ibora
Usta Üye
- Katılım
- 14 Eyl 2008
- Mesajlar
- 1,203
- Puanları
- 156
- Yaş
- 56
Sevgili b_cem, birincisi kimse size Alman ajanı filan olduğunuzu söylemedi. Eminim ülkeyi en az benim kadar çok seviyorsunuz.
İkincisi sahip olmadığımız ve tamamen dışa bağlı olduğumuz bir teknolojide kafamızı sonsuza kadar kuma gömerek yada bu teknolojiyi ülkeye sokmayarak ona sahip olacağımızı mı düşünüyorsunuz? Unutmayın bir zamanlar otomotivde de dışa bağımlıydık ama şimdi en büyük ihraç kalemimiz otomotiv ve yan sanayi oldu. Ayrıca kendinizi o kadar küçük görmeyin. Milletçe istedik mi neler yapabileceğimizin en güzel ve en yeni örneği ANKA iha projesidir. Bunun gibi ülkemizde artık yüzlerce örnek mevcuttur.
Eleştirmek çok kolay. Peki enerji açığının kapanması için sizin çözüm önerileriniz nelerdir? Güneş ve rüzgar enerjisinin tek başına yeterli olabileceğini düşünüyor musunuz? Çevrim santrali kurmak sizce çözüm olabilir mi? Tasarruf önlemlerini artırmak ve teşvik etmek enerji açığının ne kadarını karşılayabilir? HES kurmanın çevresel etkileri nükleerden daha mı az? Dünya üzerinde işletilen 500 kadar nükleer santral olduğu göz önüne alınırsa acaba patlama tehlikesi sadece bizimkinde mi olacak? Teknik olarak bir Kuzey Kore yada İran'dan daha mı geriyiz? Onları işletecek olan yine bu forumda yazan-çizen kişiler olmayacak mı? Karar mercileri gelip kendileri mi işletecek?
Popülizm konusunda hiç endişelenmeyin. Zira bu konu popülizmin kaldıramayacağı kadar ağır, çok ciddi stratejik kararlar gerektiren bir konudur. Ve bunu yapabilecek teknik ve idari kararlılık ülkemizde hiç olmadığı kadar şu anda mevcuttur.
İlkokula gittiğim dönemlerde her akşam standart 1 saatlik elektrik kesintisi uygulanırdı. Bulgaristan'dan elektrik ithal ederdik. Aynen 3. dünya ülkeleri gibi. Sizi bilmem ama kıç kadar Bulgaristan'dan elektrik ithal etmek benim çok ağrıma gidiyor.
Balık içinde yaşadığı suyun farkında olamaz. Türkiye'deki gelişmeleri görmek için şöyle bir komşu ülkelere kadar uzanmakta fayda var. Ben bir kaçını dolaştım. Mesela AB üyesi Bulgaristan bizden en az 20 yıl geride.
Son olarak: El alemin protonları hızlandırıp bir biriyle çarpıştırdığı devirde biz hala onların 60 yıl önce sahip oldukları teknolojiyi ülkemize getirelim mi, getirmeyelim mi diye tartışıyoruz.
Sizce de bu çok saçma değil mi?
Herkese saygılarımı sunarım.
İkincisi sahip olmadığımız ve tamamen dışa bağlı olduğumuz bir teknolojide kafamızı sonsuza kadar kuma gömerek yada bu teknolojiyi ülkeye sokmayarak ona sahip olacağımızı mı düşünüyorsunuz? Unutmayın bir zamanlar otomotivde de dışa bağımlıydık ama şimdi en büyük ihraç kalemimiz otomotiv ve yan sanayi oldu. Ayrıca kendinizi o kadar küçük görmeyin. Milletçe istedik mi neler yapabileceğimizin en güzel ve en yeni örneği ANKA iha projesidir. Bunun gibi ülkemizde artık yüzlerce örnek mevcuttur.
Eleştirmek çok kolay. Peki enerji açığının kapanması için sizin çözüm önerileriniz nelerdir? Güneş ve rüzgar enerjisinin tek başına yeterli olabileceğini düşünüyor musunuz? Çevrim santrali kurmak sizce çözüm olabilir mi? Tasarruf önlemlerini artırmak ve teşvik etmek enerji açığının ne kadarını karşılayabilir? HES kurmanın çevresel etkileri nükleerden daha mı az? Dünya üzerinde işletilen 500 kadar nükleer santral olduğu göz önüne alınırsa acaba patlama tehlikesi sadece bizimkinde mi olacak? Teknik olarak bir Kuzey Kore yada İran'dan daha mı geriyiz? Onları işletecek olan yine bu forumda yazan-çizen kişiler olmayacak mı? Karar mercileri gelip kendileri mi işletecek?
Popülizm konusunda hiç endişelenmeyin. Zira bu konu popülizmin kaldıramayacağı kadar ağır, çok ciddi stratejik kararlar gerektiren bir konudur. Ve bunu yapabilecek teknik ve idari kararlılık ülkemizde hiç olmadığı kadar şu anda mevcuttur.
İlkokula gittiğim dönemlerde her akşam standart 1 saatlik elektrik kesintisi uygulanırdı. Bulgaristan'dan elektrik ithal ederdik. Aynen 3. dünya ülkeleri gibi. Sizi bilmem ama kıç kadar Bulgaristan'dan elektrik ithal etmek benim çok ağrıma gidiyor.
Evet madenciliğin kaderinde maalesef bu tür kazalar var. Ama bunların en aza indirilebilmesi için neler yapılmalı. Ülkemizde her şeyin ultra süper mükemmel olduğunu iddia eden yok. Ama 3-5 sene öncesine göre iyiye mi gidiyoruz, kötüye mi. Mesele bu.Madencilerin kaderinde grizudan ölmek var diyenlere bilimi hiçe sayanlara güvenmiyorum
Ülkeniz ve halkınız için korkmayın. Zira o santralin sizin ülkenizde yada komşunuzda patlamasının pek bir farkı yok. Baksanıza, sizin anlayışınıza göre çevremiz saatli bombalarla dolu.ülkem halkım ailem için korkuyorum elimden geldiği kadar da karşı çıkacağım.
Balık içinde yaşadığı suyun farkında olamaz. Türkiye'deki gelişmeleri görmek için şöyle bir komşu ülkelere kadar uzanmakta fayda var. Ben bir kaçını dolaştım. Mesela AB üyesi Bulgaristan bizden en az 20 yıl geride.
Son olarak: El alemin protonları hızlandırıp bir biriyle çarpıştırdığı devirde biz hala onların 60 yıl önce sahip oldukları teknolojiyi ülkemize getirelim mi, getirmeyelim mi diye tartışıyoruz.
Sizce de bu çok saçma değil mi?
Herkese saygılarımı sunarım.