Standart Ölçülerde Dünyanın İlk 11 Kg Yıkama Yapan Çamaşır Makinesi

dostlar ....
60 lı yılların sonlarına kadar bu millet elinde leğenlerde çamaşır yıkıyordu..70 lerin başından itibaren bu ülkenin evlatlarından bazıları çamaşır makinesi ile tanıştı... onda da çamaşır yıkamak şimdikinin aksine tam bir eziyetti... ocakta su ısıt kazana dök yıka suyu boşalt 2 kez durulama suyu koy çevir sık as kurusun 2 gün sürerdi çamaşır yıkamak...(çoçukken babaannem tezekle kazanları ısıtır odun külü ile tokaçlardı çamaşırı) şimdi bakıyorum...da
yok 10 desibel yok 11 kg kapasite yok buharla temizlik....
arjadaşlar belki çoğunuz yaşı itibarı ile bilmez ama topluiğne dahi üretemedi bu memleket son 30 yıla kadar hep dışarı bağımlı olduk...oyle veya böyle nedenlerle...
ben evime alacağım bir eşyada önceliğimi amaç olmasına değil araç olmasına veririm...
hangimizin evinde 11 kg lık makineye ihtiyac varki?senede tam kapasite ile kaç kere kullanırsınki o makineyi...onun içindir iyidir ucuzdur bilmem ..ihtiyacını karşılıyormu o yeter işte....
bu iş evlenirken eve 300 kusur kişilik tabak çanak takımı almaya benzer...(gerçi hatun getirdi ama 20 seneyi dolduracağız halen saklar takımı... bir kere o yemek takımı ile yemek yiyemedim yahu??!!!)


:) ihtiyaçlar hayata ve yaşam biçimine göre değişiyor elbet... kalabalık ailelerde biriken çamaşırlar fazla oluyor...küçük kazanlı bir makinede günde 4 defa çalıştıracağınıza makineyi bu büyük kazanlılarda günde 2 ye düşüyor. belki siz aile olarak az sayıda kişi olabilirsiniz ama bir türk aile yapısına baktığımızda ortalama 5 kişi demek... bir de artık gelişen teknoloji ile insanlar en tasarruflu ve kolay yöntemlere bakıyorlar. yemek takımına gelince... bu da nedense bence anlaşılamaz bir türk geleneği...en güzel takımlar misafire ayrılır kırk yılda yemeğe gelen bir misafir için en güzel şeyler ayrılır. hatırlar mısınız eskiden misafir odası vardı küçüklerin girmesi yasak kapısı kapalı sadece misafir geldiğinde kullanılan atıl kalmış bir oda. neyseki artık bu alışkanlıktan vazgeçildi ve bu evin en büyük odası bir yaşam alanı olarak evimizde yer aldı...

Bence teknoloji güzel bir şey.
Bugün 11kg, ki cihaz aslında 9,5kg kadar kapasiteli, üreten insanlar dün de otomatik çamaşır makinelerini icat etmişti.
Bugünün çamaşır makineleri ile cihazda yorgan, battaniye yıkanabiliyor. 5kg çamaşır makinesinin harcadığı su ve elektrikle 8-9kg çamaşır yıkanabiliyor. İçine az çamaşır atılırsa kilogram başına tasarruf yapıyor.
Kalabalık ailelerde veya sık çamaşır değiştirenlerde bu tarz makineler çabuk doluyor. Ancak bana 54lt tamburlu 6kg makinem yetiyor. Kullanıcı alışkanlıklarına göre değişen bir şey. Bana uymadı diye başkasına da uymayacak diye bir kaide yok sonuçta. Çeşidin bol olması güzel.
Sessiz motor teknolojisi sayesinde gece dahi çamaşır yıkanabiliyor.
Keşke yerli firmalarımızda kısa yoldan para kazanma değil de teknoloji üretme derdinde olsalardı. O zaman eminim biz LG'yi değil, Arçelik'i konuşuyor olurduk.

Beko'yu bizden çok bizden P daha ucuza alan İngilizler konuşuyor :)


özellikle çalışan kesim için sessiz yıkama özelliği...mesela istanbulda yaşayan ve çalışan biri olarak çıktığım iş saattinden tam 2 saat sonra eve varabiliyorum. yani hafta içi çamaşır yıkamak istesem saat 8:30 dan önce o makinenin başına geçemiyorum. bır program ortalama 1 saat sürse 9:30-10:00'a kadar tangur tungur makine sesi ile hem ev halkını hemde apartman sakınlerını rahatsız etmiş oluyorum. benim için maalesef makinenin özellikleri bazı değerlerden daha öne geçmiş oluyor. bu yadsınamaz bir gerçek. kazanı büyük olsun ki kısıtlı vakitte daha çok çamaşır yıkayabileyim, sessiz olsun ki istediğim zaman çalıştırabileyim vs. bilemiyorum ama çalışan bir bayan için bunlar ön plana çıkıyor
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
:) ihtiyaçlar hayata ve yaşam biçimine göre değişiyor elbet... kalabalık ailelerde biriken çamaşırlar fazla oluyor...küçük kazanlı bir makinede günde 4 defa çalıştıracağınıza makineyi bu büyük kazanlılarda günde 2 ye düşüyor. belki siz aile olarak az sayıda kişi olabilirsiniz ama bir türk aile yapısına baktığımızda ortalama 5 kişi demek... bir de artık gelişen teknoloji ile insanlar en tasarruflu ve kolay yöntemlere bakıyorlar. yemek takımına gelince... bu da nedense bence anlaşılamaz bir türk geleneği...en güzel takımlar misafire ayrılır kırk yılda yemeğe gelen bir misafir için en güzel şeyler ayrılır. hatırlar mısınız eskiden misafir odası vardı küçüklerin girmesi yasak kapısı kapalı sadece misafir geldiğinde kullanılan atıl kalmış bir oda. neyseki artık bu alışkanlıktan vazgeçildi ve bu evin en büyük odası bir yaşam alanı olarak evimizde yer aldı...

sevgili hunisiz kardeşim
tipik bir türk ailesi olmam bir kenara küçük yaşlarda ilkokullarda öğretilen müsriflik haramdır desturu çoçuk yaşlardaki Elektrik su benzin tüp yağ kuyrukların bizzat yaşayan biri olarak müsriflik konusunda oldukça titizim nedense boşa akıtlan su gördümmü kendi evim müşteri evi demem musluğu kapatır birde evdekilere küçük bir fırça atarım kendimi kaybedercesine...
yukarıda vurgulamak istediğim konu senelerden beri meslekte faal birisi olarak gereksiz ve amaççsız savurganlığı vurgulamaktı... öyle evlere girdimki 2 kişilik ailelerde 600 kusur litrelik nofros dolap 100 küsür programlı çamaşır makinasi büyük boy fırın yanında midi fırın birde bonus mikrodalga fırın bir kettle yanında bir çay demleme makinası...vssvsv
bizdeki son yıllara kadar bu adet vardı ki şimdilerde yeni nesil akıllandıda derğişmeye başladı çok şükür...
nazifegiller son model bulaşık almışlar hadi bizde alalalım bey.....
halbuki o makine daha alınalı 5 6 sene bile olmamıştır.... işte savurganlığın ve ihtiyac fazlası olan herşey bu memlekete yarar getireceğine aksine zarar getirmiştir.. şişen ithalat rakamları azalan ihracat denklenemeyen bütçe =çalışan işçi memur ve esnafa ödetilen ek vergiler.....
işte itirazımın görünmeyen düşünülmeyen sonuçları kabaca bu noktadan bakıldığında ihtiyac fazlası her malın alımı kişiye optimum fayda getirmediği gibi o malı kullanmayan ülkenin her bireyine ek yük getirmektedir...
sevgiler
saygılar
hakan
dip not: o oturma odası sendromunu aşamamış vede 20 senedir bu çemberi kırmaya heray teşebbüs edip te yunanlıların denize döküldüğü gibi herseferinde geri savrulmuş birisi olarak halen azimli olduğumu bir gün misafir odasında atlet şortla oturup bişeyler içeçeğimi umut ediyorum....:(:(
 
Bence teknoloji güzel bir şey.
Bugün 11kg, ki cihaz aslında 9,5kg kadar kapasiteli, üreten insanlar dün de otomatik çamaşır makinelerini icat etmişti.
Bugünün çamaşır makineleri ile cihazda yorgan, battaniye yıkanabiliyor. 5kg çamaşır makinesinin harcadığı su ve elektrikle 8-9kg çamaşır yıkanabiliyor. İçine az çamaşır atılırsa kilogram başına tasarruf yapıyor.
Kalabalık ailelerde veya sık çamaşır değiştirenlerde bu tarz makineler çabuk doluyor. Ancak bana 54lt tamburlu 6kg makinem yetiyor. Kullanıcı alışkanlıklarına göre değişen bir şey. Bana uymadı diye başkasına da uymayacak diye bir kaide yok sonuçta. Çeşidin bol olması güzel.
Sessiz motor teknolojisi sayesinde gece dahi çamaşır yıkanabiliyor.
Keşke yerli firmalarımızda kısa yoldan para kazanma değil de teknoloji üretme derdinde olsalardı. O zaman eminim biz LG'yi değil, Arçelik'i konuşuyor olurduk.

Beko'yu bizden çok bizden P daha ucuza alan İngilizler konuşuyor :)
Candoğan durumun senin dediğin gibi olmasını inan bizlerde çok isterdik, lg'yi, kore firmasını takdir edeceğimize Türk firmasını, Türkiyeyi takdir etsek ülkemizin, ülkemiz insanının başarılarıyla gurur duysak ama nerde :(
 
sevgili hunisiz kardeşim
tipik bir türk ailesi olmam bir kenara küçük yaşlarda ilkokullarda öğretilen müsriflik haramdır desturu çoçuk yaşlardaki Elektrik su benzin tüp yağ kuyrukların bizzat yaşayan biri olarak müsriflik konusunda oldukça titizim nedense boşa akıtlan su gördümmü kendi evim müşteri evi demem musluğu kapatır birde evdekilere küçük bir fırça atarım kendimi kaybedercesine...
yukarıda vurgulamak istediğim konu senelerden beri meslekte faal birisi olarak gereksiz ve amaççsız savurganlığı vurgulamaktı... öyle evlere girdimki 2 kişilik ailelerde 600 kusur litrelik nofros dolap 100 küsür programlı çamaşır makinasi büyük boy fırın yanında midi fırın birde bonus mikrodalga fırın bir kettle yanında bir çay demleme makinası...vssvsv
bizdeki son yıllara kadar bu adet vardı ki şimdilerde yeni nesil akıllandıda derğişmeye başladı çok şükür...
nazifegiller son model bulaşık almışlar hadi bizde alalalım bey.....
halbuki o makine daha alınalı 5 6 sene bile olmamıştır.... işte savurganlığın ve ihtiyac fazlası olan herşey bu memlekete yarar getireceğine aksine zarar getirmiştir.. şişen ithalat rakamları azalan ihracat denklenemeyen bütçe =çalışan işçi memur ve esnafa ödetilen ek vergiler.....
işte itirazımın görünmeyen düşünülmeyen sonuçları kabaca bu noktadan bakıldığında ihtiyac fazlası her malın alımı kişiye optimum fayda getirmediği gibi o malı kullanmayan ülkenin her bireyine ek yük getirmektedir...
sevgiler
saygılar
hakan
dip not: o oturma odası sendromunu aşamamış vede 20 senedir bu çemberi kırmaya heray teşebbüs edip te yunanlıların denize döküldüğü gibi herseferinde geri savrulmuş birisi olarak halen azimli olduğumu bir gün misafir odasında atlet şortla oturup bişeyler içeçeğimi umut ediyorum....:(:(


not kısmını okuyunca çok güldüm açıkçası çok yaşayın siz e mi? :)
tabi ki de müsriflikte sizinle aynı fikirdeyim. amacım zaten uzun yıllar dayanacak, sorun çıkartmayacak, bugünün deyimi ile A plus, mümkün olduğunca az elektrik,su ve deterjan masrafı yapacak bir makine almak... bir beyaz eşya seçerken bunlar dikkate alınıyor. mesela fırın alırken dediğiniz gibi mikrodalga, ızgara vs. cihazları ayrı ayrı alıp masrafa gireceğimize bütün özellikleri barındıran ürünleri tercih ediyoruz... bu da hem maddi açıdan tasarruf sağlıyor hem de gittikçe daralan yaşam alanlarımıza yer kazandırıyor. bazen ilk başta bir ürüne para verirken fazla gelebiliyor ancak onun özelliklerini topladığınızda ve bu özellikler için ileride doğabilecek ihtiyaçları ön gördüğünüzde o an verdiğiniz para gayet ekonomik oluyor. ben şu an mümkün olduğunca ihtiyaçlarımı karşılayacak son teknoloji ürün arıyorum, arıyorum ki yarın öbür gün ihtiyacım olduğunda başka bir cihaza tekrardan para yatırmak zorunda kalmayayım. daha öncede dediğim gibi eski ile bugünün şartlarını kıyasladığınızda farklılıklar çok... eskide kalmıştır belki komşuda olanı görüp beğenip statü göstergesi olarak kullanmak bir ürünü... şimdi ki zamanda özellikle çalışan ve aynı zamanda ev işlerini yürüten birinin amacı komşuda olan değil onun ihtiyaçlarına kısa sürede cevap verecek ürünleri almak oldu...
 
Bu konu reklam amaçlı izlemini veriyor.

Yinede yanlışların yansımasına katkısı olacağından kapatılmamıştır.

Direct Drive bu sistem kömürsüz olduğundan bobinlerde kavrulma söz konusu olamaz bozulma olasılığı bir tek rulmanlar da ve sızdırmazlık keçesinde söz konusu olabilir.Bu nedenle 10 yıl degil yüz yıl garanti verilebilinir

arçelik sistemi oturtamadı ise sebebi manyetik alanın metaller üzerinde yüksek devirlerde metal yorgunluklarına,dairesel olarak kazan yırtılmalarına neden olabilecegi yeterli mühendislik çalışmalar yapılmadan, ürüne üç boyutlu bakış açısından yaklaşılmadıgından dır .

Bu tip motorların günümüz şartlarında pahalı teknolojik konpanentler le çalıştırılıyor olmasıda bir dez avantaj oluşturmuştur.(Gelecekte bol ve ucuz parça ile entegre sistemler geliştirilebilinir)

Bu tip neodyum mıknatıslı motorlar metallerin oluşumundaki atomları çekip bırakarak manyetik dairedeki tepe noktalarından çatlamalara kırılmalara neden olur .
Metalin kalınlığının hiçbir önemi yoktur ister 0,60 krom olsun isterse 60mm kalınlıgıda döküm. Dairesel bir çizgide kırılmaya mahkumdur.

Plastik kazanlarda ise bu kırılma iç tamburda baş göstrecektir .

Çözüm Direct Drive motor kullanılan kazanların manyetik alan tepe noktalarının dairesel bir bobinle kırpılması bu kırpılma işlemi geliştirilmemiş tüm Direct Drive motorlu yıkayıcılar 6-8 yıl içinde kazan sorunları yaşarlar.

peki bu son paragrafta dediğiniz bizim anlayabileceğimiz birşey mi? bu makinede var mı böyle sorun?
 
peki bu son paragrafta dediğiniz bizim anlayabileceğimiz birşey mi? bu makinede var mı böyle sorun?

Direct Drive motor kullanılan tüm makineler da bu sorun vardır.

Bu teknoloji daha yıkayıcılara uygulanmadı .

Rüzgar türbinlerinde de benzer ürünler kullanılmış ve manyetik alan probleminden pervane kırılmaları yaşanmıştır.

Kanadalı rüzgar türbin üreticileri sorunu , bobinlerle çözümlemişler.

İnanıyorum ki beyaz eşya üretiçileri yeni bir buluş gibi göstererek bu sistemi de deneyecek (uygulayacaklardır) Pazarlamacılar da ballandıra ballandıra bir üstünlük gibi tüketiciye bu farkı anlatacaklardır.

Beyaz eşya üreticilerin içinde en ciddi arge çalışması Miele ve Elektrolux firmaların da yapılmakta diğer firmalar bu ürünlerin yedek parçalarını ve patentli ürünlerini kullanmaktadırlar.
 
çok teşekkür ederim alfa romeo bilgilendirme için... bu makine için ufak bir araştırma yaptım henüz motor sorunu olanını görmedim... ilerleyen zamanlarda ne olur bilinmez tabi? 10 yıl motor garantisi verilmesi iyi bu yüzden...
 
çok teşekkür ederim alfa romeo bilgilendirme için... bu makine için ufak bir araştırma yaptım henüz motor sorunu olanını görmedim... ilerleyen zamanlarda ne olur bilinmez tabi? 10 yıl motor garantisi verilmesi iyi bu yüzden...

ilk yazımda da belirttiğim gibi motor sargıların da bir hasar oluşması teknik olarak imkansız 10 yıl değil yüz yılda geçse motor yanmaz .
Fakat motordan kaynaklanabilecek hatalar oluşacaktır.
Misal hızı kontrol edebilmesi için geri bildirim sinyallerini üreten (Tako) motorla tümleşiktir vede Elektronik kompanentlerdir bunların ömrü 100.000 saattir buda daimi bu makine çalışırsa 10 yıl anlamını taşır.
Bu motorun oluşturabileceği hatalar sadece tako devresi değildir, en büyük sorun olan manyetik alan problemi çözüm bekliyor!
motor kontrol elemanları elektronik olduğu için ömürleri kısadır bu nedenle ilk on yıldan sonra farklı elektronik parçalarda değer kayıpları vede hasarlar kaçınılmaz .
10 yılda bozulmayacak fakat çevresindeki malzemelere zarar verebilecek bir motorlu ürün almış oluyoruz.
 
Buyrun görseli....

[video=youtube;BtyztUvpQnM]http://www.youtube.com/watch?v=BtyztUvpQnM[/video]
 
Direct drive- kayışsız kasnaksız doğrudan tahrikli
 

Forum istatistikleri

Konular
129,847
Mesajlar
930,728
Kullanıcılar
452,702
Son üye
hsyn35

Yeni konular

Geri
Üst