ENERJİYİ NEREDEN ÜRETECEĞİZ?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Köşe yazarı ne anlar nükleer'den Sn elektrofizikçi şöyle olayı enine boyuna irdeleyebileceğimiz bilimsel veriler lazım. Zaten makalede okunmuyor, lehte mi yazı alehtemi onu bile anlamadım :)
 
Merhaba arkadaşlar...

biliyorsunuz bu üç gün HES FUARI var. ÇEVRECİ ler yine ayaklandılar. Bu fuara giden katildir, suçludur, sorumludur v.s v.s. Ben kendi görüşümü söyleyeyim, bence çok fazla duygusal yaklaşıyorlar, ben kaale almıyorum. Ama bazen haklı olduklarını düşünmeye empati kurmaya çalışıyorum, HES yapılmasın, Nükleer yapılmasın, Termik zaten yapılmasın... Eeee herşeyimizin vazgeçemeyecek derecede elektriğe bağlı olduğu çağımızda bukadar tüketimi nasıl karşılayacağız? Sadece jeotermal, güneş, rüzgar yetmez ki...

Ben çıkamadım işin içinden sizlerle de bir istişare yapalım dedim...

He bunların zararı yok demiyorum, bunların zararlarının azaltılmasına yönelik çalışsınlar kalben destekleyeyim ama hiç yapılmasın mantığını kafam almıyor... Termik santrallerin bacalarını, küllerini tartışsınlar, şöyle daha iyi olur desinler, nükleerde şartnamelerde düzenlemeler yapsınlar, böyle daha sağlam olur desinler ama HİÇ OLMASIN bana ters geliyor. Yanlışda olsa bu benim fikrim...

Siz ne düşünüyorsunuz? Sağlıcakla...

Merhaba,değerli arkadaşlar;

Enerji üretiminde seçilip uygulaması yapılan her yöntemin mutlaka bir avantajının yanında bir dezavantajı da beraberinde vardır.Akıllı bir enerji üretimi ve yönetimiyle bu olumsuz durumları giderebilme veya çevreye verebileceği çeşitli zararlar gibi dezavantajları da kısmen veya tamamıyle yok edip sınırlayabilmek,yani kendi lehimize çevirebilmek de yine bizim kendi ellerimizdedir.

Termik santalleri,hidroelektrik santralleri zaten her zaman geleneksel ve alışkın olduğumuz yollardan enerji üretim yöntemi olarak eskiden beri de akıllarımızda yer alıp da bulunmaktadır.

Hidroelektrik santrallerin uzun süren kurulumu sırasında ekolojik ve doğa dengesine yapılmış olan çevre düzenlemeleri,akıllı bir çevre düzenlemesi ile daha sonradan yapılacak iyileştirici düzenlemelerle bertaraf edilip,kurulum aşamasında yaşanan olumsuzluklar kısmen de olsa yeniden,ekolojik dengenin olumlu tarafına getirilecek şekilde yapıcı düzenleme,iyileştirmeler kanımca da kendimizce tasarlanıp uygulaması yapılabilir.

Termik sanraller,nükleer santraller,soğutma kulesi birimimin gereksinim duyduğu devamlı soğuk su ihtiyacı için genellikle çok yakın su kaynaklarına,deniz kenarlarına yakın inşa edilmesi işletme ve enerji birim maliyetinin çok daha aşağıya çekilebilmesine olanak sağlayabilir.

Termik santrallerin çok da kaliteli olamayan kömür rezervleriyle çalıştırılması durumunda,çevreye ,ekolojik alt yapıya ve sera gazı etkilerinin dünya aleyhine artmasına yol açabilmesi gibi olumsuz etkisi,çıkıştaki egzoz (baca) gazlarına uygun filtrelerin (Uçucu ve havaya karışan partikülleri suda eritip kendi içinde toplayabilecek olan) ara birim olarak konulmasıyla,çevre ve atmosfer havası için oluşabilecek olan bu olumsuzluklar (Emisyon oranı) kısmen de olsa önlenebilir.

Nükleer santraller ilgili olarak da tüm dünya,Rusya’daki Hiroşima ve Japonya’daki Fukushima nükleer santrali kazalarından oldukça fazla deneyim ve tecrübe sahibi de olabilmiş,bu konuda alınabilecek özel güvenlik tedbirleri (Deprem,tsunami,gibi çeşitli doğal afetler,teknik personel hataları,vb.) yeni kurulumu düşünülen santral inşasında mutlaka göz önünde bulundurulması ve nükleer reaksiyon sonucunda açığa çıkan atık nükleer artıkların da çok güvenli bir şeklide çevreye ve ekolojik yapıya zarar vermeden güvenli bir şekliyle gömülüp muhafaza edilebilmesini bizlere de öğretebilmiştir.

Ancak kurulan ve uygulaması yapılan geleneksel enerji üretim yöntemleri yanında takviye edici veya yardımcı enerji üretimi şeklinde,toplamdaki enerji ihtiyacımızın da,kaynaklar ve potansiyel yeterli olduğu sürece,bunların imkan dahilinde kullanılıp uygulanabilmesini de gerekli kılmaktadır.Bu yardımcı enerji üretim yöntemi de (Bizim takat jeneratörümüz) hepimizin yakından tanıyıp bildiği gibi yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarının,günlük hayatta uygulamasının başarıyla yapılabilmesi ile genel enerji üretim yöntemlerine toplamda destek olabilecek şekliyle kaynak olarak da takviyesidir hiç şüphesiz.

Güneş ve rüzgar enerjisinde yurdumuzun birçok yöresinde enerji üretiminin ve devamlılığının sürdürülebilmesi için gerekli ve uygun potansiyel kaynaklar da halihazırda mevcuttur.Bu bölgelerimizdeki mevcut doğal potansiyelin en iyi şeklide değerlendirilebilmesi için devlet tarafından da bir teşvik sağlanabilmesi veya kurulum aşamasında tam destek sağlanabilmesi da akıllarında bu proje üzerinden para kazanmak ve yurt için de enerji kaynaklarının millet menfaati lehine kullanılıp uygulanabilmiş olabilmesinde oldukça önemli gözükmektedir.Bu konuda atılamsı gerekli adımlar olarak gelecekte güneş ve rüzgar çiftliklerinin uygun yörelerde kurulup günlük hayatta enerji üretimine büyük katkısı olabilecek bir konuma gelebilmesinide ayrıca beklemekteyiz.

Bu yolda atılan adımların elbette sadece belirli şirketlerin veya turistik bölgelerimizdeki lüks otel veya işletmelerin fizibilite sınırları dahilindeki inceleme ve birkaç uygulamasının da dışında,ülke genelinde yeterli rüzgar ve güneş enerji potansiyelinin de olabildiği tüm yörelerde geniş ölçeklerde yaygın olarak kullanılıp uygulanmasını,genel enerji üretimi toplamına da önemli bir katkı sağlandığını görebilmeyi beklemekteyiz.

Biogaz üretimiyle (Metan gazı) Elektrik enerjisi üretimi yalnızca akademik çalışmalar yapan üniversitedeki öğretim görevlilerimiz veya birkaç iyi niyetli girişimci tarafından,sadece küçük ölçekteki uygulamasının yapılıp,şimdiye kadar büyük ölçekte biogaz üretimiyle elektrik eldesinin sağlanıp,bunun genel toplamdaki enerji üretimine katkıs,diğer büyük ölçekte bu yolla enerji üretiminin yapıldığı diğer ülkelerdeki gibi gözetilerek,bu yolla da bir ek katkı sağlanabilmesi yoluna tam olarak da gidilmemiş veya bu yol ciddi olarak da düşünülüp değerlendirilememiştir.

Biogazın hammadde olarak başlangıçta kullanılan en gerekli malzeme kaynağı olarak çok geniş bir alternatifi bildiğimiz gibi mevcuttur.Bu evlerden,işyerlerinden çıkan ve geri dönüşümü sağlanan malzemelerden geriye kalan çeşitli bitkisel,hayvansal kökenli artıklar da en başta olabileceği gibi,çiftliklerde,büyükbaş veya küçükbaş hayvan üretimi ve yetiştirilmesi sırasında elde edilebilen hayvansal atıklar,çöpler,tüm yeşil bitkiler,vb.yani havasız ortamda mayalanma sonucu metan gazının doğrudan ve kolaylıkla da elde edilebileceği her kaynak ele alınıp toplam olarak değerlendirilebilir.Zaten gelişmiş diğer ülkelerde geniş çapta da,çöplerin ya yakılması ile elde edilen ısı enerjisinden ya da bu atıkların kapalı bir ortamdaki fermantasyonu ile hatırı sayılabilir ölçeklerde elektrik enerjisinin elde edilip,ülkedeki bu toplam enerji üretimine çok önemli bir katkı sağlanabildiğiniz de bilmekteyiz.

Kolay gelsin.Saygılarımla.
 
Ölenin de sakat doğmuşun ve doğmamışın vebalini taşımaya hazır olun. Bu konuda da katılımı kesiyorum.
399150_493474747330199_1415935783_n.jpg
 
Kaza yapıp ölürüz korkusuyla arabaya da binmeyelim o zaman. Uçakta çok tehlikeli düşersek parçamızı bulamazlar ne gerek var. Çağdaş medeniyet seviyesine ulaşmış ve hızla ilerlemekte olan birçok ülkede yüzlercesi varken. Bu kadar muhalefet niye? Herşey bu sorunun cevabında gizli aslında.

Fransızı, Amerikalısı, Japonu v.s.'si hepsi vatanına milletine düşman da birtek bizler mi vatanını seviyor milletini koruyor?
 
kose yazisi olsada yazilarin kaynagi atom enerjisi kurumudur.
 
Yazılar okunmuyor, yazar kim ünvanı nedir belli değil ama yine de ilgilendiğiniz için teşekkürler.

yoksa yaşlılıktan okuyamamaya mı başladım :D
 
... katılımı kesiyorum..

Hooop , küsmece yok.
Benim yazılarımı uzun zamandır takip ettiğini biliyorum.
Biraz daha tanıtayım.
Anam babam Ankara Ahmet Andiçen kanser hastanesinden emekli oldular 1976 da.
O yıllarda kanserin tanımı iyileşmeyen yara idi.
TR deki ünilerde bile onkoloji bölümü yok idi.
Tüm ülkenin hastaları oraya gönderilirdi ve çok şeyler gördüm.
Sigara içmediği halde kanser gibi.
O yıllarda Elektronik daha yenice atılım yapmak üzere idi entegre devreler yenice çıkıyordu.
O yıllarda bilim ver teknik dergisi yurt dışı yayınlardan tercümelerde sıcaklıklar yükseliyor kuraklık olacak diyordu.
Halbuki kuraklık nem düşlünce yani soğuyunca olur sıvılar buzlaşır atmosferdeki nem oranı düşer tıpkı klima çalışan ortam gibi.
O yıllarda bu bir şekilde göz ardı ediliyor ve tersi bilimsel deniyordu.
Aradan geçen zaman insanlık tarihinde ufak bir dilimdir ama bilim tarihinde akıllara durgunluk verir.
O yıllarda mesela , yurdumda bir yöre Eskişehir in bir kazası beldesi insanları en fazla 35-45 kanserden küt.
Sonuçta bulundu ki su kaynakları asbestli kayaçlardan geliyor ve kesin kanser yapar , sigara ile mukayese bile edilemez.
Asbestli gemi sökümü işinde bir bakan sürsatına sürüp bak bak bir şey olmadım dediğini hatırlayan biriyim.
Özalın Çernobil iyidir zararı yok bak bak çay içtim bir şey olmadım diye zırvaladığınıda hatırlıyorum.
Bunları ve günümüzde tv lerde boy gösteren prof doç dr titirli şarlatanların dediklerinide bir kenara koy .
Bilim bu değil.
Bunların hepside üniversitelerin yaptıkları araştırma denilen safsataların çoğuda , belirli odaklarca manipüle edilen olaylardır.
Kolaycsa kanma.
Kanser yapar diyenede yapmaz diyenede kuşku ile yaklaş.
Ne hemencecik red et ne de kabul et.
Ama araştır dinle öğren öğret.
Yeryüzü sürekli radon gazı yayar.
Kanserojendir.
Ama kanserin tedaviside o radyoaktivitededir.
Her canlıda hücrelerde anomaliler oluşur ve kanser gözlenir ve bir taraftanda yok edilir.
Bunu yok eden yeryüzünün radonudur.
Mülkün sahibi her şeyi bilendir.
Çoğu zarar yeteri kadarı yarar meselesi.

Bak başka neler hatırlıyorum.
Karadenizin altından o derinlikden o sülfürlü ortamdan boru geçmez gitti paracıklar battık bittik vatan hainleri imdattt diyen tv lerde boy gösteren bir sürü bilimsel belge sunan atom araştırma gaz araştırma vırt araştırma zırt araştırma kurumundan bilmem ne müdürü titirli bir sürü proflar aylarca tv lerde boy gösterdi.
Çok meraklı isen o yıların kayıtlarını ve kimlerin hangi kanallarda çıktığını araştır.
Neredeyse 20 yıl oldu hala sorun yok inşa Allah da olmaz.
Neden bir sürü örnek , her duyduğuna inanma.
Çocukluğumdan beri tıp dünyasına yakınım ve mesleğim dolayısı ilede tıp faküldelerine hocalara yakınım.
Baş tacı edilecek harika hocalarımızda var , kapıya it diye bağlanmayacak kadar değersiz soytarılarda var.
Kimin neye hizmet ettiği ise dikkat gerektiren bir durum.
İşi bilenler iş yapıyorlar onları tv lerde soytarılık yaparken göremezsin vakitleri yoktur.

Özet önümüze konan bilimsel yaftalı her şeye dikkatli yaklaşalım.

Ve bilimden uzak gerçeğe yakın bir cümle.
Gücün yoksa geleceğinde yok.
Yani çocuklarının sakat olmasından korkmana sebep yok zaten olmayacaklar.
 
Elektrik üretimimizi en kolay ve en basit bir yol olan doğalgazla karşılamaya çalışmamız,HES'lere göre (HES'ler en az 10 senede,doğalgaz santralleri ise 1.5-2 sene gibi daha kısa sürelerde enerji üretimine geçebiliyor) bir avantaj olarak görülen bu kurulum ve işletmeye açılma durumunun,bu santrallerden termik ve HES'lerden eksik kalan elektik ihtiyacının kalan bu büyük boşluğunu da sadece onunla doldurmaya çalışmak,günü kurtarmak açısından iyi de sayılabilir.Ancak doğalgazın dışarıya bağımlı bir yakıt olması nedeniyle de bu türden bir enerjinin kolay yoldan eldesi sürekli olarak çok cazip de görülmemelidir.Ancak enerji sıkıntısının veya pik kullanım miktarının artabildiği çok özel zamanlarda bu santraller,artan çok fazla elektrik sıkıntısı veya acil enerji ihtiyacı için bir nevi hazır kıta şeklinde,anında doğal gazın ısıl enerjisinin,buhar türbinlerinde anında elektrik gücüne dönüşebilecek şekliyle de tereddütsüz ve uzun süreler boyunca da hazırda bekletilebilirler bana göre.

Ancak enerji ihtiyacımızın halihazırda olduğu gibi,yarıya yakınını sürekli olarak doğalgazdan karşılamaya çalışmak ise,dışarıya tam bağımlı,komşularımızın doğalgaz üzerindeki etkin enerji politikasına indeksli bir durumda sürekli kalmamız da demektir.(Nükleer enerji için de yakıt olarak kullanılacak uranyum filizininin de ülkemiz topraklarında hiç bulunmayıp dışarıdan tam karşılanması durumu da doğalgaz sanralleri ile dışa bağımlılık konusunda ortak olarak tamamıyle de ayni olacaktır aslına bakılırsa) Bu nedenle bu sanraller alternatif olabilecek başka tür enerji kaynakları,örneğin topraklarımızda bol miktarda bulunan bor madeninin işlenerek bor hidrür şekline getirilerek,bu bileşimden büyük ölçekte enerji üretim yollarının da araştırılma yollarına gidilmesi üniversite,sanayi bazında iyice incelenerek ele alınarak düşünülebilir.

Teknolojinin hızla ilerlemesi ve artan enerji ihtiyacımız nedeniyle de gelecekle ilgili enerji üretimi konusunda nükleer enerjinin de en son teknolojik olanaklar da göz önüne alınarak,nükleer santraller kurulması konusuna olumlu ve sıcak bakılması ve bu enerji santrali türünün de geniş ölçeklerde kurularak değerlendirilmesi gerektiğini de düşünüyorum.Çernobil ve Fukushima sanrallerindeki kazaların önümüzdeki günlerde bu tür santrallerin inşasını benimseyip de bizzat yapacak olan ülkelerin mutlaka da göz önünde bulundurması gereken önemli bir kriter olması gerektiğinden bahsetmek istemiş,olumsuz ve çevre kirletici,riskli yanına değinmek de istememiş (Çünkü termik santraller için de,havadaki kükürt bileşenleri=SOX ve karbondioksit (CO2 )miktarını arttırıcı etkisinin,nükleerde kullanılan radyoaktif parçacıkların havaya karışması gibi sürekli de var olduğu) yani çevreyi kirletmeden,çok temiz ve risklerden uzak kalınarak,doğal afetlere karşı büyük güvenlik önlemeleri de alındığında,teknik bakımdan yeterli ve uygun olan santral teknolojilerinin de kabul edilip benimsenmesi,çok dikkatli kullanılmasıyla da,ülke enerji ihtiyacını büyük ölçeklerde temin edebilen çok önemli olan bu tür santrallerinin,inşasının da her zaman kurulup işletmeye alınmasının yararlı olabileceğine sadece değinmek istemiştim.Saygılarımla.
 
2003 du heralde kayseride nukleer teknolojiler kongresine katilmistim. israrla dogalgazin gecici cozum oldugunu
soyluyorlardi. vana onlarda demislerdi. ki takibi yillarda iran bi kls bizi dondurmus. kesinti yapmisti. bu kadar
israrla nukreel (?) isteyen devletin bir bildigi vardir diye umuyorum.
hammadde noktasinda. cunku hangisi olursa olsun hammadesi, teknolojisi v.s dlsa bagimli olacaksa slklntl.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Forum istatistikleri

Konular
129,903
Mesajlar
931,173
Kullanıcılar
452,788
Son üye
erisik
Geri
Üst