Kalite konusunu bitirelim.
1) Kalite unsuru sadece format properties ile kıyaslanamaz. Dolayısı ile önce bu konuyu açıklamak gereklidir.
MP3 AAC AC3 gibi formatlar kayıplı ve kalitesizdir. Buna karşın bu formatlar bile günümüzde hala insanlara hitap edebilmektedir.
PCM-WAV veya FLAC gibi formatlar kayıpsızdır. Band genişliği esas alındığında çoğu audio phile'ler ve üst seviye cihazlar için bile yeterlidir.
Yüksek dinamik bandlı cihaz sahipleri bir üst format olan 88.2kHz örnekleme veya SACD (DSD) tercih edebilirler.
Stereo sistemler için ideal seçenektir.
Daha üst seviye olan SURROUND sistemler için iki ihtimal bulunmaktadır.
İlki eski teknoloji ve DTS veya DOLBY DIGITAL 5.1 SURROUND sistemlerdir ki, günümüzde ayağa düşmüş sistemlerdir. Neredeyse hurdacılarda cigara fiyatına satılan cihazları bulunmaktadır.
5.1 SURROUND sistemler kayıplı da olsa bir CD veya FLAC ile kıyaslanamazlar. Evinde uygun kalite bir decoderli amplisi ve uygun kalite hoparlörleri bulunan bir kişi stereo yerine iyi kaydedilmiş surround sistem tercih edebilir.
2) Bir audio formatın sadece PCM veya FLAC olması bu formattaki eserin iyi kaydedilmiş olduğunu ifade etmez. Kayıt teknikleri başlı başına bir uzmanlık alanı olup, bu konudan tamamen stüdyo sahipleri sorumludur.
Dolayısı ile tartışma konusu sadece taşıyıcı format olmayıp, eserin kayıt tekniğini de ele almaktır.
ÖRNEĞİN:
A firması bir sanatçının eserlerini CD ye kaydetmiş olsun.
B firması da aynı sanatçının aynı eserlerini aynı yorum ile ve sazlarla daha iyi kaydedebilir.
Bu olaya sıklıkla tanık olmuşuzdur.
Keza aynı firmalar aynı eserleri plağa da kaydedebilir.
Buradaki kabahat CD nin formatı olmayıp sadece kaydın kalitesi ile ilgili olup, kötü bir kaydı en üst seviye format ile dinleyiciye ulaştırmış olsanız bile o kayıt yine de kötüdür.
İşte burada, format özellikleri ile bir firmanın kaliteli müzik yayınladığı gerçeğini asla ispatlayamaz.
ÖRNEK:
1960 lı yıllarda kaydedilmiş ve mono olan NAT KING COLE'ün bir eserini atıyorum deezer firması 192kHz örnekleme ile sizlere ulaştırdığını iddia edip te kaliteden bahsediyorsa o firma gandırıkçıdır.
Böyle bir eser için en ideal CD kaydı olup, eserin zamanındaki master bandının kalitesini ancak dinleyiciye ulaştırabilir.
ÜST SEVİYE SURROUND SİSTEMLER:
Günümüzdeki en son teknoloji olup, insan kulağının duyma limitleri dahilinde ulaşılmış son noktayı göstermektedir.
Yani gelişen kayıpsız ve 7.1 surround olarak kaydedilmiş bir materyel ve gerekli ekipmanlarla bir enstruman veya eser kaydının dinleyiciye tam anlamıyla ulaştırılabileceğini ifade etmektedir.
Surround sistemleri arkadan önden sağdan soldan gelen sesler olarak düşünmemek gerekmektedir. Sadece bir gitarı bile layıkı ile surround sistemde kaydedebilir, dinleme esnasında sanki odada birisi gitar çalıyormuş gibi dinleyebiliriz.
Ancak böyle bir sistem için tek kaynak BR/DVD ler olup, arşiv niteliği de taşıdığı için birileri bu sistemlerin gelişimine ve yaygınlaşmasına engel olmaktadır.
ÖZETLE:
192kHz örneklemeli kayıpsız formatlı bir BR/DVD, bir stüdyo master kaydı ile aynıdır. Hiçbir stüdyo kendi master kayıtlarını birilerine vermek istemezler.
Bu sebepledir ki internet üzerinden yayın yapan firmalar çoğalmış, yalan yanlış yönlendirmelerle, yoh ben yüksek örneklemeli HD müzik yayınlıyorum, benim müzi,klerim daha kaliteli yoh benimkiler şöyle diye insanların kafalarını karıştırmaktadırlar.
Haa evet CD kalitesinde ve kabul edilebilir nitelikte FLAC gibi formatlarla işi götürüyorlar. Diğer tüm söylentiler hurafe olup, gerçek anlamda modern üst seviye kayıtlar değildir.
Gerçekten böyle bir kaydı verebiliyor olsalar bile, benim gibi uyanık yamyamlar bu kayıtları el altından bire bir kopya edebilirler. hiçbir stüdyo sahibi buna razı gelmez. Kendi master kayıtlarını kimselerin ellerine geçirmelerine razı olamaz.