!

Emek kelimesinin açılımı alın terini katıp birşeyler üretmek değilmidir? Özelde emek verip üreten emekçiler (çiftçiler, işçiler, ameleler, teknisyenler, teknikerler, mühendisler vs.) emek sahibidir. Peki kamu çalışanları neyin emekçisidir. Neye emek vermektedir....

 
Emek kelimesinin açılımı alın terini katıp birşeyler üretmek değilmidir? Özelde emek verip üreten emekçiler (çiftçiler, işçiler, ameleler, teknisyenler, teknikerler, mühendisler vs.) emek sahibidir. Peki kamu çalışanları neyin emekçisidir. Neye emek vermektedir....


Örneğin kıytırık bir hastalıktan ölmeyesiniz diye doktor bir emek vermiştir, hadi hiç yoksa bu cümleleri yazabilesin diye öğretmeniniz size bir emek vermiştir!
 
Meteryalist düşünmek gerekirse emeği elle tutulur birşeyler üretip bunu satmak olarak tanımlıyorum... Kamu çalışanlarının malzemesi genel anlamda halktır evet haklısın ama kamu çalışanlarının emeği pek iç açıcı değil bana sorarsan...

1 - Doktorların tüm bilgisi yabancıların araştırmalarını kullanmaktadır. Ülkemizde yeni şeyler geliştiren doktorlarda vardır elbet ama çok azdır..
2 - Öğretmenlere gelince yorum yapmayacağım okuma yazma öğrenmet bunuda yapsınlar bir zahmet..
 
Evet iç açıcı olmadığı konusunda hemfikirim! Eleştirilecek ise çokça eleştirelecek yön var bunların bazıları onlardan, bazıları denetlemeden anladıkları "öylesine görünüp tanıdıklarına naber nasılsın muhbbeti" olan denetleciler, gözyumanlar, işine gelenler,çıkar elde edenler, buna çanak tutan benim kamum işini bilir diyen zihniyetlerden kaynaklanıyor.
Eleştirmek hatta sert eleştirilere tabi ki evet! Ama komple geneleyerek hiçe saymak hayır!
Bu arada belirteyim kamu çalışanı değilim.
Saygılar.
 
Olayın boyutu şu kamuda çalışan bir kişinin ücretini aynı şartlar altında özel sektör verir mi? Hayır vermez. Öğretmen içinde, mühendis içinde, iktisatçı içinde bu. Yani üniversiteden yeni mezun bir mühendis haftada 40 saate kamudan 3 bin lira gibi bir rakamı alabilirken, özel sektörde yeni mezuna bu ücreti bu şartlarda vermez. Kamuyla özel sektörü kıyaslamak doğru sonuç vermez, çünkü arada sosyal haklar açısından uçurum var. Peki öğretmenin tatili ve ücreti niye diğer insanları rahatsız ediyor. Çünkü insanlar yaptıkları işten memnun değiller ve çalışma şartların ağırlığından bir karamsarlığa düşmüş iken atanamayan öğretmenler yada geçinemeyen öğretmen haberleri insanları tahrik etmeye başlıyor.


Bakıyor adam yarım gün çalışıyor, ben akşam 7-8 e kadar çalışıyorum, adam benden fazla şikayet ediyor bide minumum 2 bin lira kazanıyor diyip başlıyor saymaya. Yalan değil bende 7 sene özel sektörde çalıştığımda benzer tepkiler verdim. Bu yılın başından beri 40 kere öğretmen maaşların yetersizliği, 150 kere atanamayan öğretmenlerle ilgili haber okumuş yada duymuşumdur. Artık mide bulandırmaya başladı. Bu haberler öğretmenler lehine değil aleyhine gelişiyor. Tv ye çıkıp 2.100 lira ile geçinemedim diyen öğretmene bırakın acımayı bir çok evde küfürler edilmiştir.

Öğretmenler hakkında haberlerin bir çoğu duygu sömürüsüdür, öğretmenler dışında da bir çok meslekte işsizlik, düşük maaş ve kötü çalışma koşulları vardır. Malesef bunlar gösterilmez ve gündeme getirilmez. Varsa yoksa öğretmenlerdir. Yelek 87 kardeşimde bu durumu dile getirmiştir.


Her zaman dediğim gibi iş hayatı haksızlıklarla doludur. Kendimden örnek veriyim, taahhüt alanında çalıştığımda her cumartesi sabah sekiz hatta bazen 7-7.30 larda iş başı yapar akşam 7-8 gibi paydos ederdim. Eğer saat 8 den sonra gelsem patron laf söyler yada tepki çekerdim. Sonra kamuda çalışmaya başladığımda bir cumartesi günü bir firmanın semineri vardı. Benim katılmam gerekti. Cumartesi günü saat 10 da başladı toplantı ve sunuma yapan kişiler bize bir 15 dakika teşekkür etti, cumartesi tatil gününü bize ayırdınız diye. Saat 13 gibide bitmişti.Bir yerde 10 dakika geç kalsam suç, bir yerde saat 10 da sunuma geldiğim için teşekkür edilmeler. İkiside aynı kişiyim ama karşılaştığım durumlar farklı, burda çalışma şartların dengesizliği ve farkından kayanaklanıyor. Öğretmenlerin durumuda bu. Şantiytedeki mühendisin çalışma şartları ile milli eğitim bakanlığındaki öğretmenliği kıyaslamak ve çalışma şartlarını karşılaştırmak doğru sonuç vermeyecektir.


Konuyla doğrudan ilgili olmasada gördüğüm bir durumda öğretmenliği savunan kişi mühendis ise o kişinin ebevenylerinden biri kesinlikle öğretmen çıkar. Başka bir durumda örnekle açıklayım erkek bir mühendisle, kadın bir öğretmen evlendiğinde, erkek mühendise öğretmenlik hakkında soru sorarsanız öğretmenliğin sanıldığından çok daha zor olduğunu söyleyecektir. Erkek bir öğretmenle, mühendis bir kadın evlendiğinde ise mühendis kadına öğretmenlik hakkında soru sorduğunuzda bu mesleğin çok kolay olduğunu söyleyecektir.:) Yani bu durum bayanların olayları daha detaylı olarak diğer insanlara aktarmada başarılı oldukların sonucudur. Öğretmen bayan sayısıda çok olduğunu dikkate alırsak öğretmenlikle ilgili sorunların gündeme daha çok gelmesi normaldır. :)
 
Merhaba
Arkadaşlar konuya meslekler bazında bakmadan şöyle bir yorum yapmak istiyorum.45 yıllık meslek hayatımın ilk beş yılını Sağlık bakanlığı bünyesinde geçirdim.Geri kalan yıllarımı da serbest meslek olarak icra ettim.Yılların verdiği tecrübe ile yazıyorum"DEVLETTE ÇALIŞMAK BAL BÖREKTİR"Bu böyle biline.Ama ne yazık ki herkeze kısmet olmaz.
 
Sayın YELEK -87 polemiğe girmek istemem ama aynı şartlarda sizi işe alsalardı siz ne yapardınız, bir an için empati yapın !?Öğretmenlerin çalışma saatleri ve maaşları konusunda tartışalım ama işini iyi yapan idealist öğretmenlerimizi de aynı katagoriye sokarak genelleme yaparsak haksızlık etmiş oluruz.Devletin malesef maaş uygulama sisteminde derin bir hata var.Aynı iş yapan çalışanlara aynı ücreti verirken performans noktasını es geçiyor.Devlette çalışmayı kurtuluş olarak gören hatta kendisini devlet olarak gören zavallı tipler bile çıkıyor.Bu tipler ile işinin hakkını verenleri ayırmassak bir sonuca varamayız.Ya siyah ya beyaz değil aradaki gri tonlarıda görmeliyiz.Devlet çalışanlarını özel sektör gibi işine gelmeyince hemen kapının önüne koyamıyor, bunu suistimal eden tembel tenekelerde sizi kısmen haklı çıkartıyor , eğer tüm kamu sizin dediğiniz gibi olsaydı ortada devlet kalmazdı....
 

Yeni mesajlar

Forum istatistikleri

Konular
129,876
Mesajlar
930,950
Kullanıcılar
452,743
Son üye
tamirciankara

Yeni konular

Geri
Üst