Hocam, eğer elimde doğrular varsa ve ben bunlara sonuna kadar inanıyorsam, kainat karşı gelse bile o fikrimi savunurum, ister marjinal ister anarşist desinler umrumda olmaz. Ben insanları 3 kuruşa sömüren, en doğal haklarını kısıtlayan ve bu sistemi devam ettirmek isteyenlerin camiasından değilim. Yada kendi istediği bazı şeyleri başaramayan ama o aynı şeyi başarmış kişilere kıskançlıkla saldıran meslektaşlarımdan da değilim. Hiç bir zamanda olmadım.
Emek, iş gücü kavramlarını terör örgütlerine bulaşmış bir kaç sol örgütün tapusuna bırakmak mı doğrusu? Ben sesimi çıkarmasam, sen sesini çıkarmasan, o çıkarmasa kim bunu yapacak. Bir sabah uyanınca işveren; evladım bak sen çok çalışıyorsun, maaşını 2 katına, haftalık çalışma saatinide 60 dan 40 a indiriyorum mu diyecek. Sen sesini çıkarmadığında senin oy verdiğin hükümetler mi değiştirecek bunu?
Ben mesela çok zor şartlarda okudum, üniversite sınavında daha ilk senede iyi bir okul kazandım. Bu sırada ailem beni okutmak için belki boğazlarından kestiler. Sonra mezun oldum, beni vasıfsız lise mezunu gibi düz işçiyle aynı ücrete ve aynı şartlara çalışmamı istediler. Öyle yeni mezuna 2-3 bin verilmezmiş,ekmek aslanın midesinde, bişeyler olmadan verilmezmiş gak guk diyen iş verenlere mi tabii olayım.
Düşün, devletin koyduğu kurallara bile uymuyor çoğu firma. Uymamayı pişkin gibi kabul ediyor.
Sigorta primini düşük göstermek rutin sıradan bir uygulama olmuş. Esnek çalışma saatleri, yoğun çalışma temposu gibi ifadeler iş ilanlarında yazılıyor ki, bunun anlamı bedavaya zorla mesai demektir. Sen bu şartları kabul ederek yalnızca kendine değil, eşine, çocuğuna, sevdiklerine ve meslektaşlarına kötülük yapıyorsun. Çocuğun kursağına giden lokmayı patronununa veriyorsun, böyle hiç düşündün mü?
Düşündün diyelim, bunu değiştirmek için ne yaptın? Her iş görüşmesinde kaderim bu diye boynunu büküp kabul ettin mi?
Konfüçyusun dediği gibi
"Karanlığa söveceğine, kalkta bir mum yak."
Ben o mumu yakıyorum, belki büyük bir meşale olur, belki söner gider ama en azından benim içim rahat olur.
Yarın yine bir cumartesi sabahı, hoş bu sefer arkadaş sebebiyle erken kalkacam ama sizin durumunuz ne? yoksa cumartesi sabahı işe mi gidiyorsunuz? o zaman büyük ihtimal özelde çalışıyorsun, büyük ihtimal 9 günlük bayram tatilinide yapmadınız? Yıllık izinlerinizde 1 hafta onuda memeleketinize gidibiliyorsunuz sadece. Yıllar geçiyor her günün birbirine benzedi, bu stres ve bu yoğunluktan bunalmadın mı? Yine bir cumartesi gününü kaybetmeye devam mı etmek istiyorsun. Ne kadar ömrün kaldı da bir cumartesi daha kaybetme lüksün var. Sevdiklerinle birlikte şöyle cumartesi kahvaltı yapsan, çocuğunu, eşini alıp bir yerlere gitsen hatta bu cuma akşamı hadi hanım bir yelere kaçalım desen güzel olmazmıy dı? Kaderin bu mu yoksa kaderin senin seçimindeki hatalar dolasıyla böyle oluştu. Yoksa işinden ve durumundan memnunsun diye kendini kandırmaya devam mı ediyorsun.