Termodinamik yasalarını ispatlayalım

Hangisi doğru?


  • Kullanılan toplam oy
    11
Katılım
21 Ağu 2017
Mesajlar
146
Puanları
1
Yaş
45
Konum
Eskişehir
Hepimizin bildiği gibi 4 temel termodinamik yasası vardır. Bunlar;


0. Yasa: Eğer A ve B cisimleri termal olarak dengedeyse (aralarında ısı alışverişi yoksa, yani sıcaklıkları eşitse) ve eğer sıcaklığını bilmediğimiz bir C maddesini, önce A'ya, sonra B'ye (veya tam tersi) değdirdiğimizde, bu 3 cisim arasında da ısı transferi olmuyorsa, C'nin sıcaklığı da A ve B ile aynıdır.


1. Yasa : Isı ile iş arasındaki ilişkiyi kapsayan bu yasa, evrendeki toplam madde miktarının ve toplam enerjinin korunumunun bir ifadesidir. Termodinamiğin bulunan ilk yasası olan 1. yasa en genel şekliyle; 'Enerjinin yokken var, varken yok edilemeyeceğini ancak bir biçimden başka bir biçime dönüşebileceğini' açıklamaktadır.



2. Yasa: Termodinamiğin 2. yasası, ısı ve işin birbirine dönüşebildiğini belirten 1. yasaya ek olarak bunun gerçekleşme yollarını sınamaktadır. Örneğin; bir hal değişiminin gerçekleşebilmesi için 1. yasanın sağlanması yani bir enerjinin olması gerekmektedir. Ancak bu durum tek başına hal değişimi için yeterli değildir. 2. yasa, makinelerdeki verimlilik sınırının sadece mühendisler ve tasarımcıların hatalarından değil, doğanın kanunlarından da kaynaklandığını açıklamaktadır. Eğer ısı %100'lük bir başarıyla işe çevirebilseydi, daimi hareket makinesi tasarlanabilirdi. Ancak doğanın kanunlarından dolayı sadece belirli bir miktar ısı faydalı işe dönüşebilmekte, geri kalanı ise sistem içinde kaybolmaktadır. Yani, bir motorun veya bir makinenin her devrinde bir miktar enerjinin kaybedilmesi entropide artışa neden olmaktadır. Bir makinenin verimini maksimum seviyeye çıkarabilmek için entropinin minimum seviyeye düşürülmesi gerekmetedir. Fransız mühendis Carnot'un adını alan Carnot Devresi, devre parçalarının son derece hassas ve sürtünmesiz olduğu olası en verimli motordur. Bu motorda faydasız ısı israfı olmaması olmamakte ve entropi minumum seviyededir.


3. Yasa: Bu yasa, mutlak sıfır sıcaklığına (0 Kelvin) inildiğinde tüm parçacıklarının entropilerinin bir sabite yaklaşarak eşit olacağını belirtmektedir. Entropinin bir sabite yaklaşması sırasında tüm işlemler giderek yavaşlar ve sabitte durma noktasına gelir.


Arnold Sommerfeld'in termodinamik hakkındaki bir sözünü hatırlayalım; 'İlk defa öğrendiğinizde ne olduğunu bile anlamazsınız. İkinci defa üzerinden geçtiğinizde, 1-2 nokta hariç anladığınızı düşünürsünüz. Üçüncü defa baktığınızda ise anlamadığınızı bilirsiniz ama o zamana kadar konuya alıştığınız için bu sizi o kadar rahatsız etmez.'


Şimdi bir deney yaparak bakalım bunları gözlemleyebilecekmiyiz.


Milkovic sarkacını ele alalım. Two stage mechanical oscillator olarakta isimlendirilir. İnternetten araştırabilirsiniz. Burada bir örnek videosunu paylaşayım bunu inceleyelim. (http://www.veljkomilkovic.com sitesinde ayrıntılı bilgi bulunmaktadır.)



Konuyla ilgilenenler şu pdf dökümanını da inceleyebilir.
http://www.veljkomilkovic.com/Image..._of_the_oscillating_pendulum-lever_system.pdf


Bu sarkacın aynısını yapmak istediğimizi düşünelim ancak paramız yeterli olmadığından çok verimli olmayan rulmanlar kullandık ve hava çok nemli ve yoğun (yani anlayacağınız sürtünme kuvvetleri maksimumda).


Bu sarkacı belirli bir açıda (örneğin 120 derece) t süre boyunca hareket ettirmek için gerekli minimum enerjiyi düşünelim. Bunu x olarak ifade edelim. Sarkacın hareketinin doğal sonucu olarak sol taraftaki osilasyonla oluşturabileceğimiz maksimum enerjiye de y diyelim.


Bağımsız gibi görünen x ve y değişkenleri arasında termodinamik yasaları gereğince bir bağıntı olması gerekir öyle değil mi? x’i input enerji, y’yi de output enerji olarak kullanmak istersek burada x ‘in y’ den büyük olması gerektiği sonucuna varırız. (İdeal şartlarda eşit olabilir.) Aksi durumda yani y’nin x ‘ten büyük olması durumunda Allah muhafaza birileri bununla devridaim makinesi yapmak isteyebilir.


O halde şöyle diyebiliriz;


x >= y



Deneyimizi yaptık ve x’nin y’den büyük olduğu sonucuna vardık. Yaşasın termodinamik kanunları geçerli dedik.


Sonra bir yerlerden para bulduk ve ileri teknoloji ürünü rulmanlar sipariş ettik. Bu rulmanlar manyetizma ve nano teknoloji kullanılarak bize neredeyse sıfır kuvvetinde sürtünmesiz imkan sağlamakta. Bununla yetinmedik vakumlu bir oda satın aldık. (hava sürtünmesinden etkilenmemek için).


Hatırlatmama gerek var mı bilmiyorum. Bir sarkacın sürtünme kuvvetlerini ve madde dayanımını ihmal ettiğimizde bu sarkacın ilk hareketten sonra bu hareketini sonsuza kadar sürdürebileceğini ilkokulda öğrenmiştik.


Şimdi dikkatinizi çekti mi bilmiyorum. x’nin yani burada sarkacı salınımına devam ettirmek için gerekli enerjinin (input) sıfıra yaklaşmasına rağmen y’ nin yani oluşan osilasyonla oluşturabileceğimiz maksimum enerjinin sabit kalabiliyor olması sizce de çok ilginç değil mi? Bir yerde hata mı yapıyorum?


Şimdi aşağıdakilerden hangisi doğrudur?

A) x > y

B) x = y

C) x >=y

D) y > x


Eğer y > x ise bu durumda yerçekiminin kullanılabilir bir tür enerji olduğu sonucuna varırız. Termodinamik kanunları gereğince bu enerjiyi x ‘ e ilave eder ve yasaların hala geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Elon Musk böyle söylerdi.


Hangisi doğru?


A) Yerçekimi kullanılabilir bir tür enerji formudur.

B) Yerçekimi ile enerji üretilebilir bu free energy dir.

C) Merkezkaç kuvveti free energy ‘dir. Merkezkaç kuvveti kütle çekiminden büyüktür. Bu evrenin neden genişlediğini bize açıklamaktadır. Güneş saman yolunun merkezinden dışa doğru saniyede 7 km hızla ilerlemektedir.

Zamanında ışığın da bir enerji olamayacağı söyleniyordu. Evet ısı enerjidir ancak ışık enerji değildir deniliyordu. Bugün güneş panelleri ile megawatt larca Elektrik üretiyoruz.

Konuya ilgi duyan arkadaşlar bu yazımı da okuyabilir.

https://www.kontrolkalemi.com/forum/konu/devirdaim-makinaları-gümbür-gümbür-geliyor-termodinamik-yasaları-tarih-oldu.114932/

Neden yapmıyorum değil mi? Bir projem var diyelim bunu gerçekleştirmek için bir bankaya gidiyorum ve kredi istiyorum. Kredinin onaylanması için liseden beri termodinamik bilgilerini ilerletmiş hatta öyle ki senin gibi termodinamikle yürüyen bir mühendisten onay alma ihtiyacı duyuyorlar. Sen de diyorsun input enerjiden fazla output mu hadi canım bu mümkün değil böyle böyle.. Sonuçta krediyi vermiyorlar. Diyelim bir yerlerden para buluyorum ve bin adet üretim yapıyorum. Uzun uğraşlarım sonunda bir adet satış yapıyorum. Satış yaptığım müşterim bir gün senin sınıf arkadaşlarından birine rastlıyor. Ne sen free energy üreten jeneratör mü satın aldın? Dostum seni kandırmışlar diyor. Ne kadar süre ile inceledin kesinlikle gizli bir yerinde akü vs. vardır. Böyle makinalar çalışamaz… Hem sen bu parayla tüm mahallenin elektriğini ödeyebilirsin neden böyle bir şeye para verdin diyor. Tüketici mahkemesine şikayet ediyor. Heyet onaylarken yine sınıf arkadaşlarından biri makineyi incelemeden çalışamaz onayını veriyor. Sonuçta ben dolandırıcılıktan hapse giriyorum. Geçmişte devri daim makineleri yapılmıştır ve en sonda paylaştığım yazımda belirttiğim gibi sonucunda benzer olaylar yaşanmıştır.

10 KW elektrik üreten bir jeneratör.


http://www.infinitysav.com sitesinde daha fazlasını bulabilirsiniz.

Konuyla ilgili free energy ‘nin günümüzde neden yaygın olarak kullanılmadığını anlatan bir belgesel var. (Thrive Documentary) İzleyip konu hakkında fikir sahibi olabilirsiniz.


PESwiki.com sitesindeki free energy konularında daha fazla bilgi sahibi olabilirsiniz.

Konuya ilgi duyuyursanız bir forumdaki yazımı tüm yorumlarıyla okuyabilirsiniz. Sonunda bir makine mühendisi evet diyor

Devirdaim makinaları gümbür gümbür geliyor. Termodinamik yasaları tarih oldu.

Sonra Roger Penrose'un termodinamiğin 2. ve 3. yasasını düşüren tezleri bulunmaktadır. Alın kitaplarını okuyun. Kralın Yeni Usu, Zaman Döngüleri ...

Bir yerlerde okuduğum bir yazıdan bahsetmek istiyorum. Konudan bazı alıntılar yapacağım.


"Bu sıradışı buluş yüzde yüz’den daha fazla verimli motorlar yapmaya ve enerji üretebilen devridaim makinaları geliştirmeye izin verebilir, ya da karanlık enerji adı verilen ve içinde yaşadığımız evrenin genişlemesine neden olan gizemi açıklamaya yardımcı olabilir."

"Yeni Tip Motorlar

Negatif sıcaklıklar ısı enerjisini mekanik enerjiye dönüştüren ısı motorları yapmada kullanılabilir. Ancak bu motorlar yüzde yüz’den daha fazla verimli olacaktır."

(Bunu yapmak için "Stirling Engine" fazlasıyla iş görür.)

http://superileri.com/bilim-adamlar...sicaklik-ki-sonsuz-dereceden-bile-daha-sicak/

Haberin asıl kaynağı;
Atoms Reach Record Temperature, Colder than Absolute Zero

Bu konuda sizin görüşleriniz nedir? Mühendis arkadaşım bu teknolojiyi stirling engine yada peltier teknolojisi ile birleştirin bunu siz yapın. Hatta bu teknolojiyi Infinia Technology 'den hazır olarak satın alabilirsiniz. (https://www.greentechmedia.com) (Solar Stirling Engine)

Son olarak Steorn Orbo projesini internetten araştırın. Free energy ile telefon şarjı yapan türlü türlü cihazlar üretmişlerdi. Başlarına neler geldi araştırın.
 
Son düzenleme:
arkadaşlar gün birlik günüdür
hepimiz biraz biraz arkadaşa yardımcı olalım
maddi ve manevi konuda
projenin gerçekleşmediğini görürsek kaçma bir yere
 
Ayrıca hemen her şizofrenin hiç enerji gerektirmeden kendi ürettiği enerjiyle çalışan bir de “devir daim” motoru projesi vardır. Ancak bunun üretilip piyasa sürülmesinden korkan emperyalistler onu öldürürler diye açığa çıkarmaya korkmaktadır. Ya projeleri çok gizli yerlerde saklıdır ve ancak kendisi öldükten sonra ortaya çıkarılacaktır; ya da cesur bir devlet veya lider beklemektedir.
Alıntıdır.
Kaynak.
http://www.guneydoguekspres.com/mobil/kose-yazisi/90/toplumsal-sizofreni-ve-paranoya.html
 

"Öğretilebilir geri zekâlılar için orta derecede geri zekâlılık, embesil, yarı bağımlı geri zekâlı, öğretilebilir ve ciddi derecede geri zekâlılık gibi terimler yaygın olarak kullanılır.

Geri zekâlılık genellikle

1. Eğitilebilir Geri Zekâlı (Moron)

2. Öğretilebilir Geri Zekâlı (Embecil)

3. Çok Ağır derecede Geri Zekâlı (idiot)

Olmak üzere üç derecede incelenmektedir. Bu derecelendirmeye göre öğretilebilir geri zekâlılar orta derecede gerilik olarak görülmektedir. Bunun için buna orta derecede geri zekâlılık da denilmektedir.

Öğretilebilir geri zekâlılığın tanımlanmasında bazı kriterler kullanılmaktadır. Kriterlere göre öğretilebilir geri zekâlılığın tanımlanmasını üç kategoride toplamak mümkündür.

1. Sosyal uyum ve ekonomik yararlılık potansiyeli dayanak alınarak yapılan tanım.

2. Zekâ bölümü dayanak alınarak yapılan tanım.

3. Sosyal uyum ve ekonomik yararlılıkta gösterdiği gelişim düzeyi dayanak alınarak yapılan tanım.

Bu tanımdaki kriter çocuğun kendi hizmetlerini yapmadaki görevlerini öğrenme, evde ve yakın çevrede sosyal uyum, evde veya sorumlu yetişkinlerin denetimindeki korumalı bir yerde ekonomik yararlılıkta gizil güçlerini (potansiyellerini) göstermeleridir.

Birinci kritere göre yapılan kapsamlı bir tanımı aynen almayı uygun bulurum.

“Geri zekâlılığından dolayı eğitilebilir geri zekâlı sayılmayan fakat sosyal uyumları için düzenlenen grupta eğitimden yararlanabilen ve kendi evlerinde veya korumalı bir çevrede ekonomik yararlılık gösterebilen, gruptakilerle doyurucu düzeyde ilişki kurabilen ve grup etkinliklerine katılabilme yeterliliğinde bulunanlara “Öğretilebilir geri zekalı” denir."

Alıntıdır.

Kaynak: http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/40/496/5905.pdf


“Üstün ve Özel Yeteneklilik; bireyin, genetik özelliklerle var olan ve çevresel uyaranlarla gelişen; fiziksel büyüme ve gelişim, hareket gelişimi, algı – dikkat kontrolü, analiz, sentez, problem çözme gibi bilişsel gelişim, dili anlama ve ifade etme yeteneği, sosyal, duygusal ve estetik gelişim alanları- nın birinde ve/veya birkaçında ya da hepsinde çeşitli gözlem ve ölçme araçlarıyla uzman kişiler tarafından gözlenen ve/veya ölçülebilen, yaşıtlarından ileri düzeyde olma durumudur.”

Alıntıdır.

Kaynak : http://www.necatebaykoc.com.tr/data/dokumanlar/ustun_ve_ozel_yetenekliler.pdf

Burada yaptığım alıntılarla seni yada kendimi kast ederek bir imada bulunmadığımı belirtmek isterim. Gerçek manada şizofreni vakasını anlamaya çalışıyorum. Bence şizofreni hastalığının toplumdaki zeka dağılımıyla ilgisi bulunmaktadır. Herhangi bir zeka seviyesindeki birey kendisinden daha az zeki insanlarla kurduğu münasebette anlaşılamadığında bireyin yaşadığı bu duygusal problemler birikip bu hastalığı oluşturmaktadır.




Örneğin telekinezinin gerçek olduğunu iddia eden bir vakayı ele alalım. İnsanların %99.9 ‘nun böyle bir fenomene inanmamasından dolayı gerçek dışı düşünceleri nedeniyle kendisine rahatlıkla şizofreni teşhisi konabilir.

Ancak bu haberi okuyan bir kişi belki bu konudaki fikrini değiştirebilir.

“1964 Sovyet Rusya’sında Nina Kulagina adlı bir kadının uykusunda nesneleri yere düşürmesi dikkat çekmişti, başta bunların kaza sonucu olduğunu sanılıyordu ancak daha sonraları Nina’nın telekinetik yetenekleri olabileceği düşünüldü ve Sovyet yönetimi Nina üzerinde araştırmalar yapmaya destek verdi. Nina gerçekten de hiç dokunmadan nesneler hareket ettirebiliyordu. Araştırma bir üst seviyeye taşındı. Bir kurbağanın kalbi söküldü ve bir kardiyografi cihazına bağlandı. Nina’nın düşünceleriyle bu kalbi attırmaya başlandığı gözlendi ve bu görüntüler kaydedildi. Nina ile çalışmalar sürerken CIA teşkilatının bunu öğrenmesi çok uzun sürmedi.”

Yazının devamı : http://www.galaksiarsivi.com/nina-kulagina-zihniye-objeleri-hareket-ettiren-kadin/


Şimdi bu kadının sessizce yanına yaklaşıp kulağına fısıldayarak düşünce gücümle nesneleri hareket ettirebiliyorum CIA peşimde dediğini düşünün. Hakkında ne düşünülsün?

Bunun konumuzla ne alakası var demeyin. Zira bunu termodinamik yasalarına zarar vermeden açıklayabilecek bir babayiğit var mıdır? Nesneler hareket etmekte output enerji gözlemlenebiliyor ama input enerjiyi kim açıklayabilir?

Yazımda herhangi bir konuda bir iddiada bulunmak yerine karşılaştığım bazı yazıları ve videoları açıklamak için olasılıklar üzerinden yorumlanabilecek noktaları yorumlamayı size bıraktım. Ancak bu sorulardan birine dahi cevap veren olmamış. Yazılarımda bir tutarsızlık mı var? Mantıksal ilişki kuramadığınız kısımlar mı bulunmakta? Lütfen bu kısımları yazın.

arkadaşlar gün birlik günüdür
hepimiz biraz biraz arkadaşa yardımcı olalım
maddi ve manevi konuda
projenin gerçekleşmediğini görürsek kaçma bir yere

Arkadaşım sen yazı tura atmaya devam et. Arada bir de papatya fallarını unutma çalışıyör, çalışmıyör...

Bu konular beyin yakıyor biraz şarkı dinleyelim. Bu konularda daha önce araştırma yapmış ve ciddi ip uçları yakalamış arkadaşlar ve devridaim makinasını yapmaya çalışan arkadaşlar için gelsin bu şarkı Gımıldatabildiniz mi?

 
Son düzenleme:
Şizofrenler geri zekalı değildir. Tam tersi bir çoğu çok zekidir. Bu bir hastalıktır. Kınanacak ve utanacak bir şey değildir. Benim kardeşimde 30 yıldır nörofren kullanıyor.
Şizofrenler her türlü uyarıya daha hassastır. Bu durum bazen avantajlı bile olabilir. Tedavisi mümkün.
 
Merhaba @ayhanarican
Bu forumda ne elde edeceksiniz açıklayabilirmisiniz ?

Forumdaki üyeler onay vermesseler o buluş kabul edilmiyor mu ?
varsa hayatımıza girer ,
Hayatınıza bakın .

Kolay Gelsin . Sağlıcakla Kalın .

 

Siz şimdi benim cümlelerimden bu sonucu mu çıkardınız?


Bakın kendinden daha zeki demiyorum daha az zeki diyorum. Orada daha az zeki yerine aptal deseydim anlardınız eminim. Ancak forumda henüz yeniyim ve yanlış anlaşılmamak için dikkatli yazmaya çalışıyorum. Şizofrenler sandığınızdan çok ama çok daha zekiler. Ben bir şizofrenle henüz 17 yaşımdayken tanıştım. Hala 21 yıllık arkadaşımdır. Kendisinden şizofrenler hakkında çok ilginç bilgiler öğrendim. Hemen hemen şizofreninin tüm türlerini bir psikiyatristten çok daha iyi biliyordu. Kendisi zaten tıp fakültesini terk etmişti. Paranoid şizofrenler, rezidüel şizofrenler, hebefrenik şizofrenler, rasyonalize edilmiş şizofreni, border line, katatonik şok, şizofren fenotipi gibi bir çok tıbbı bilgi öğrendim. Yine kendisinden plasebo hakkında çok detaylı bilgiler edindim.



Yine Nina Kulagina, Edgar Cayce isimlerini ilk defa yine kendisinden duydum.



Kendisiyle 2006 yılında bir etüt merkezi kurduk. Kendisi o yıllarda yayınlanan Erke dönergeci haberlerinden çok etkilenmişti. Sürekli bu konuda internetten araştırma yapıyordu. Benimle bunu tartışmaya çalışıyordu. Nasıl olabileceğini düşünüyorduk. Bilimin cevap aradığı konularda hep tartışırdık. Ben ikilik sayı sistemi konusunda oldukça iyiyimdir. Bir gün asal sayıların formülü diyebileceğimiz şu formülü bulduk.

n > 2 ve

2 ^n mod n = 2 ise n asaldır.

Bu formül 64 bitlik tamsayılar içerisindeki asal sayıların %99,999729766970441331455254841955 unu vermektedir. Yanlış olanlar Fermat pseudo asallarıymış sonradan öğrendik. İlk 1000 sayısına kadar yalnızca 3 sayı uymuyor bu formüle. Bu formül aslında tüm asal sayılar kümesini kapsıyor ancak asal olmayan %100 - %99,999729766970441331455254841955 = %00,000270233029558668544474515805 kadarı asal değil.



Neyse lafı fazla uzatmayayım. Tam tersi olsa örneğin yukarıda verdiğim normal dağılımda zekanız diyelim parlak zekaya denk geliyor. Çok üstün zekalı %2 lik grup ile bir popülasyon oluşturduğumuzda yine böyle bir normal dağılım çizelgesinde kendinizi nereye konumlandırırsınız. Sizi bu popülasyona yanlışlıkla dahil etseler tam bir numune olursunuz.

Şizofrenler genelikle çok iyi insanlardır. Ancak onları çok fazla kızdırırsanız dünyada en çok korkmanız gereken insanlar yine onlardır. Size dünyayı bir avuç şizofren yönetiyor denildiğinde bunu bir şehir efsanesi yada bir komplo teorisi olarak algılamak yerine konunun üzerine gidin bakın neler öğreneceksiniz. Şimdi kendinize güveniyorsanız (erkekseniz) bu belgeseli izlersiniz.



Eninde sonunda bir gün böyle bir popülasyon oluşturup bir uzay gemisiyle bu dünyayı terk edecekler emin olun. Bu uzay gemisinde kadınların ne kadar güzel olabileceği konusunda hiç düşündünüz mü? Meryem Uzerli bu gemide olamayacak diyorlar. İçeride kimler var bir düşün.

Hayde o zaman

 
1 den başka hiçbir sayıya tam bölünmeyen sayı asal sayıdır. Peki nedir bu asal sayı. Sırası gelmişken sorayım. Prime - (hanif) sayı. Bilen varmı. Veya teorisi olan. Zaten konu iyice dallandı.
 
Sadece asal sayılar konusunda konuşmak beni kesmez. Ben o konuyu 17 yaşımda çözdüm. Yüreğiniz ve eğitiminiz yetiyorsa siz bu soruya cevap verin sonra diğerlerini konuşalım. Birini seçin çok mu zor? Bilginiz mi yeterli değil bu hesaplamaları yapmaya? Bunun için ilk yazımdaki örneği inceleyin. Yazamıyorsanız ankete cevap verin.

Forum yöneticilerinden yada deneyimli arkadaşlardan gelen bir cevap göremedim. Soru size mantıksız yada tutarsız mı geliyor? Neden cevap vermiyorsunuz?

Sakın soruyu anlamadığınızı söylemeyin. Bunun yerine termodinamik dersi veren bir prof. yada doçent bulun bu soruyu kendisine yöneltin. Yazıyı okurken ve sonrasını kameraya çekin burada paylaşın. Sonra bize bu hocamız termodinamik değil termo-dino-mik kurallarını yazsın

Hangisi doğru?

A) x > y
B) x = y
C) y > x

Başka seçenek var mı? Varsa siz yazın.
 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha fazla bilgi edin…