Trafo merkezlerinde sadece manyetik alanların olduğunu varsayamayız. Sadece zamana bağlı değişmeyen DC akımlar magnetostatik alanlar üretirler. Üzerinde zamana bağlı akım taşıyan her iletken etrafında zamana bağlı değişen manyetik alanlar oluşturur. Dielektrik malzeme, ki bahsettiğimiz ortamda bu hava oluyor, içerisinde yayılan zamana göre değişen manyetik alanlar ise beraberlerinde elektrik alan indüklerler. Bu elektrik alan ile manyetik alan beraber hareket ederler ki biz buna elektromanyetik dalga diyoruz. Bu da bildiğimiz radyasyon oluyor. Fakat çevrede hali hazırda bulunan GSM dalgalarına nazaran dalga boyu çok çok uzun bir elektromanyetik dalgadan bahsedebiliriz.
Elektromanyetik dalgaların insanlara olan zararı ise, özellikle DNA, RNA gibi moleküller olmak üzere vücudumuzdaki organik moleküllere EM dalgalarını oluşturan fotonların çarparak, bu moleküler bağı ayakta tutan elektronlar tarafından soğrulması sonucu moleküler bağın kopmasından kaynaklanmakta. Yani bir foton elektrona çarptığında onun enerji düzeyini yükselterek atomdan serbest hale getirmekte veya yörünge derecesini değiştirmekte.
Fakat parçacık fiziğine göre sabit bir alandan akan elektromanyetik alan içerisinde foton gözlenebilmesi veya bu fotonların elektronlara çarpabilmesi olasılık hesabıyla yapılmakta. Fotonlar sürekli bir konum-zaman fonksiyonuyla ilerleyen türden parçacıklar değiller. Bir fotonun sabit bir alanda belirebilmesinin olasılığı ise o alandan geçen elektromanyetik dalganın dalga boyuyla ters orantılı, frekansıyla doğru orantılıdır. Yani dalga boyu uzun ve frekansı düşük bir dalgaya ait fotonların trafo merkezinde çalışan bir insanın moleküllerine çarpma olasılığı, çevreden yayılan GSM dalgalarına nazaran çok düşüktür. Fakat uzun süreli çalışma aralıklarında bu olasılığın artacağını düşünerek önlemler almak daha akıllıca bir hareket olacaktır.
Fakat burada dikkat edilmesi gereken en önemli şey ise trafo merkezinde akım taşıyan iletkenler ile vücudumuzda elektrik akımı taşıyan (sinir sistemi, kalp hücreleri gibi) kısımlar arasında oluşacak kapasitif etkidir. İletkenlere olan mesafeniz fazla olsa bile (ki bu size ulaşan elektrik stresin değerinin düşük olacağı anlamına gelir), her kapasitörde olduğu gibi sizin vücudunuzun iletken kısımlarında özellikle toprak ile doğrudan temasınız var ise ufak elektrik akımları oluşacaktır. Ne kadar kısa süreli bu kapasitif etkilerin insan sağlığına zararlı olduğu kanıtlanamasa da, uzun süreli bir kapasitif etkinin sinir sistemine ve kalbe zarar verme olasılığı her zaman vardır.