Bass karakteristiği için bu kondansatörü denediğinizde aynı sistemde dinleyerek aradaki farkı daha net anlarsınız bence. Yani bass karakteristiği olması gerektiği gibi mi yoksa malzemenin kalitesinden dolayı ortalama bir değerlerde mi duyulduğunu daha net anlayacağız
Ben diğer ampliler ile bizim amplinin arasındaki farkı anlayabiliyorum ama sizin kendinize hazırladığınız ampliyi dinlemediğim için olması gereken ile kendi amplimin arasındaki farkı bilemiyorum. (Orijinal malzemelerin bulunamaması gibi sebepler...)
Bunların tabii çok fazla ölçüm gerektiren şeyler olduğunu biliyorum benimkisi sadece dinleti testi gibi oluyor.
Kutu için zamanı geldiğinde birlikte karar verebiliriz. Şu an için kullandığım ampli gümbür gümbür zaten.
Yeni kutuya geçersek eğer S/N konusunu da çok düşük seviyelere çekebileceğimize hiç şüphem yok.
Kullandığım ampliyi ben bu kadar bile yapabileceğimi düşünmezdim kötek baya iyi öğretiyor hocam
TEKNİK AÇIKLAMALAR:
1) Bass karakteristiği.
Bass karakteristiği iki şekilde ölçümlenir ve anlaşılır.
İlki bass bölgesinin dinamik alanı.
Ampli ölçümlerini yaparken gürültü seviyesinin bass bölgesinde, özellikle 50Hz ve aşağı frekanslarda olduğunu görmüşsündür. İşte bu gürültü seviyesi ile amplimizin verebildiği en yüksek bass seviyesi bizim amplinin bass bölgesindeki dinamik alanını ifade etmektedir.
Bir çok basit ampli için bass bölgesi dinamik alanının 30-40db civarı olduğu düşünülürse bizim amplimizde bu değer (%0.4 SNAD için) 60db civarı gibidir. (bu değer Özgürecedeki STK465 li ampli için tarafımdan ölçülmüştür)
Ancak bass bölgesindeki dinamik alan insan kulağının zayıflığı nedeniyle pek anlaşılamaz. Bu sebeple basit commercial amplilerde bu değer düşüktür.
İkincisi ise bass bölgesi ROLL-OFF frekansıdır ki insan kulağının en az duyabildiği 32Hz to 40Hz bölgesini ifade eder.
Gerek hoparlörler olsun gerekse yarı iletken kayıplarından olsun bu frekans bölgesinde çok fazla kayıp bulunmaktadır. Audio-FİL herifler bu bölgeyi duyabilmek için ZİLYON dolarlık EŞEK gibi hoparlör alırlar. Ancak yine de fazlaca duyamazlar. Çünkü hem yarı iletken kayıpları hem insan kulağındaki kayıplar ve artı özellikle her müzik eserinde fundamantel olarak bu frekansların bulunmamasından dolayı da gudurup dururlar
2) Mid bölgesi karakteristiği.
Sen bu bölgedeki kıyaslamayı zaten yapmıştın. Teorik olarak iyi bir S/N değeri mid bölgesindeki, senin tabirinle çözünürlük hissi bu bölgenin temiz olduğunu ifade etmektedir. Yani mid bölgesindeki ampli gürültü değeri ne denli iyi ise, mid sesler daha iyi anlaşılır.
En basit bir amplide mid bölgesindeki gürültü seviyesi iyi ise mid sesler o denli iyi algılanır.
3) Tiz bölgesi.
Tiz bölgesi bir ampli için son derece GICIK bir bölgedir. Çünkü tiz sesler müziğin mantalitesi gereği oldukça düşük seviyededir.
(Bir CD yi PC de spectrum da incelersen tizlerin çok düşük olduğunu görürsün)
Düşük tiz bölgesi müziğin mantalitesi olduğu için dinamik alan da tiz bölgesinde oldukça düşük olacaktır. Örneğin tiz bölgesindeki gürültü seviyemiz -70db ise müzikteki tiz seslerin seviyesi -50 ise sadece 20db lik bir dinamik alan vardır ki 20 db lik dinamik alan çoğu dinleyici için yeterli olmamaktadır. Örneğin arkadaşımız
@sasen1 bu konuda çok pinpirikli guduruk ve hassastır.
Herif... PARDON.. BEY, tiz bölgesi için kaç yıldır klavyeyi kemirmişti
Ama bizim tasarımımızdan sonra sanıyorum ki artık klavyesi sağlam kalmıştır.
Aynı zamanda tiz bölgesindeki bozulma (distorsiyon) da kulaklarda tırmalayıcı bir etkiye sahiptir. Kulağı kuyruğu ecik iyi olan bir dinleyici bu olayı açıklayamasa da mutlaka farkındadır.
@ozgurece35 MP3 ile PCM (WAV) dinlemede benim ampli ile bunun farkına varmıştı.
Benim ampli ile senin ampli arasındaki fark genel dinlemede anlaşılmayabilir. Çünkü genel karakteristikler insan kulağının farkedemeyeceği seviyede olabilir. Ancak şunu belirtmem gerekirse, benim yaptığım amplide son seste bile gürültü duyulmaz Ya da çok çok zor duyulabilir bir HISS olabilir. Ama senin yaptığın amplide bu HISS ecik daha fazla duyuluyor olabilir. Bu da S/N değerinin etkisidir.
Orijinal malzemeler ile adi malzemeler arasındaki farklar da bütün olarak ele alınmaktadır.
Şöyle ki.
Ampliyi ben yapmışsam ve full orijinal malzeme kullanmışsam, sen ton kontrol veya loudness kartındaki entegreyi sahte olanla değiştirirsen bile farkı anlamayabilirsin. Ancak tüm entegrelerin sahte olması halinde mutlaka bir fark hissedersin. Ancak bu farkları tanımlayamayabilirsin. Sadece temiz ya da kirli gibi algılayabilirsin.
Eğer bazı kondansatörler, özellikle feedback ve kuplajdaki kondansatörleri de değişik tipte takarsan işte o zaman Sasenin Technics amplisinde dediği gibi ÇAMUR gibi ses diyebilirsin.
Burada şunu belirteyim.
Benim tasarımım aslında PASSIVE EQUALIZER tekniğine dayalı bir tekniktir. Bu sebeple kullanılan kondansatörler son derece önem arzetmektedir. Çünkü sinyallerin yükseltilmesi değil, işlenmesi daha önemlidir. PASSIVE EQ devreleri sadece pikap pre amplilerinde geçerli olduğu için çoğuları bu tekniği bir ampli devresine bağdaştıramazlar. (Aman
@ozgurece35 duymasın )