Bu psikolojik ve biyolojik-duygusal yıpranmayla ilgili bir durum . Bütün teknik personellerin yaptıkları işin aferini yok , yenilen fırçası çoktur genelde . Yapılan işler görülmez , takdir edilmez , yapıl(a)mayan işler liste olarak ne hikmetse önünüze dökülür . Her telefon çaldığında işyerinde bir halt oldu kesin dersiniz , çalan telefonlara sevinciniz kalmaz . İşyerine dün gelen personeller türlü sendikal- siyasi fırıldaklarla önünüze geçer , hatta üstünüze amir olur . Bunlar yıllar içinde birikir birikir birikir en sonunda biyolojik enerjiniz , psikolojik tahammülünüz ve mesleğinize olan da aşkınız tükenmeye başlar . Belki şu an gençliğin verdiği enerji ile bir çok şeyin altından kalkabileceğinize inancınız vardır ama dediğim gibi geçen zaman değirmen gibi insanı öğütmeye devam ediyor . En sonunda masanın başında akşama kadar oturup hiçbir gam kasavet yaşamadan evine dönüp inek rahatlığıyla uyuyan insanlara imrenmeye başlarsınız. İdealizm mi , boşver gitsin .
Kuruma işe başladığımda gencecik delikanlıydım . Saçımı sakalımı ağarttım geçen sürede , gerçekten emeğimi sonuna tüketerek çalışmaya , her zaman elimi taşın altına koymaya çalıştım . En sonunda taşın altında ben kaldım .
Hangi kurumda çalıştığımı aslında nikimden çıkartabilirsiniz . İsim belirtmeyim .