cnc router için motor seçimi

laf giydirmek değil
sadece şunu söyliyim ben de
tasarımını yaptığım çizimlerini planladığın makine veyahut mekanik başka birşey..
kesinlikle birebir olmaz. olmuyor da
haaa iddaa etmiyorum sadece yaşadığım şeylerden dolayı böyle söylüyorum.

kimse 100 kere bir makineyi yapmaz ama en azından tecrübe edinip oluşan hataları önceden görmek için 1 kere yapmak gerek diye düşünüyorum.

konu cnc için değil
herşeyde böyle
zaten prototipler bunun için vardır

mesela ben aynı zamanda elektronik ve mekanik uçak simulasyon sistemleri ÜRETİP insanlara hobi amaçlı bunları satıp para kazanıyorum.
ama sıfırdan yaptığım herşey (elektronik pcb, mekanik...)
kesinlikle bir kerede bitmiyor. mutlaka bir yerine revize yapmak gerekiyor.

öncelikle kafanda bir planlama yapman lazım diye düşünüyorum
 
"Türk" mantığı sözünü kesinlikle onaylamıyorum, bu ilk gözüme çarpan noktadır.

İkincisi de size Amerikalıların bir sözü ile cevap vereyim: "bebek adımları" araştırın.

Fransız atasözü söyleyeyim: "her öptüğüm kurbağa prens olsaydı, kötü yola düşerdim" (ilk defa yaptığın her işte başarılı olursan, elde ettiğin başarı seni kötü işlere itecektir).

Son atasözü olarak toplum mühendislerinin bir lafını söyleyeyim "İngiliz gibi başlayıp, Türk gibi bitirmek".

Kalıplar ve klişeler bizim hayatlarımızı yok eden yegane etmenlerdir. Tarih, bu kalıp ve klişeleri kıran başarılı insanların isimleri ile doludur :)

En son olarak kendi görüşümü belirtmek isterim. Deneyim (tecrübe), yediğimiz kazıkların toplamı sonucu elde edilen verilere göre daha iyi iş çıkarma sanatıdır; ve bu varım kesinlikle hata yapmadan yada kazıklanmadan elde edilecek bir başarı değildir :) Bilen insanlar zaten size "ucuzunu al" demez, bu konuda epistemolojik (bilginin; kaynağı, doğruluğu, kullanılabiliriliği ve diğer bilgiler ile uyumu) konusunda fikir verenleri sorgulayınız.

Bilen birisi ucuzunu al demez, bilmeyen birisi der. Bu nedendir ki yapacağınız işe göre malzeme seçmek konusunda doğru kaynağa ulaşmak, yada ciddi anlamda teknik döküman okuyarak bilgi havuzu oluşturmak gerekmekte (her işte). Burası forum ortamı, tabiiki de konu dışı söylemlerin belli bir yere kadar olması normal :) Günlük hayatlarımızda kimse elinde pipo, koltuğunun altında D'escartes, kütüphane kütüphane gezmiyor :D üç aşağı beş yukarı herkes teknik bir takım yeterlilik sonucu elde ettiği deneyimlerle katılım sağlayıp "Yardımlaşma" amacı ile bu foruma geliyor :)

Ne zamanki kendimizi aşağılamayı bırakıp bunu değiştirmek için bir şey yaparız, işte o zaman heykelinizi dikerler. Sonuç olarak: Yetersiz yaklaşım sözü, daha uygun olacaktır. Ben ulusum ve aynı geçmişi yaşadığım insanlar için (her ne kadar ahmaklık yapsalar da) bu sözü duymak istemem.

Bu arada başlığı okunca gayet iyi verilmiş cevapla mevcut. Siz, bu cevapların arasından en rasyonel (akılcı) olanını bulacak ve kendi yolunuzu oluşturacaksınız :)

Benim atölyemde şahin rulmandan alınan 8 nm adım motor ve 2.2 kw arel spindle (işmili) bulunan cnc tezgahı var. Sürücüler, miller, raylar tamamen şahinden alınma ve 10 saatlik yoğun çalışmalardan sonra bile sorun yaşanmıyor ( şimdilik :) ). Her sertlikte ağaç malzemeyi pirinç-aluminyum malzemeyi rahatlıkla işliyorum zorlanmadan. Parasına göre gayet işimi fazla fazla görüyor. Şimdi de 2.2 nm ve 300 w dc iş mili ile çalışan ikinci makineyi yapıyoruz (forumdaşlarım cidden sabır ve emekleriyle bana yardımcı oluyorlar, tekrardan teşekkürlerimi sunuyorum onlara), bu dahi yavaş çalışma ile benim işimi görecek yeterlilikte.

Siz, hedefinizi belirtmediğiniz için forum dostlarım size rota verirken zorlanıyor. Bunu rahatlıkla görülebiliyor. Aracım için parça yapacağınızı belirmişsiniz, aracınız ve parça nitelikleri konusunda bilgi vermemişsiniz :) . Araçdan kasıt otomobilmidir? yada başka bir aletmidir. Yük altında mı çalışacak, boyutları nelerdir ? Baskı altında kalacağı yüke göre mekanik direncini hesaplayıp, size malzeme önerecek veya çözümler önerip daha akılcı rotalar tavsiye edecek üyeler var forumda.

Hangi malzemeden hangi pasolarda (işleme derinliği) hangi ölçülerde iş parçası çıkarmak istediğiniz söyleyin, bu kadar beklemezsiniz :) . Forum konu uzmanlarıyla dolu gerçekten, ama varsayımlar insana hayatı zehir eder :)

Lütfen yazımı kişisel algılamayın nolur. Başlığı okuduktan sonra sizin daha rahat yol alabilmeniz için rotanızı belirlemenizde elden geldiğince yardımcı olmaktır bu kadar uzun yazıların amacı.

Sevgi ve saygılarımla.
 
laf giydirmek değil
sadece şunu söyliyim ben de
tasarımını yaptığım çizimlerini planladığın makine veyahut mekanik başka birşey..
kesinlikle birebir olmaz. olmuyor da
haaa iddaa etmiyorum sadece yaşadığım şeylerden dolayı böyle söylüyorum.

kimse 100 kere bir makineyi yapmaz ama en azından tecrübe edinip oluşan hataları önceden görmek için 1 kere yapmak gerek diye düşünüyorum.

konu cnc için değil
herşeyde böyle
zaten prototipler bunun için vardır

mesela ben aynı zamanda elektronik ve mekanik uçak simulasyon sistemleri ÜRETİP insanlara hobi amaçlı bunları satıp para kazanıyorum.
ama sıfırdan yaptığım herşey (elektronik pcb, mekanik...)
kesinlikle bir kerede bitmiyor. mutlaka bir yerine revize yapmak gerekiyor.

öncelikle kafanda bir planlama yapman lazım diye düşünüyorum

söylediklerinde tabi ki de haklısın. Bazen tasarım aşamasında olur dediğiniz şeyi hayata geçirdiğinizde, bazı şeylerin yanlış olduğunu görürsünüz. Bu olay genelde prototip olarak ilk olan ve numunesi olmayan şeylerde daha çok karşılaşılır. Fakat size katılmadığım nokta ise şu, DIY CNC'yi gerek forumda gerekse yurt dışında yüzlerce insan yapmış ve hala yapılıyor. Bu kadar insanın yaşadığı sıkıntıları göz göre göre yaşamak bence ahmaklıktır. Bu sınava girmeden önce elinde sorular ve cevaplar olmasına rağmen sınavda başka cevaplar vermeye benziyor. Bu nedenle dersime iyi çalışıp mümkün olduğunca az hata yapmak istiyorum.

Bu demek değil ki benim makinamda hiç hata çıkmayacak ve dört dörtlük olacak. İllaki sıkıntılar çıkacaktır.
 
"Türk" mantığı sözünü kesinlikle onaylamıyorum, bu ilk gözüme çarpan noktadır.

İkincisi de size Amerikalıların bir sözü ile cevap vereyim: "bebek adımları" araştırın.

Fransız atasözü söyleyeyim: "her öptüğüm kurbağa prens olsaydı, kötü yola düşerdim" (ilk defa yaptığın her işte başarılı olursan, elde ettiğin başarı seni kötü işlere itecektir).

Son atasözü olarak toplum mühendislerinin bir lafını söyleyeyim "İngiliz gibi başlayıp, Türk gibi bitirmek".

Kalıplar ve klişeler bizim hayatlarımızı yok eden yegane etmenlerdir. Tarih, bu kalıp ve klişeleri kıran başarılı insanların isimleri ile doludur :)

En son olarak kendi görüşümü belirtmek isterim. Deneyim (tecrübe), yediğimiz kazıkların toplamı sonucu elde edilen verilere göre daha iyi iş çıkarma sanatıdır; ve bu varım kesinlikle hata yapmadan yada kazıklanmadan elde edilecek bir başarı değildir :) Bilen insanlar zaten size "ucuzunu al" demez, bu konuda epistemolojik (bilginin; kaynağı, doğruluğu, kullanılabiliriliği ve diğer bilgiler ile uyumu) konusunda fikir verenleri sorgulayınız.

Bilen birisi ucuzunu al demez, bilmeyen birisi der. Bu nedendir ki yapacağınız işe göre malzeme seçmek konusunda doğru kaynağa ulaşmak, yada ciddi anlamda teknik döküman okuyarak bilgi havuzu oluşturmak gerekmekte (her işte). Burası forum ortamı, tabiiki de konu dışı söylemlerin belli bir yere kadar olması normal :) Günlük hayatlarımızda kimse elinde pipo, koltuğunun altında D'escartes, kütüphane kütüphane gezmiyor :D üç aşağı beş yukarı herkes teknik bir takım yeterlilik sonucu elde ettiği deneyimlerle katılım sağlayıp "Yardımlaşma" amacı ile bu foruma geliyor :)

Ne zamanki kendimizi aşağılamayı bırakıp bunu değiştirmek için bir şey yaparız, işte o zaman heykelinizi dikerler. Sonuç olarak: Yetersiz yaklaşım sözü, daha uygun olacaktır. Ben ulusum ve aynı geçmişi yaşadığım insanlar için (her ne kadar ahmaklık yapsalar da) bu sözü duymak istemem.

Bu arada başlığı okunca gayet iyi verilmiş cevapla mevcut. Siz, bu cevapların arasından en rasyonel (akılcı) olanını bulacak ve kendi yolunuzu oluşturacaksınız :)

Benim atölyemde şahin rulmandan alınan 8 nm adım motor ve 2.2 kw arel spindle (işmili) bulunan cnc tezgahı var. Sürücüler, miller, raylar tamamen şahinden alınma ve 10 saatlik yoğun çalışmalardan sonra bile sorun yaşanmıyor ( şimdilik :) ). Her sertlikte ağaç malzemeyi pirinç-aluminyum malzemeyi rahatlıkla işliyorum zorlanmadan. Parasına göre gayet işimi fazla fazla görüyor. Şimdi de 2.2 nm ve 300 w dc iş mili ile çalışan ikinci makineyi yapıyoruz (forumdaşlarım cidden sabır ve emekleriyle bana yardımcı oluyorlar, tekrardan teşekkürlerimi sunuyorum onlara), bu dahi yavaş çalışma ile benim işimi görecek yeterlilikte.

Siz, hedefinizi belirtmediğiniz için forum dostlarım size rota verirken zorlanıyor. Bunu rahatlıkla görülebiliyor. Aracım için parça yapacağınızı belirmişsiniz, aracınız ve parça nitelikleri konusunda bilgi vermemişsiniz :) . Araçdan kasıt otomobilmidir? yada başka bir aletmidir. Yük altında mı çalışacak, boyutları nelerdir ? Baskı altında kalacağı yüke göre mekanik direncini hesaplayıp, size malzeme önerecek veya çözümler önerip daha akılcı rotalar tavsiye edecek üyeler var forumda.

Hangi malzemeden hangi pasolarda (işleme derinliği) hangi ölçülerde iş parçası çıkarmak istediğiniz söyleyin, bu kadar beklemezsiniz :) . Forum konu uzmanlarıyla dolu gerçekten, ama varsayımlar insana hayatı zehir eder :)

Lütfen yazımı kişisel algılamayın nolur. Başlığı okuduktan sonra sizin daha rahat yol alabilmeniz için rotanızı belirlemenizde elden geldiğince yardımcı olmaktır bu kadar uzun yazıların amacı.

Sevgi ve saygılarımla.

Hocam sana çok fazla cevabım var umarım yazarken unutmam :)

Önce başta belirtmediğim bir şeyi belirteyim ki sonra sağdan soldan duymuş veya okumuş da bize anlatıyor demeyin :) Ben elektrik-elektronik mühendisiyim. Çalıştığım firmada makina yapıyoruz ve otomasyon kısmıyla ben ilgileniyorum ( programlama, proje vs)

Biz türklerin en büyük özelliği çok çalışmamız. Ama çok çalışmamızın sebebi genelde çok çalışmayı sevmemizden değil , hadi bir yerden başlayalım mantığıyla yola çıkıldığı için olumlu bir sonuç elde edilemediği için doğruyu yapana kadar çalışıyoruz. Hala klişe mi geldi.Örnek mi istiyorsun. O zaman hemen başımdan geçen olayı anlatayım.

İşe başladığımdan kısa bir süre sonra Rusya'ya gideceksin dediler ve gittik. Sabahın köründe kalkıp 6-7 saat ucak+araba ile yolculuk yaptıktan sonra fabrikaya girdik ve ilk gün gece 3'e kadar çalıştık (cumartesiyi pazara bağlayan gece ) Bu adamlar şakayla karışık bizi çalışmamızı takdir ediyorlar. Sizden memnunuz artık hep sizi çağıracağız almanlar italyanlar böyle çalışmıyor 6 dedin mi işi bırakıyor diyorlar vs. vs. Tabi pazar sabahına kadar çalışanları görünce bende olsam böylelerini çalıştırırım :D Bu arada o kadar çalıştık sorunu da ilk gün çözemedik. 10 gün kaldım hergün gece 12de fabrikadan çıktım. Neden mi hadi başlayalım sonra düzeltiriz dediğimiz için. 10 günün sonunda uyduruk kaydırık birşeyler yaptık ve çalıştırdık. Senin yaşadığın istisnadır deme bütün rakiplerimizde böyle çalışıyor :) Yani Türk mantığı burdan geliyor :) Klişeyse klişe yapcak birşey yok. Böyle bir sürü hikayem var isterseniz anlatırım :D

Gelelim CNC ile alakalı kısma. Alüminyum işleyeceğimi söyledim. Herkes 0.5-1mm paso girerken ben 5mm girecek değilim. Az çok standartlar belli. Kendi aracım için parça üretmekte kullanacığımı söyle sebebim ise, vay adam geldi bizden bilgiyi aldı makinayı yaptı işi ticarete döküyor denmesin diye kullanım amacını söyleme gereği duydum hepsi bu :)

Rahmetli Sakıp sabancının bir lafı vardır " ucuz mal alacak kadar zengin değilim" Umarım şahin rulmandan aldığım malzemeler 2 gün sonra bozulmaz. Ben hevesimi almak için makina yapmak istemiyorum. Kullanabileceğim bir makina yapmak istiyorum. Bu nedenle parça konusunda biraz titiz davranıyorum. Dedim ya makina yapıyoruz ucuz parça yüzünden defalarca değiştiriğimiz parçaları bilirim :)

neyse yazdıklarıma alınma. sadece klişe lafına takıldım ve açıklama gereği hissettim. Bunlar klişe değil hayatın gerçekleri :)
 
Evet, yurt dışında mesai saati bitti ği anda işi bırakırlar. Ya fazla mesai ücretini istersin yada zam istersin. Adamlar da bunu bildiği için buradan bolca işçi çekiyorlar. Ha, buna rağman yine de Ruslara 5 çekeriz bir çok konuda. Bizler cesur bir milletiz, eylem; bilgiden geliyorsa cesaret, bilgisizlikten geliyorsa cehaletle sonuçlanıyor. Ben de çok uzun süre rusyada bulundum eşim Rus vatandaşı, eğer gittiysen fark etmişsindir; adamların kullandıkları eşyalar, elektrik butonları, kablolar, arabalar, ev eşyaları o kadar dandik ki ( hele aluminyum kablo olayına hiç değinmiyorum, bu kabloyu ucu bıçak gibi klemense sıkıştırmayı hiç anlatmıyorum :) ) bazı konularda inanılmaz sosyal-ileri-rahat ama bazı konularda da çok geriler. Geçmişte, bir işte çalışmak istemediği için eşek gibi dövülen veya taş ocağına giden bir sürü adamlar tanıyorum. Sistem orada da bizde uygulananı farklı yolla denemiş, ama başarılı olamamış :) Bizim içimizde barındırdığımız toplum mühendisleri-etki ajanları bunu çok iyi uygulamışlar. Sonuç, eşek gibi çalışan ama eylemi cehaletten gelen gelen adamlar bunu başarmış. Bunun sebebini en iyi Dunning-krueger sendromunu bilirseniz özümser ve çözümleyebilirsiniz. İnsanlar şablon gibidir, bu şablonlar üzerinde: dilediğiniz insanları güzel bir bulanık mantık (fuzzy logic- ki bunu da bir Türk bulmuştur, bugün tüm dünyada her yerde kullanılır) algoritmasıyla (davranışlarını izledikten sonra) şekillendirip istediğiniz gibi "güdersiniz". Bizler bilgiye sahibiz ama temel dinamiklerine sahip değiliz. Bireysel gelişimimizi çöpe atmışız, onun yerine biat kültürüne kaymışız. Belki biat tam olarak ifade edemiyor ama anlaşıldığını ümit ediyorum.

Çok güzel bir söz vardır ya kurban olduğum Yunusumun,

ilim ilim bilmektir,
ilim kendin bilmektir.
Eğer kendini bilmez ise,
bu nice okumaktır.

İnanın tanıdığım insanların %95 i ilim kelimesinin anlamını bilmemekte. Gariptir ki, ta o zaman da bilinmiyormuş olmalı ki, Yunus bir satırda da bunu açıklama ihtiyacı hissetmiş.

İlim kelimesi, "ilmek" kökünden gelir. Kişinin kendi açığını kapaması kökünden gelir. Sözde bu yüzden "kendin bilmektir" olarak açıklama ihtiyacını hissetmiş Yunus.

Bizler, ülkemizde çok zor şartlar altında çalışmaya alışık olduğumuzdan, kriz kriz diye diye 3 adamlık işi tek olarak yarı maaşla yaptığımızdan, eşek gibi çalışmaya programlanmışız resmen. Çoğumuz iş koliklik adı altında, köleliği benliğimize kabul etmişiz - benimsemişiz.

Gelin size güzel bir bilgi filtresi sunumu yapayım, epistemoloji denen düşünce biçimini açıklayayım. Ana başlık bilgi ve bunun kullanımıdır. Alt başlıklar da sorgulama basamaklarıdır.

Sunum:
Bilgi

-bilgi nedir?
-hangi koşullarda bilgi gerçekleşir?
-doğruluk bilgi için bir koşul mudur?
-koşulsa nelere doğrudur denir?
-bilgi görece midir mutlak mıdır?
-bilginin kaynağı nedir-kimdir?
-kaynak doğrumudur?
-elde edilen bilgi, diğer bilgiler ile çelişiyormu?

Bizler, temelini almadığımız (verilmediği) için bazı konularda ilerlememiz çok zor; Ha bu imkansız anlamına gelmez.

Bu konu ciddi anlamda burada konuşulabilecek bir konu değil, kelimelere dökmek istediğim fikirler cidden çok sert, ama kısaca özetleyebilirim; Bilginin güç olduğunu fark edemediğimizden, eğitimi ve öğretimi yavurun (mebin 2/4ü) eline bıraktığımızdan ve bize sunulanların doğruluğunu sorgulamadığımızdan dolayı, hiçbirşeye düzgün başlayamıyoruz. Toplum olarak ciddi anlamda cahil ve fanatiğiz.

Evet :) ama malesef elimizdeki malzeme bu ve bu malzeme ile çalışmak zorundayız. İnsanımız bu, bunu düzeltmek için bir çaba, bir yol bulabiliyorsak kalıpları kırarız.

Dikkatinizi çekerim: Kalıbı biz oluşturmayız, bizi işlenecek mal olarak gören ideler bizi şekillendirmek ister. Kalıbı, işlemek isteyen kişi yapar ve elindeki malzemeyi o kalıba sokmaya çalışır. Bizler, deneme tahtası veya kurban olduğumuzdan bu kalıplar çerçevesinde sıkışıp kalmışız.

Dünya kadar teknik bilgiye sahip olalım, ama insani değerlerden yoksun bırakılıp zor bir hayat itilmiş isek, bunu yine kendimizde arayalım.

Kendi eksikliklerimizi kapatalım.

Atatürk' ün bir sözü vardır, siz engelleri kaldırın; iş kendiliğinden olacaktır :)

Mesaj biraz konu dışı oldu, yöneticiden ricam 2 gün sonra silinmesidir (başlık kirlenmemeli).

Saygılarımla.
 
Yazılanların tamamını okuyunca mevcut cevabımı sildim.Konu sahibinin ve Kurt_kurt yazılarını büyük bir zevkle okudum.Temelde aynı düşünen iki kişinin yazıları.Seviyeli ve tecrübeli insanların tartışması güzel.Arada bizde sebepleniyoruz.
İşe başlamadan çok araştırmak yanlış değil yerinde doğru bir danranış.Tarih öğretmeni bir arkadaşım var, araştırmadan hiç bir şey almaz örnek:yeni kumanda alsa kumandanının bile kullanım kılavuzunu okumadan pillerini takmaz.
 
Son düzenleme:
Evet, yurt dışında mesai saati bitti ği anda işi bırakırlar. Ya fazla mesai ücretini istersin yada zam istersin. Adamlar da bunu bildiği için buradan bolca işçi çekiyorlar. Ha, buna rağman yine de Ruslara 5 çekeriz bir çok konuda. Bizler cesur bir milletiz, eylem; bilgiden geliyorsa cesaret, bilgisizlikten geliyorsa cehaletle sonuçlanıyor. Ben de çok uzun süre rusyada bulundum eşim Rus vatandaşı, eğer gittiysen fark etmişsindir; adamların kullandıkları eşyalar, elektrik butonları, kablolar, arabalar, ev eşyaları o kadar dandik ki ( hele aluminyum kablo olayına hiç değinmiyorum, bu kabloyu ucu bıçak gibi klemense sıkıştırmayı hiç anlatmıyorum :) ) bazı konularda inanılmaz sosyal-ileri-rahat ama bazı konularda da çok geriler. Geçmişte, bir işte çalışmak istemediği için eşek gibi dövülen veya taş ocağına giden bir sürü adamlar tanıyorum. Sistem orada da bizde uygulananı farklı yolla denemiş, ama başarılı olamamış :) Bizim içimizde barındırdığımız toplum mühendisleri-etki ajanları bunu çok iyi uygulamışlar. Sonuç, eşek gibi çalışan ama eylemi cehaletten gelen gelen adamlar bunu başarmış. Bunun sebebini en iyi Dunning-krueger sendromunu bilirseniz özümser ve çözümleyebilirsiniz. İnsanlar şablon gibidir, bu şablonlar üzerinde: dilediğiniz insanları güzel bir bulanık mantık (fuzzy logic- ki bunu da bir Türk bulmuştur, bugün tüm dünyada her yerde kullanılır) algoritmasıyla (davranışlarını izledikten sonra) şekillendirip istediğiniz gibi "güdersiniz". Bizler bilgiye sahibiz ama temel dinamiklerine sahip değiliz. Bireysel gelişimimizi çöpe atmışız, onun yerine biat kültürüne kaymışız. Belki biat tam olarak ifade edemiyor ama anlaşıldığını ümit ediyorum.

Çok güzel bir söz vardır ya kurban olduğum Yunusumun,

ilim ilim bilmektir,
ilim kendin bilmektir.
Eğer kendini bilmez ise,
bu nice okumaktır.

İnanın tanıdığım insanların %95 i ilim kelimesinin anlamını bilmemekte. Gariptir ki, ta o zaman da bilinmiyormuş olmalı ki, Yunus bir satırda da bunu açıklama ihtiyacı hissetmiş.

İlim kelimesi, "ilmek" kökünden gelir. Kişinin kendi açığını kapaması kökünden gelir. Sözde bu yüzden "kendin bilmektir" olarak açıklama ihtiyacını hissetmiş Yunus.

Bizler, ülkemizde çok zor şartlar altında çalışmaya alışık olduğumuzdan, kriz kriz diye diye 3 adamlık işi tek olarak yarı maaşla yaptığımızdan, eşek gibi çalışmaya programlanmışız resmen. Çoğumuz iş koliklik adı altında, köleliği benliğimize kabul etmişiz - benimsemişiz.

Gelin size güzel bir bilgi filtresi sunumu yapayım, epistemoloji denen düşünce biçimini açıklayayım. Ana başlık bilgi ve bunun kullanımıdır. Alt başlıklar da sorgulama basamaklarıdır.

Sunum:
Bilgi

-bilgi nedir?
-hangi koşullarda bilgi gerçekleşir?
-doğruluk bilgi için bir koşul mudur?
-koşulsa nelere doğrudur denir?
-bilgi görece midir mutlak mıdır?
-bilginin kaynağı nedir-kimdir?
-kaynak doğrumudur?
-elde edilen bilgi, diğer bilgiler ile çelişiyormu?

Bizler, temelini almadığımız (verilmediği) için bazı konularda ilerlememiz çok zor; Ha bu imkansız anlamına gelmez.

Bu konu ciddi anlamda burada konuşulabilecek bir konu değil, kelimelere dökmek istediğim fikirler cidden çok sert, ama kısaca özetleyebilirim; Bilginin güç olduğunu fark edemediğimizden, eğitimi ve öğretimi yavurun (mebin 2/4ü) eline bıraktığımızdan ve bize sunulanların doğruluğunu sorgulamadığımızdan dolayı, hiçbirşeye düzgün başlayamıyoruz. Toplum olarak ciddi anlamda cahil ve fanatiğiz.

Evet :) ama malesef elimizdeki malzeme bu ve bu malzeme ile çalışmak zorundayız. İnsanımız bu, bunu düzeltmek için bir çaba, bir yol bulabiliyorsak kalıpları kırarız.

Dikkatinizi çekerim: Kalıbı biz oluşturmayız, bizi işlenecek mal olarak gören ideler bizi şekillendirmek ister. Kalıbı, işlemek isteyen kişi yapar ve elindeki malzemeyi o kalıba sokmaya çalışır. Bizler, deneme tahtası veya kurban olduğumuzdan bu kalıplar çerçevesinde sıkışıp kalmışız.

Dünya kadar teknik bilgiye sahip olalım, ama insani değerlerden yoksun bırakılıp zor bir hayat itilmiş isek, bunu yine kendimizde arayalım.

Kendi eksikliklerimizi kapatalım.

Atatürk' ün bir sözü vardır, siz engelleri kaldırın; iş kendiliğinden olacaktır :)

Mesaj biraz konu dışı oldu, yöneticiden ricam 2 gün sonra silinmesidir (başlık kirlenmemeli).

Saygılarımla.

hocam konun dışına baya bi çıkmışsın derinlere girmişsin :D

Yazılanların tamamını okuyunca mevcut cevabımı sildim.Konu sahibinin ve Kurt_kurt yazılarını büyük bir zevkle okudum.Temelde aynı düşünen iki kişinin yazıları.Seviyeli ve tecrübeli insanların tartışması güzel.Arada bizde sebepleniyoruz.
İşe başlamadan çok araştırmak yanlış değil yerinde doğru bir danranış.Tarih öğretmeni bir arkadaşım var, araştırmadan hiç bir şey almaz örnek:yeni kumanda alsa kumandanının bile kullanım kılavuzunu okumadan pillerini takmaz.

Hocam tam olarak demek istediğim bu. Sonunda biri beni anladı :D

Aslında bu mevzu, çok okuyan mı çok gezen mi bilir ? sorusunun cevabı gibi.
Tecrübe, insanların yaşadıkları olumsuzluklara çözüm aramasıyla elde ettiği bir özelliktir. Bilgi ise bir işe başlamadan önce öğrenilmesi gereken ilk şeydir. İş yapmadan tecrübe sahibi olmayabiliriz ama bilgi sahabi olabiliriz.
Nasıl ki , bazı hastalıkların ölüme sebebiyet vermesini tecrübe etmediğim halde biliyorum. Peki bu bilgiyi nereden öğrendim? Başkalarının tecrübelerini okuyup, araştırıp, öğrenerek.

Özet olarak önce bilgi sahibi olunmalı sonra tecrübe zaten sahada kazanılıyor.

bu arada noktalama işaretlerine çok fazla dikkat etmiyorum kusura bakmayın :)
 
Yazılanların tamamını okuyunca mevcut cevabımı sildim.Konu sahibinin ve Kurt_kurt yazılarını büyük bir zevkle okudum.Temelde aynı düşünen iki kişinin yazıları.Seviyeli ve tecrübeli insanların tartışması güzel.Arada bizde sebepleniyoruz.
İşe başlamadan çok araştırmak yanlış değil yerinde doğru bir danranış.Tarih öğretmeni bir arkadaşım var, araştırmadan hiç bir şey almaz örnek:yeni kumanda alsa kumandanının bile kullanım kılavuzunu okumadan pillerini takmaz.
Şimdi o kadar o derece de değil, ama millet olarak cihaz/araba yanında verilen kitapçık vs. okumak bize eziyet, bunları okumak ineklik enayilik gereksiz bir ayrıntı gözüyle bakar bi kenara atarız. Arabayla alakalı ilk aklına soru/sorun geldiğinde sigorta attığında oraya bakmaz araştırmadan burada internete yazar. Üreticisinden daha iyi kim bilecek. Saygılarımla.
 
bu arada şahin rulman sadece çin değil taiwan malı da satıyor bilgine madem çok araştırma yapmışsın..
 

Forum istatistikleri

Konular
129,101
Mesajlar
923,246
Kullanıcılar
451,417
Son üye
hezayen

Yeni konular

Geri
Üst