sürtünme kat sayısı 0 olan bir ortamda elektrik üretilebilir mi?

  • Alessandro Volta (1745-1827): Pilin icadıyla tanınan İtalyan fizikçidir.
  • André Marie Ampère (1775-1836): Elektromanyetizma üzerinde çalışan Fransız fizikçi. Akım birimi olan amper, ismini Ampère’den alır.
  • Benjamin Franklin (1706-1790): Ünlü uçurtma deneyini yapan biliminsanı, paratonerin mucidi, ABD’nin kurucusu.
  • Charles Augustin de Coulomb (1736-1806): Sürtünme, akmazlık, yüklerin dağılımı, elektrik ve manyetik kuvvetleri çalışmış biliminsanı. Coulomb Yasaları, ismini kendisinden alır.
  • Charles Proteus Steinmetz (1865-1923): Amerikalı matematikçi ve elektrik mühendisi. Elektrik gücü endüstrisinin gelişmesini mümkün kılan alternatif akımın gelişmesine katkıda bulunmuştur.
  • Claude Elwood Shannon (1916-2001): Amerikalı matematikçi ve elektrik mühendisidir. Günümüzde kullanılan dijital bilgisayarların yapı taşı olan elektrik anahtarlarının kullanılmasının temelini attı.
  • Georg Simon Ohm (1789-1854): Ohm Kanunu olarak bilinen, bir telden geçen akımın, geçtiği alanla doğru orantılı ve uzunluğuyla ters orantılı olduğunu tespit ederek gerilim, akım ve direnç arasındaki bağlantıyı bulan Alman fizikçi.
  • George Westinghouse (1846-1914): George Westinghouse, ABD’de elektrik iletiminde alternatif akım kullanılmasına öncülük eden mucit ve sanayici.
  • Gustav Robert Kirchhoff (1824-1887): Devre Kuramı yasalarını bulan ve elektrik devrelerinin anlaşılmasına katkıda bulunan Alman fizikçi.
  • Hans Christian Oersted (1777-1851): Elektrik ve manyetizma arasındaki ilişkiyi keşfetmesiyle ünlü Danimarkalı fizikçi.
  • Heinrich Hertz (1857-1894): Elektromanyetik dalgaların varlığını gösteren Alman fizikçi.
  • Jack S. Kilby (1923-2005): Entegre devrelerin mucidi Amerikalı elektrik mühendisi.
  • James Clerk Maxwell (1831-1879): Elektrik ve manyetizmanın temel yasaları üzerine formüllerini (diğer adıyla Maxwell Denklemleri’ni) yazan İskoç fizikçi.
  • James Prescott Joule (1818-1889): Isının mekanik iş ile olan ilişkisini keşfeden İngiliz fizikçi.
  • James Watt (1736-1819): Modern buhar makinesinin geliştiricisi olan İskoç mucit ve mühendis.
  • John Ambrose Fleming (1849–1945): Diyot ve vakum tüpünü icat eden İngiliz elektrik mühendisi.
  • Michael Faraday (1791-1867): Elektromanyetik indüklemeyi, manyetik alanın ışığın kutuplanma düzlemini döndürdüğünü bulan İngiliz fizikçi.
  • Nikola Tesla (1856-1943): Alternatif akım, manyetizma, çok fazlı güç ve ac motor alanlarına önemli katkıları olan Sırp fizikçi.
  • Wilhelm Eduard Weber (1804-1891): Dalga teorisine ve elektromanyetizmaya önemli katkılarda bulunan Alman fizikçi.
Şimdi yukarıda paylaştığım şeyin ne alakası var konuyla kardeşim diyorsunuz :)

Bizim yeni bir şey bulma şansınız asla yoktur.
Bizim üniversitelerimiz var !!!
Bizim TUBİTAK diye bildiğimiz bir yer var bazen dergileri çıkıyor. :)
Ne yapıyoruz Türk Milleti Olarak!!!!
Bir fikir bir düşünce ortaya atıldığında ne yapıyoruz? O fikrin yanlış olduğunu ispatlamaktan başka?
Biride çıksın desin ki !!!! Eyyyyy TUBİTAK Eyyyy Üniversitelerimiz....
Ne yapıyorsunuz ne geliştirdiniz.
 
Son düzenleme:
İyi bir topraklama değeri sıfıra ohm'a yakın olan değerdir. Fakat her işte olduğu topraklamadada maliyetler önemli, onun için iyi bir topraklama değeri izin verilen değerler içinde olandır.
Topraklama ölçümü ister endüstriyel bir tesis ister bir ofis binası olsun her işletme için kritik bir öneme sahiptir.
Daha iilk sayfada yazmıştım ama gözden kaçtı herhalde.

Yerçekimsiz ortamda zaten elektrik üretiliyor hatta 40 yıl öncede vardı bu teknoloji. Voyager I ve Voyager II derin uzay sondaları bu teknolojiyi kullanarak güneş sistemi dışına çıkmayı başaracak şekilde tasarlanmış ve bir tanesi çıkmıştır zaten.

Bunun konu ile ne alakası var derseniz.Uydu gibi cihazlar genel olarak Fotovoltik güneş hücreleri ve pil kullanırlar.Lakin voyager gibi güneşten oldukça uzaklaşan sondalarda bu sistemler işe yaramıyor hem güneş enerjisi yeterli değil hemde batarya ömrü.Zira Voyager biraderler 1977'de uzay yolculuğuna çıkmış arkadaşlar.Yani an itibarı ile nerede ise 42-43 yıldır yol alıyor.

En bu arkadaşların hem kendi sistemlerini beslemeleri için hem dünya ile iletişim kurabilmeleri için hemde manevra yapabilmeleri için elektrik enerjisine ihtiyaçlar var malum.Nasa'da zamanında bunu oturmuş tasarlamış ve RGT denilen minik nükleer reaktör temelli (nasıl olsa radyasyon sorunu yok) jeneratörler icat edip yerleştirmiş ve bununla elektrik üretiyor bu araçlar yıllardır.

Şu anda MMRGT denilen son nesilleri kullanılıyor bu jeneratörlerin.Bu da videosu:

Birde stirling motorlardan enerji üretme projesi söz konusu idi ama o ne aşamada bir bilgim yok.Buda o projenin mantığını anlatan video:
 
Konu içeriği basit olmasına rağmen çok fazlaca kurcalanmış :D
Uzayda elektrik üretememek diye bir şey olmaz. Uzayda yerçekimi yoktur ama sürtünme mutlaka olacaktır.
Bir jeneratörden bahsediliyorsa, hava sürtünmesi olmaz. Hava sürtünmesi belki de 10.000 de bir oranında belki de daha az miktarda enerji kaybına sebep olabilir. Kayda değer değildir.
Metal aksamların sürtünmesi ise uzay boşluğunda da olacaktır. Yine de bu sürtünme fazlaca kayda değer değildir.
Esas olarak işlenmesi gereken mevzuu DESTEK NOKTASI'dır.
Eğer uzayda bir jeneratör çalıştırılacaksa bir destek noktası şarttır. Çünkü jeneratörü bir çeşit motor olarak düşünürsek stator ve rotor birbirlerine etki edecektir.
Statorun sabit olduğunu rotorun döndüğünü düşünürsek, statora rotor tarafından etki eden kuvvetin çok daha fazlasını sağlayabilmeliyiz.
Aksi takdirde rotorun manyetik itme kuvveti statoru da çevirecek, bir süre sonra stator da dönmeye başlıyacaktır.
 
Konu içeriği basit olmasına rağmen çok fazlaca kurcalanmış :D
Uzayda elektrik üretememek diye bir şey olmaz. Uzayda yerçekimi yoktur ama sürtünme mutlaka olacaktır.
Bir jeneratörden bahsediliyorsa, hava sürtünmesi olmaz. Hava sürtünmesi belki de 10.000 de bir oranında belki de daha az miktarda enerji kaybına sebep olabilir. Kayda değer değildir.
Metal aksamların sürtünmesi ise uzay boşluğunda da olacaktır. Yine de bu sürtünme fazlaca kayda değer değildir.
Esas olarak işlenmesi gereken mevzuu DESTEK NOKTASI'dır.
Eğer uzayda bir jeneratör çalıştırılacaksa bir destek noktası şarttır. Çünkü jeneratörü bir çeşit motor olarak düşünürsek stator ve rotor birbirlerine etki edecektir.
Statorun sabit olduğunu rotorun döndüğünü düşünürsek, statora rotor tarafından etki eden kuvvetin çok daha fazlasını sağlayabilmeliyiz.
Aksi takdirde rotorun manyetik itme kuvveti statoru da çevirecek, bir süre sonra stator da dönmeye başlıyacaktır.
Çok güzel bir açıklama olmuş :)
İşte dünyada üretilmiş olan alternatörü düşündüğümüzde sizin dediğiniz gibi rotor ve stator dönmeye başlar.
Ve elektrik üretilemez :)
Ancak Nasa nın kendisi ne yaptı Teslanın titreşimli motor yapısını inceledi ve onu baz alarak bir yeni alternatör geliştirdi.
Rotor ve statorun birlikte dönmemesi için titreşimli motor dediğimiz bir motor kullanıldı.
Yani olay o kadar da basit değil.
Uzayda Alternatör (dünyada kullanılan şekli ile) elektrik üretemez
Çünkü belli bir süre sonra rotor ve stator dönmeye başlar :)
Burada çok güzel bir yorum yaptığınız için tsk ederim .
@Mr_YAMYAM
Sayın @binbaşı ustam da güzel yorumlar yaptı :)
Birde şöyle bir konu var
Sürtünme olmadan yürüyemezsiniz.
Sürtünme olmadan arabalar hareket edemez.
Sürtünme olmayan bir ortamda elektrik üretilemez.
Sürtünmeden kastımız hava değildir.
Manyetik alan sürtünmesinden bahsediyorum.
Uzayda manyetik alan sapmaları olduğunu düşünüyorum .
Onun için de uzayın (dünyadaki manyetik alan ile karıştırmayalım) manyetik etki alanının sürekli değiştiği düşünüyorum.
 
Son düzenleme:
iyi de manyetik alanın sürtünmesi olmaz ki gardaş.
Manyetik alanların birbirlerine olan kuvvetleri vardır.
Yani bir mıknatısın ters kutupları birbirini çekiyorsa uzayda da çekecektir.
Bu olay olmasaydı uzayda MOTOR çalışmazdı.
Bir motor ile jeneratör prensipte aynıdır. Sadece ters iş yaparlar biliyoruz.
Uzayda bir objektifi hareket ettirmek için, zoom yaptırabilmek için veya fokus fonksiyonları için motorlar kullanılmaktadır.
Bu motorların rotor kuvveti, kütlesel olarak o uzay aracının tüm kütlesinden çok çok daha azdır.
Özetle belirtirsek...
Uzayda bir objektifi kontrol edebilmek için 100gr n/m gücünde bir kuvvet kullanılıyorsa, uzay aracının kütlesi belki de 100kilodur.
Bu sebeple (artı sebepler de var) uzayda çalışan böyle bir motor, uzay aracına fazlaca etki etmezler.
Uzay aracının kendi kütlesi burada DESTEK NOKTASIDIR.
 
iyi de manyetik alanın sürtünmesi olmaz ki gardaş.
Manyetik alanların birbirlerine olan kuvvetleri vardır.
Yani bir mıknatısın ters kutupları birbirini çekiyorsa uzayda da çekecektir.
Bu olay olmasaydı uzayda MOTOR çalışmazdı.
Bir motor ile jeneratör prensipte aynıdır. Sadece ters iş yaparlar biliyoruz.
Uzayda bir objektifi hareket ettirmek için, zoom yaptırabilmek için veya fokus fonksiyonları için motorlar kullanılmaktadır.
Bu motorların rotor kuvveti, kütlesel olarak o uzay aracının tüm kütlesinden çok çok daha azdır.
Özetle belirtirsek...
Uzayda bir objektifi kontrol edebilmek için 100gr n/m gücünde bir kuvvet kullanılıyorsa, uzay aracının kütlesi belki de 100kilodur.
Bu sebeple (artı sebepler de var) uzayda çalışan böyle bir motor, uzay aracına fazlaca etki etmezler.
Uzay aracının kendi kütlesi burada DESTEK NOKTASIDIR.
Manyetik alan aynı zamanda sürtünmedir gardaş :)
öncelikle bunda bir anlaşalım olur mu gardaşım :)
https://uzay.tubitak.gov.tr/ diye bur kurumumuz var.
Bu kurum da çalışan proflarımıza bir yazı göndersin site yönetimi.
Ara sıra gelip bize bilgi versinler.
Site yönetimi bütün üniversitelere davet göndersin.
hergün bir profumuz gelsin de tartışmalarımıza katılsınlar :)
 
Son düzenleme:
Sürtünmenin tanımı ile Manyetik alanların birbirine etkisinin birbiri alakası yok.

tüm sürtünme tanımları "birbiri ile temas halinde.... "diye başlar.
 
Sürtünmenin tanımı ile Manyetik alanların birbirine etkisinin birbiri alakası yok.

tüm sürtünme tanımları "birbiri ile temas halinde.... "diye başlar.
O zaman sürtünmenin tanımını değiştirelim.
Çünkü manyetik alan sürtünmesi diye bir şey var.
O zaman neyi tartışıyoruz ki
Manyetik alanı bir birine sürtüp elektrik elde ediyoruz.
Bu anlaşılmayacak kadar zor bir konu mu?
Rotor ve stator hesaplarını neden yapıyoruz peki?
Bakır telleri dola dola gitsin :) al sana motor al sana alternatör :)
 
Sayın @izmirli_m :

Bir çok kuvvet çeşidi var ve sürtünme bunlardan bir tanesi sadece.Siztüm kuvvet çeşitlerinin hepsini aynı tanımın içine sokmaktan bahsediyorsunuz nerdeyse.

Birbirine negatif yada pozitif eden kuvvetlerin hepsine sürtünme demek doğru olmaz.Sürtüne kendine has özellikleri içeren tanımı itibarı ile şartlara bağlı bir kuvvet çeşidi.Manyetik alanın etkisini istesenizde bu tanıma sokamazsınız.
 
Sayın @izmirli_m :

Bir çok kuvvet çeşidi var ve sürtünme bunlardan bir tanesi sadece.Siztüm kuvvet çeşitlerinin hepsini aynı tanımın içine sokmaktan bahsediyorsunuz nerdeyse.

Birbirine negatif yada pozitif eden kuvvetlerin hepsine sürtünme demek doğru olmaz.Sürtüne kendine has özellikleri içeren tanımı itibarı ile şartlara bağlı bir kuvvet çeşidi.Manyetik alanın etkisini istesenizde bu tanıma sokamazsınız.
Zaten kavramlara takıla takıla bir yere doğru gidemiyoruz.
Biz burada manyetik alandan bahsediyorsak eğer. Ben sürtünme diyorsam.
Siz ayağını yere sürtmekten bahsederseniz eğer ve bunu böyle algılarsanız diyecek sözüm yoktur sayın hocam.
Sürtünme çeşitlerine geçelim.
 

Forum istatistikleri

Konular
129,574
Mesajlar
928,075
Kullanıcılar
452,203
Son üye
Direniş

Yeni konular

Geri
Üst