Merhabalar,
Uzun bir süredir bu konuya bakmamıştım, bazı şeyleri kaçırmışım.
El Cezeri ile ilgili NTV de Banu Güven'in yaptığı bir program var, yaklaşık 5. dk da başlıyor, tavsiye ederim:
http://www.youtube.com/watch?v=wysjZJks6wc
Japonlar donanım konusunda iyiler, tasarım konusunda da iyiler ama dediğim gibi fiziksel gerçeklik olayını bizim bakış açımız ile ele alırsak 'çok abartıyorlar'.
Japonlardan bir şey isterken ne istediğinize dikkat etmeniz gerekiyor.
Geçen yıldı galiba, Japonlardan kalan bir otomasyon sistemine PC ile veritabanı desteği verecek bir eklenti yapmamız gerekti. Kullanılan PLC OMRON, HMI olarak NT ekran kullanılmış.
Japonların yaptığı sistemde, ürün taşıyan paletin altında bir RFID etiket var, HMI ile operatör bir kod giriyor ve bu kod RFID nin altına yazılıyor, sonra da ürün yoluna devam ediyor.
Madem ki oraya bir bilgisayar koymak zorundayız, NT ekranı da kaldıralım dedik, sonuçta bir kod alınacak ve RFID ye yazılacak, ne kadar karmaşık olabilir ki?
Sanırım birileri zamanında Japonlardan 'orada operatör ekrana kod girmeden kesinlikle ürün hareket etmesin' demiş.
Demez olaymış.
Japon bunu analiz etmiş:
Nerede: O istasyonda
Kim: Operatör
Nereye: Ekrana (hem de o ekrana)
Ne: Kod
Ne yapmadan: Girmeden
...
Sırf bir kodu girmek için neredeyse bir asansörün otmasyonunu yapacak kadar kod yazmışlar.
Çok karmaşık düşünmüşler, örneğin ekrandaki menüden bir şey seçiyorsunuz, o gidip PLC de bir yeri değiştiriyor, o değişince ekrandaki sayfa değişiyor. Ancak bu değişimlerin arasına 2 tane timer kontrolü koymuşlar, bir tanesi NT ekranın PLC ye yazma hızını kontrol edip gerçekten bir NT ile müdahale edilip edilmediğini kontrol ediyor sanırım, diğeri ise bilgileri giren kişinin insan olup olmadığını kontrol ediyor, kod giriş hızını ölçüyor. Çok hızlı girince sistem kendini kilitliyor.
Sayfalara sıra ile girilmezse de sistem kilitleniyor.
Aynısını PC den taklit edebilmek için ne eziyetler çektim, PC ile direk rölelere yazmak (hatta belirli sürelerle set edip sonra resetlemek için hostlink protokolünü hatmettim.
Sonuç olarak, evet kesinlikle sistemleri çok iyi çalışıyor. Ancak sıradışı olan bir müdahale ile karşılaşınca sistem tamamen kilitlenip duruyor. Aslında doğru olan da bu, adamlar bu sayede hatasız üretim yapmayı başarabiliyorlar.
Oysa bizim sistemlerimiz 'Terminatör' gibi, kafası bile kopsa alternatif bir yol ile sistem çalışmak zorunda.
Bu nedenle üretim hatlarımızda 'tamir cebi, tamir istasyonu' gibi kavramlarımız var. Ben Japonlar ile sistemin tasarlandığı zamanlara şahit olmadım ama anlattıklarına göre Japonlar 'tamir istasyonu' konusunu anlamamışlar ve çok şaşırmışlar.
'Niye tamir ediyorsunuz? Niye hattı durdurup problemi gidermiyorsunuz da tamir istasyonu koyarak problemleri kalıcı hale getiriyorsunuz? ' Hatta en güzeli de 'Niye tamir edilsin ki? Üründe niye hata olsun ki?' Anlamasalar da zar zor ikna edilmişler.
Eğer bir gün Japonların yaptığı bir sisteme müdahale etmek zorunda kalırsanız, yeniden yazmanız daha iyi olabilir. Çünkü sistem çok karmaşık, anlamak çok zor. Asenkron gibi görünen, birbiri ile ilgisiz gibi görünen bir çok şey aslında ahenk ile çalışıyor ve bir yerde problem olursa tüm sistem zincirleme duruyor çünkü 'niye hatalı ürün üretilmeye devam edilsin ki?