Yüksek gerilimden kaynaklanan manyetik alanın insan üzerindeki etkileri nelerdir?

Arkadaşlar böyle ciddi ve önemli bir konuda bu kadar az katılım olması çok garibime gitti,isterdimki daha fazla arkadaş bu konu hakkında görüş beyan etsin bilgi paylaşımında bulunsun.Ayrıca bu konuyu sayın yönetici arkadaşlarımızdan mümkünse sabitlemelerini ve kalıcı olarak ayarlamalarını arzedeceğim."Bize bişey olmaz abi!" özgüveni ile daha ne kadar kayıp verecek ve hayat standardımızın kalitesini düşürerek yaşayacağız?
 
:)bende ınanmış değılım ama soylenen gerçek 15 yıl önce ankara hacettepede çalışıyordum bır arkadaş anlattı komşusu yuksek gerılım hattının altında evı varmış erkek çocuk ıstedığı halde 8 kız evlat sahıbı olmuş tesadufte olabılır etkısıde olabılır:)

ekleme nıyetım yoktu:)kazimugur arkadaşimiz adımı zikretmış onun için bu yorumu yazdım bunu yaşamış değılım ama guvenılır kaynaktan duydum ılk yorumumdakı uzerımde elektrık depolandığını islak kuma ellerımı sokup rahatladığım doğru yaşadım o olayı:)
 
:)bende ınanmış değılım ama soylenen gerçek 15 yıl önce ankara hacettepede çalışıyordum bır arkadaş anlattı komşusu yuksek gerılım hattının altında evı varmış erkek çocuk ıstedığı halde 8 kız evlat sahıbı olmuş tesadufte olabılır etkısıde olabılır:)

ekleme nıyetım yoktu:)kazimugur arkadaşimiz adımı zikretmış onun için bu yorumu yazdım bunu yaşamış değılım ama guvenılır kaynaktan duydum ılk yorumumdakı uzerımde elektrık depolandığını islak kuma ellerımı sokup rahatladığım doğru yaşadım o olayı:)
Tekin bey size katılıyorum sizinde bildiğiniz gibi abdest aldığımız zaman bir rahatlama hissederiz,günlük yaşamın sıkıntı ve streslerinden vücudumuzda indiksiyon gerilimi oluşur.Abdest suyu ile vücudumuzu nötralize ederek bu gerilimden kurtulmuş oluruz.Kız erkek çocuk mevzusu "her şakanın altında bir gerçek yatar " misali insanı etkileme(me) si tartışılır,uzmanlarının cevap vereceği konuda ben de hayatımdan bir örneği başta yazmıştım,ucu açık bir konu vesselam....
 
Tıbbi olarak cinsiyeti erkek spermi belirler...
 
bu konu hakkında 2 yıl önce bir sunum için ciddi bir araştırma yapmıştım. sonuç olarak manyetik alanın canlılar üzerinde herhangi bir etkisinin olup olmadığı kesin değil. dünya genelinde bir çok çalışma yapılmış fakat kesin sonuçlar elde edilememiş. Özellikle kanda bulunan eritrosit membran proteinleri üzerinde etkili olduğuna dair bir çalışma dikkatimi çekmişti. Bazı gözlemcilerde bu proteinin sayısı artarken bazı gözlemcilerde bu sayı azalmış. Fakat elektriksel alanın kan basıncını ve tansiyonu bozduğuna dair bir kaç çalışmada ise deneklerde hep aynı sonuca ulaşılmış.
 
İlk sperm yumurtaya ulaştıktan sonra yumurta çevresinde bir manyetik alan meydana geliyor ve 5 mili voltluk bu manyetik alan içeri girmek isteyen diğer spermleri yaklaştırmıyor.Ayrıca kalbimizin çalışma frekansı 5 hz. ve sinir sistemimiz yanlış bilmiyorsam yine iletişimi elektrik akımı ( mili amper) ile sağlıyor.Etkilenmemek mümkün değil diye düşünüyorum.400.000 volt luk şalt sahasına girdiğimizde üzerimizde bir ağırlık hissederdik.Sanki manyetik bir havuzda gibi...daha öncede yazdım kontrol kalemi hiçbir yere değmeden sadece elimizde havaya tuttuğumuzda çok parlak yanar,otlar pantolonun üzerinden vücudumuza elektrik akımı atlar çarpardı.Gelişen meslek hastalıkları tedavi ve iyileştirme konuları bu alandada yeni çalışmalar yapıyor.Ağır sanayi sınıfına giren bu şekildeki işyerleri çalışanlar için erken emekli olma hakkı tanıyor.Para kazanmak için sağlığımızı harcıyoruz ama sağlığımızı kazanmak için paramızı harcadığımızda sağlığımız malesef geri gelmiyor...herkese hayırlı işler.....
 
Türkiye'de sınırların gerçekten zorlandığını geçtiğimiz hafta sonu İzmir'de gördüm. Afyon'un bir ilçesinde öğretmenim, ilçe ile Afyon arasındaki yolda evlerin çok yakın olmasa da üzerinden denilebilecek şekilde geçen 154 kv'luk enerji hattını görünce şaşırmıştım bu kadar büyük bir gücün evlere yakınlığı konusunda, ancak İzmir'de üstelik lüks de sayılabilecek birkaç katlı bir binanın tam üzerinden hem de çift devre 154'lük hat geçtiğini gördüm, ayrıca yanlış hatırlamıyorsam evde ya teras vardı, ya da üst katın balkonu genişti. Otobüsle hareket halinde olunca çok dikkatli bakamadım ama aradaki mesafe 5 metre ya anca vardı, ya da çok az üstündeydi, tabi göz yanılsaması da olmuş olabilir ancak çok yakın olduğu aşikardı.

Uzmanlığım elektrik üzerine değil, ancak küçük yaştan beri özellikle elektroniğe ilgim olmuştur. Sonradan bu meslek dalını seçince uzaklaştım biraz ancak son zamanlar özellikle yüksek gerilim konusunda bu siteden çok şey öğrendim, tabii ki hepsi meraktan ve hobinin ötesine de geçmeyecek. Son dönemlerde özellikle üç büyük şehirde 154 kv hatta 380 kv için yer altı kabloları döşenmiş, ve trafo merkezleri de yerleşim yerleri içinde gis şeklinde. Ama hala da bu dönüşümlerin olmadığı pek çok yer var anladığım kadarıyla ki yüksek maliyet gerektiren işler. Ancak lüks diyebileceğim o evde yaşayan insanlar tam üzerlerinden geçen elektriğin gücü hakkında bilgi sahibi mi acaba?

Büyük ihtimalle o ev de oraya enerji hattından daha sonra yapıldı, o zaman yönetmeliklerde bu sınırlar neden bu kadar küçük acaba? Yani 154 kv için 5 metre imiş minimum mesafe, ancak bu hat çift devreli bir hattı. Madem ki her yere yer altı kablosu ve gis yapmaya yetecek kadar zengin bir ülke değiliz, en azından neden yapılaşmalar bu denli büyük enerji hatlarına bu kadar yakın, hiç değilse aradaki mesafenin daha fazla olması sağlanmıyor? Başka bir çok yerde bu hatlara yakın yapılaşmalar gördüm ama bu son gördüğüm gerçekten çok yakındı. Ki muhtemelen daha da pek çok evin üzerinden geçen bir hat bu çünkü yerleşim yerlerinin üzerinden geçen bir hat.

Tabi iş bir tek manyetik alana mı kaldı bu memlekette aslında düşününce, gelişmemiz gereken daha çok şey vardır aslında ama elektrik insan hayatı için şakası olmayan bir görünmez varlık, belki öyle bir hatta kablo kopması da çok nadir görülecek bişey ama ben o kadar para verip de o evde yaşayan insanların yerinde olmak istemezdim.
 
basıt bır denememı anlatayım tren istasyonunda tren beklerken çantamda elektrıkçılerın kullandığı kontrolkalemı vardı meraklıyımdır:)çikardım hava yağmurlu değıl ama çok nemlıydı kontrol kalemını tutup ucunu havaya kaldırınca neon lambası yandı hemde 220 volt a tutar gıbı
 
Ufacık neon ampulü yakmak kolay.
Dinazorlar bilir , eskiden 1000kW üzeri radyo vericileri vardı.
Mesela orta dalga Antalya - İstanbul - Çukurova gibi (1200kW).
Bunların 50-100metre yükseklikdeki direklerinin yakınında , toprağa bir ucu azıcık saplanmış 40W fluoresant lambalar ışıl ışıl yanardı...
 

Forum istatistikleri

Konular
130,073
Mesajlar
932,811
Kullanıcılar
453,073
Son üye
nailedidemkayginer@outloo

Yeni konular

Geri
Üst