Nükleer Santral Kurulsun Mu?

çok haklı bir kanı bence dağın yamacından yürüyecekken zirvesinden geçmek mantıksız !!!!!!!
 
mıllet aya cıktı bız hala nukler santral yapalımmı dıyoruz yapalım tabı gec bıle kaldık
 
Bir sistem kurulurken ekonomiklik ilkesi göz ardı edilmemeli, aynı zamanda da güvenilir olmalı. Rüzgar ve güneş santrallerine karşı değilim ancak hiç bir zaman bu kaynakların yeterli olacağını söyleyemeyiz. Rüzgar verimliliği açısından ülkemiz incelendiğinde çok da verimli olmadığımızı söyleyebiliriz. Dünya rüzgar haritasını inceleyebilirsiniz. En azından enerjisini %40 gibi seviyelerde rüzgardan elde eden kuzey ülkeleri gibi enerji bağımlılığımızı rüzgara veremeyiz ya da daimi olmayan güneşe.

İlk yatırım maliyeti açısından nükleer santral gerçektende çok büyük bir maliyete sahip olabilir ve yakıt maliyeti de çok yüksek olabilir ancak elektrik birim fiyatlarını incelediğimizde nükleerin hiç de maliyetli olmadığını görürüz. Bunun yanında nükleer tehlikelidir ve ülkemiz çernobili hiç unutmadı peki dünyada halen 30 ülkede 438 nükleer santral reaktörü enerji üretiminde kullanılırken, 42 nükleer santral inşa aşamasında iken çernobilden başka bir santralde sorun oluştuğunu duydunuz mu? Nükleerden korkmayın. Emin olun ki bu santraller ülkemiz için çok hayırlı olacak. Şu anda enerjiyi en pahalı kullanan ülkelerden biriyiz. Bu santral kurulduğunda bizde enerjiyi ucuza kullanacağız.
 
nüklüer santral iyi bence gerekli hem ayrıca reaktördeki sıcak suda şehre verilirse ısınma banyo soyu olarak süper olur aynısı kazakistanda var
 
Eğer o kadar güvenliyse İstanbul'a kurulmasını öneriyorum, nasıl ? Atıklarını da Ankara'da TBMM yakınında saklarız .
 
bence kurulsun. bütün dünyadaki nükleer santrallerin bir yıldaki toplam atık miktarı 30 kg. ve bunu bütün dünya kullanıyor. bize neden kullandırmıyorlar. tabii yoksa doğalgazı petrolü kime satacaklar.ayrıca fransa toplam tüketiminin %70 ini nükleerden karşılıyor. orada neden kanser oranlarında artış yok. kanserdeki en büyük artış nedeni çoğumuzun para verip aldığı kendimizi ve havayı kirleten küçük şirin görünen lanet olası baş belası sigara. ben bunu yazarken bile sigaradan tiksiniyorum. riski olabilir ama neyin riski yokki, yarına çıkacağımızın garantisi varmı. önlemlerini aldıktan sonra bence süper. ayrıca havaya atık olarak sadece su buharı yayıyor nükleer santral. çalışma prensibine gelince; zenginleştrilmiş radyo aktif maddeyi reaktörün içine koyuyorsun ve onu diğer atonlarla bombalıyorsun, ortaya çıkan muazzam ısı enerjisini suyu kaynatıp buhar haline getirmekte kullanıyorsun ve buhar tribünlerini çrvirerek elektrik üretiyorsun. kulelerde soğutuyorsun. nükleer değil sigara daha zararlı. bu duyarlılığı bence sigarada gösterelim arkadaşlar. yani sigara içenlerden bahsediyorum.
 
Eğer o kadar güvenliyse İstanbul'a kurulmasını öneriyorum, nasıl ? Atıklarını da Ankara'da TBMM yakınında saklarız .

Arkadaşım bir iş yapılırken fayda/zarar oranı gözardı edilemez. Tabi ki İstanbul'un orta yerinde böyle bir şey yapılmaz ama tüm dünyada 450-500 nükleer santral güvenli bir şekilde çalışıyorken niye bizim de olmasın? Tabi rüzgar ve güneş enerjisinden de sonuna kadar faydalanmalıyız. Ama bu doğal enerji kaynaklarının da yeterli gelmeyeceği aşikar. Mutlaka nükleeri de kullanmalıyız.
Zaten ben insanları anlamakta güçlük çekiyorum. HES yapmaya kalkarsınız, karşı çıkılır. Nükleer yapmaya kalkarsınız, karşı çıkılır. Termik santraller çevreyi kirletiyor diye karşı çıkılır. Geriye kaldı çevrim santralleri, rüzgar ve güneş. E rüzgar ve güneş yetmez. Doğal gaz astarı yüzünden pahalı. Elektrik kesilince de hepimiz basarız küfrü. Hem iki kuruş olsun, hem şoförün yanı. Olmuyor işte öyle.
Benim kişisel fikrim: Bu nükleer ve HES yapımına karşı çıkan, ister aktivist, ister çevreci deyin, ne derseniz deyin, arkalarında doğal gazdan enerji üretip pahalı bir şekilde satan lobilerin olduğuna inanıyorum. Aynen bir zamanlar Bergama'da altın madenine karşı çıkan çevrecileri Alman istihbaratının desteklemesi gibi.
Herkese saygılarımla.
 
İlk boğaz köprüsünün yapılmasını istemeyenler vardı 1970 li yıllarda
Araba vapurlarıyla taşınıyordu haremden sirkeciye kamyonlar, taksiler herşey
O zamanlarda bile her iki yakada uzun kuyruklar oluşuyordu hatırlıyorum
Biz her işte olduğu gibi herşeyi siyasi gözlüklerle görüyorduk
Bir parti ve taraftarları köprüye hayır derken
Öbür partiler ve taraftarları köprü yapılsın diyordu
Üniversiteli abilerimiz bunları tartışıyor ve kavga ediyorlardı
Sonuç ne oldu, Aklı selim galip geldi
İki köprü yapıldı yetmiyor, tünel geçit yapılıyor. bir köprü daha düşünülüyor.

Bir ingiliz atasözü derki
Throw out a sprat to catch a mackerel
Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez
 
Alman ajanı olmadığımı ispatlamaya çalışmayacağım

Diyorum ki ilk kurulum maliyeti en yüksek olan santraller nükleer santrallardir
Üretilen birim enerji başına maliyeti en yüksek olan enerji nükleer enerjidir

Diyorum ki nükleer teknolojisi de işletme tecrübesi de hammaddesi de Türkiye'de mevcut değildir, sonuna kadar dışa bağımlı olduğumuz bir enerji türüdür.


Diyorum ki siyasi davranan, bunu kurmaya çalışan popülist erktir.

Bir seçim öncesi hızlı tren benzeri hızlandırılmış treni seferlere koyan onlarca insanı öldürenler şimdi başka bir seçim öncesi başka bir popülist hamle peşindedir.

Madencilerin kaderinde grizudan ölmek var diyenlere bilimi hiçe sayanlara güvenmiyorum, ülkem halkım ailem için korkuyorum elimden geldiği kadar da karşı çıkacağım. Sonra da gidip yabancı gizli servislerden maaşımı çekerim.
 
Diyorum ki ilk kurulum maliyeti en yüksek olan santraller nükleer santrallardir
Üretilen birim enerji başına maliyeti en yüksek olan enerji nükleer enerjidir
İlk paragrafınız doğru ama ikincisi değil. Üretim maliyetleri kullanılan yakıtın maliyetine de bağlıdır. Aynı güçte santrallar için nükleer yakıt maliyeti kömür maliyetinin yaklaşık 6 da biri, doğalgaz maliyetinin 10 da biridir. Doğalgazı kendi ülkesinde çıkartan ülkelerde maliyet belki dünya piyasasına göre düşük olabilir ve buna bağlı olarak elektrik üretim maliyeti o ğlkede kömür ve nükleere göre daha düşük olabilir. Ama bunlar istisna durumlardır.

Diyorum ki nükleer teknolojisi de işletme tecrübesi de hammaddesi de Türkiye'de mevcut değildir, sonuna kadar dışa bağımlı olduğumuz bir enerji türüdür.
Amaç teknoloji ve işletme tecrübesinin Türkiye'ye kazandırılması olmalıdır. Ulusal bir politika oluşturulsa, kapsamlı bir nükleer enerji programı yapılsa, %100 yerli bir enerji kaynağı haline getirilebilmesi mümkündür (20-30 yıl içerisinde).
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha fazla bilgi edin…