Bazı arkadaşlar nükleer ile üreten Türkiye arasında bağlantı kurmuşlar belirtmişler. Elbette biz de üreten Türkiye istiyoruz ancak Akkuyu nun kurulması üreten Türkiye kavramını yansıtmıyor. Şöyle ki santrali Ruslar kuruyor ve elektriği de satın alıyoruz. Yani bu santral Rusya da kurulacağına Türkiye de kurulmuş oldu. Yine bize
Elektrik satacaklar. Bu nedenle konuyu doğru anlamak lazım. Akkuyu nun kurulması üreten Türkiye kavramıyla özdeşleşmiyor. Bu işin muassır medeniyetlere ulaşmakla da bir alakası yok.Volkwagen Türkiye de fabrika kuracağını açıkladı.O zaman ne mutlu bize bak otomotiv fabrikamız mı var diyeceğiz.Bak muassır medeniyetler seviyesine mi çıkıyoruz diyeceğiz.Tabi ki hayır.Bunu söylememiz için o nükleer santralleri bizim yapabiliyor oomamız lazım. Mesela bunu HES lerde yapabiliyoruz.
Çernobil deki kazanın operatör kaynaklı olduğu yazılmış. Kaza tasarım kaynaklı. Dizide de gösteriliyor.
Nükleer santraller en çevre dostu enerji kaynağından birisi. Termiklerdeki duman ve kül çevreye zarar veriyor, rüzgar deseniz kuşların ve birtakım hayvanların yaşam alanını etkiliyor, su da iklim değişikliği gibi nedenler oluşturuyor ( baraj gölleri ) .Bir güneş enerjisi var çevre dostu olan o da çok verimli değil. Ama nükleer hem çok verimli hem de kaza vs olmadığı sürece çevreye zararı neredeyse yok. bu anlamda nükleeri destekliyorum. Ama günümüz teknolojisine uygun güvenlik önlemlerinin olması şartıyla.