Nükleer Santral Kurulsun Mu?

Sevgili b_cem, birincisi kimse size Alman ajanı filan olduğunuzu söylemedi. Eminim ülkeyi en az benim kadar çok seviyorsunuz.

İkincisi sahip olmadığımız ve tamamen dışa bağlı olduğumuz bir teknolojide kafamızı sonsuza kadar kuma gömerek yada bu teknolojiyi ülkeye sokmayarak ona sahip olacağımızı mı düşünüyorsunuz? Unutmayın bir zamanlar otomotivde de dışa bağımlıydık ama şimdi en büyük ihraç kalemimiz otomotiv ve yan sanayi oldu. Ayrıca kendinizi o kadar küçük görmeyin. Milletçe istedik mi neler yapabileceğimizin en güzel ve en yeni örneği ANKA iha projesidir. Bunun gibi ülkemizde artık yüzlerce örnek mevcuttur.

Eleştirmek çok kolay. Peki enerji açığının kapanması için sizin çözüm önerileriniz nelerdir? Güneş ve rüzgar enerjisinin tek başına yeterli olabileceğini düşünüyor musunuz? Çevrim santrali kurmak sizce çözüm olabilir mi? Tasarruf önlemlerini artırmak ve teşvik etmek enerji açığının ne kadarını karşılayabilir? HES kurmanın çevresel etkileri nükleerden daha mı az? Dünya üzerinde işletilen 500 kadar nükleer santral olduğu göz önüne alınırsa acaba patlama tehlikesi sadece bizimkinde mi olacak? Teknik olarak bir Kuzey Kore yada İran'dan daha mı geriyiz? Onları işletecek olan yine bu forumda yazan-çizen kişiler olmayacak mı? Karar mercileri gelip kendileri mi işletecek?

Popülizm konusunda hiç endişelenmeyin. Zira bu konu popülizmin kaldıramayacağı kadar ağır, çok ciddi stratejik kararlar gerektiren bir konudur. Ve bunu yapabilecek teknik ve idari kararlılık ülkemizde hiç olmadığı kadar şu anda mevcuttur.

İlkokula gittiğim dönemlerde her akşam standart 1 saatlik Elektrik kesintisi uygulanırdı. Bulgaristan'dan elektrik ithal ederdik. Aynen 3. dünya ülkeleri gibi. Sizi bilmem ama kıç kadar Bulgaristan'dan elektrik ithal etmek benim çok ağrıma gidiyor.

Madencilerin kaderinde grizudan ölmek var diyenlere bilimi hiçe sayanlara güvenmiyorum
Evet madenciliğin kaderinde maalesef bu tür kazalar var. Ama bunların en aza indirilebilmesi için neler yapılmalı. Ülkemizde her şeyin ultra süper mükemmel olduğunu iddia eden yok. Ama 3-5 sene öncesine göre iyiye mi gidiyoruz, kötüye mi. Mesele bu.

ülkem halkım ailem için korkuyorum elimden geldiği kadar da karşı çıkacağım.
Ülkeniz ve halkınız için korkmayın. Zira o santralin sizin ülkenizde yada komşunuzda patlamasının pek bir farkı yok. Baksanıza, sizin anlayışınıza göre çevremiz saatli bombalarla dolu.

Balık içinde yaşadığı suyun farkında olamaz. Türkiye'deki gelişmeleri görmek için şöyle bir komşu ülkelere kadar uzanmakta fayda var. Ben bir kaçını dolaştım. Mesela AB üyesi Bulgaristan bizden en az 20 yıl geride.

Son olarak: El alemin protonları hızlandırıp bir biriyle çarpıştırdığı devirde biz hala onların 60 yıl önce sahip oldukları teknolojiyi ülkemize getirelim mi, getirmeyelim mi diye tartışıyoruz.

Sizce de bu çok saçma değil mi?
Herkese saygılarımı sunarım.
 
1) Sevgili b_cem, birincisi kimse size Alman ajanı filan olduğunuzu söylemedi. Eminim ülkeyi en az benim kadar çok seviyorsunuz.

2)İkincisi sahip olmadığımız ve tamamen dışa bağlı olduğumuz bir teknolojide kafamızı sonsuza kadar kuma gömerek yada bu teknolojiyi ülkeye sokmayarak ona sahip olacağımızı mı düşünüyorsunuz? Unutmayın bir zamanlar otomotivde de dışa bağımlıydık ama şimdi en büyük ihraç kalemimiz otomotiv ve yan sanayi oldu. Ayrıca kendinizi o kadar küçük görmeyin. Milletçe istedik mi neler yapabileceğimizin en güzel ve en yeni örneği ANKA iha projesidir. Bunun gibi ülkemizde artık yüzlerce örnek mevcuttur.

3)Eleştirmek çok kolay. Peki enerji açığının kapanması için sizin çözüm önerileriniz nelerdir? Güneş ve rüzgar enerjisinin tek başına yeterli olabileceğini düşünüyor musunuz? Çevrim santrali kurmak sizce çözüm olabilir mi? Tasarruf önlemlerini artırmak ve teşvik etmek enerji açığının ne kadarını karşılayabilir? HES kurmanın çevresel etkileri nükleerden daha mı az? Dünya üzerinde işletilen 500 kadar nükleer santral olduğu göz önüne alınırsa acaba patlama tehlikesi sadece bizimkinde mi olacak? Teknik olarak bir Kuzey Kore yada İran'dan daha mı geriyiz? Onları işletecek olan yine bu forumda yazan-çizen kişiler olmayacak mı? Karar mercileri gelip kendileri mi işletecek?

4)Popülizm konusunda hiç endişelenmeyin. Zira bu konu popülizmin kaldıramayacağı kadar ağır, çok ciddi stratejik kararlar gerektiren bir konudur. Ve bunu yapabilecek teknik ve idari kararlılık ülkemizde hiç olmadığı kadar şu anda mevcuttur.

5)İlkokula gittiğim dönemlerde her akşam standart 1 saatlik Elektrik kesintisi uygulanırdı. Bulgaristan'dan elektrik ithal ederdik. Aynen 3. dünya ülkeleri gibi. Sizi bilmem ama kıç kadar Bulgaristan'dan elektrik ithal etmek benim çok ağrıma gidiyor.


6)Evet madenciliğin kaderinde maalesef bu tür kazalar var. Ama bunların en aza indirilebilmesi için neler yapılmalı. Ülkemizde her şeyin ultra süper mükemmel olduğunu iddia eden yok. Ama 3-5 sene öncesine göre iyiye mi gidiyoruz, kötüye mi. Mesele bu.


7)Ülkeniz ve halkınız için korkmayın. Zira o santralin sizin ülkenizde yada komşunuzda patlamasının pek bir farkı yok. Baksanıza, sizin anlayışınıza göre çevremiz saatli bombalarla dolu.

8)Balık içinde yaşadığı suyun farkında olamaz. Türkiye'deki gelişmeleri görmek için şöyle bir komşu ülkelere kadar uzanmakta fayda var. Ben bir kaçını dolaştım. Mesela AB üyesi Bulgaristan bizden en az 20 yıl geride.

9)Son olarak: El alemin protonları hızlandırıp bir biriyle çarpıştırdığı devirde biz hala onların 60 yıl önce sahip oldukları teknolojiyi ülkemize getirelim mi, getirmeyelim mi diye tartışıyoruz.

10)Sizce de bu çok saçma değil mi?
Herkese saygılarımı sunarım.

Bayım sorularınıza cevap vermek istiyorum, yazınızı 10 başlığa ayırdım ve tek tek yanıtlamaktan memnun olacağım


1) Sizi suçlamıyorum demişsiniz, ama beni o paragrafı yazmaya yönelten benim önceki mesajımdan alıntı yaparak altına

"Benim kişisel fikrim: Bu nükleer ve HES yapımına karşı çıkan, ister aktivist, ister çevreci deyin, ne derseniz deyin, arkalarında doğal gazdan enerji üretip pahalı bir şekilde satan lobilerin olduğuna inanıyorum. Aynen bir zamanlar Bergama'da altın madenine karşı çıkan çevrecileri Alman istihbaratının desteklemesi gibi." yazmanızdır.

2) Nükleer yeni bir teknoloji değildir, gelişmiş ülkelerde bol miktarda nükleer santral vardır doğru , ama çoğunda yakın gelecekte yeni santraller kurma planı yoktur, bu hesap yapamayan gelişmiş ülkeler nedense sadece romantik olduklarından sanırım yenilenebilir enerji için büyük kaynaklar ayırıp araştırmalar ve yatırımlar yapmaktadır, ayrıca öyle bir kanı oluşmuş ki dünya enerjisinin %90 ını nükleerden sağlıyor gibi ki yok öyle bir şey bu oran %18 dir.

Otomotiv'de de ileri olduğumuz konusuna girerdim ama konumuz değil kısaca montaj sanayisini ilerilik olarak görmüyorum, bunu dünyanın en çok karayolu ulaşımı yapılan, petrol ve otomotiv şirketleri için cennet haline getirilmiş bir ülke olmamıza bağlıyorum ve küçümsüyorum evet.

3) Bir küçük dere üzerine binlerce plansız HES in asıl işi bakliyat tüccarlığı olan şirketlerin bile doluştuğu, pastadan pay alma namına inşa edilmesi çılgınlığına da karşıyım, Hidroelektrik potansiyelin tam anlamıyla profesyonel olarak kullanılmasından , enerji konusunda tam devletçi kamu yararına bir politikadan yanayım.

4) İlk cümlenize ne kadar katılıyorsam ikincisine de o kadar katılmıyorum.

5) Kıç kadar Bulgaristan dünyanın eğitimde en ileri ülkelerinden biridir.

7) Evet anlayışıma göre çevremiz saatli bombalarla dolu, çünkü patladığını gördük beraberce.

8) Sadece Türkiye'deki madencileri ölüme mahkum eden o kadere ben inanmıyorum. 3-5 yıl öncesine göre şimdi daha ileri olduğumuz en basit bir konu bile aklıma gelmiyor. Bulgaristan hakkında ise bkz 5. madde.

9) Elalemin 60 yıl önce sahip olduğu teknolojiyi getrmektense elalemin şu anda yöneldiği teknolojiyi getirelim diyorum.

10) Evet bence çok saçma.

Benden de herkese saygılar

Sadece fikir belirttim sizin fikirlerinize de saygı duyuyorum paylaştığınız için çok teşekkürler, insanların inandıklarını söylemesinden yanayım tek tip düşüncenin hakim olduğu bir ortamda bulunmak zorunda kalmadığımız için çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum.

Bu konuda söylemek istediklerimin hepi topu bu kadardır herkese güzel günler dilerim.
 
...
2) Nükleer yeni bir teknoloji değildir, gelişmiş ülkelerde bol miktarda nükleer santral vardır doğru , ama çoğunda yakın gelecekte yeni santraller kurma planı yoktur, ...
...
7) Evet anlayışıma göre çevremiz saatli bombalarla dolu, çünkü patladığını gördük beraberce.
2. paragrafınızdaki bilgi hatalıdır. En güncel santral inşaası bilgilerine http://www.iaea.org/cgi-bin/db.page.pl/pris.reaucct.htm adresinden ulaşabilirsiniz. En son faaliyetleri de buradan PRIS Home Page takip edebilirsiniz. ABD'de bir adet görünüyor. South Texas projesi de yakında başlayacak ve 2 ünite daha inşa edilecek. Avrupa'nın ilave enerji talebini Fransa karşılıyor, İtalya yeniden nükleere geçme kararı aldı. Almanya 2020 de bütün santralları kapatacağını duyurduğu 2000 yılından sonra bu yıl karar değiştirdi ve işletmecilerden ilave vergi alarak bu süreyi 2030'a uzattı. Finlandiya şu an inşa edilmekte olan santralına ilave bir ünite daha inşaa edecek. Çin'de 23 adet ünite inşaa halinde. Kore'de 8 adet ünite inşa halinde (6 tanesini gördüm), 2020 ye kadar ilave 5 ünite daha yapacak. Birleşik arap Emirliklerinde 4 ünite inşaatına başlanıyor (sözleşme imzalanmış durumda).

7. paragrafınızdaki ifadelere katılmıyorum. Saatli bomba gibi patlar dediğiniz santralların hepsi kapatıltı (RBMK tipi).
 
Acaba nükleer enerji teknolojisi olmayan sanayileşmiş,zengin bir ülke var mı?
Bilgilerinizi paylaşırsanız sevinirim.
 
Sayın b_cem;

1)Yazdığımın yanlış olduğunu düşünmüyorum. Yabancı güçlerin ajanı olmak ile onlar tarafından kullanılmak farklı şeylerdir.

2)Bu maddede belirttiğiniz tezin doğru olmadığı Ze_tr’nin verdiği linklerde çok açık bir şekilde görülüyor.

3)Bu sorunun cevabını verdiğinizi düşünmüyorum. Pekala, HES yapmayalım, çevresel etkileri olumsuz. Nükleer yapmayalım, zararları konusunda sıralanan tezler malum. Termik santral de yapmayalım, onların da çevreye büyük zararı var. Önerileriniz nelerdir? Ben bunu öğrenmek istedim.
Ayrıca devletçilikle ilgili yazdıklarınıza katılmıyorum. Devlet işletmeci olmamalıdır. Otomobilin marş motoru gibi ilk hareketten sonra devre dışı kalmalıdır. Yoksa KIT’ler arpalık haline gelir, memleketimizde yüzlerce örneği var.

4)Görüşünüze saygı duymakla birlikte doğru olmadığını belirtmeden geçemeyeceğim.

5)Halk aç, sefil ve mutsuzsa Bulgaristan’ın eğitimde dünyanın en ileri ülkelerinden birisi olması hiç birşey ifade etmiyor.

6)6. ve 8. maddeleri birleştirmişsiniz. Bu her ikisine cevaptır. Kader hiç birşey yapmadan eli kolu bağlı oturmak demek değildir. Alınacak her önlem alındıktan sonra yine de başınıza kötü şeyler gelmişse bu kaderdir. Ama buna inanmak yada inanmamak sizin inancınıza kalmış. İnanmıyorsanız da saygıyla karşılarım. Bulgaristan’ı hiç görüp görmediğinizi bilmiyorum ama gelişmişlik açısından Türkiye’den en az 20 yıl geride olduğu tezini yineliyorum.

7)Ze_tr arkadaşım cevap vermiş.

9)Bir teknolojiye 60 yıl önce sahip olunması onun geri bir teknoloji olduğu anlamına gelmez. Ayrıca daha ileri teknolojilere sahip olabilmek için bazı aşamaları geçmelisiniz. Ve bunlar hep birbiriyle ilintili teknolojilerdir.

10)Evet başka ülkelerin sahip olduğuna sahip olmaya çalışmamak çok saçma.


11) Sadece fikir belirttim sizin fikirlerinize de saygı duyuyorum paylaştığınız için çok teşekkürler, insanların inandıklarını söylemesinden yanayım tek tip düşüncenin hakim olduğu bir ortamda bulunmak zorunda kalmadığımız için çok şanslı olduğumuzu düşünüyorum.

Bir madde de ben ilave edeyim dedim:

11)Demokrasinin zedelendiği, fikir özgürlüğünün yok olduğu v.s tezler ileri sürenlere ithaf olunur.
Saygılarımla....
 
Kesınlıkle nükleer santrale hayır.yenilenebilir enerjı kaynaklarına evet.
 
ENERJİ bakanlıgı santraller devreye alındıktan bellı bır zaman sonra ortaya çıkacak
nükleer atıkları nereye gömecegi hakkında bilgilendirme yaptımı acaba.
benım tavsıyem götürüp bakanlığın bahçesine gömmeleri...
 
TAEK'in sitesinden:
"Nükleer santraller aynı güçteki bir kömür santralinin kullandığı yakıtın yaklaşık yüz binde biri kadar yakıt kullanır. 1000 MWe gücündeki bir reaktörden çıkan ortalama yüksek seviyeli atık miktarı yıllık 25-30 ton civarında olup, hacmi 2,5-3 metreküp kadardır. Yüksek seviyeli atıkların büyük bölümünü kullanılmış yakıtlar içerisinde bulunan radyoaktif hale gelmiş yakıt malzemeleri oluşturur. Kullanılmış yakıt içerisindeki uranyumun sadece yüzde 2-4’ü yanmaktadır. Geri kalan yakıt malzemesi geri kazanılabilecek bir malzemedir."
Tamamı için: Nükleer Santrallerde Atık Yönetimi, Radyoaktif Atıkların Nasıl Bertaraf Edileceği Konusu
Saygılar...
 

Forum istatistikleri

Konular
129,835
Mesajlar
930,600
Kullanıcılar
452,663
Son üye
Yılmaz Çetiner

Yeni konular

Çevrimiçi üyeler

Şu anda çevrimiçi üye yok.
Geri
Üst