Trafoda aşırı yüklenme nedir

emrah01

Üye
Katılım
14 Ara 2014
Mesajlar
33
Puanları
1
arkadaşlar aranıza yeni katıldım elektrik elektroniğe meraklı biriyim temel bazı şeyleri anlamaya çalışıyorum şimdi trafolarda aşırı yüklenme nasıl olur 5 hane yerine 10 hane aynı anda klima açarsa iletim hattındaki voltaj ve akım nasıl değişir bu trafoya yani transformatöre nasıl yansır ve aşırı yüklenme nasıl olur bunu lisede gördüğümüz elektrik ve transformatör bilgisiyle basitçe açıklayabilir misiniz cevaplarınız için şimdiden teşekkürler
 
Topraklama ölçümü ister endüstriyel bir tesis ister bir ofis binası olsun her işletme için kritik bir öneme sahiptir.
Otomatik sigorta bulunduğu devreyi yüksek akım ve kısa devre akımlarından koruyan bir anahtarlama elamanıdır.
Merhaba.Forumumuza hoşgeldiniz.Güncel ve anlaşılır bir örnek vereyim ben size.Devlet yurdunda ikamet eden tüm öğrenciler odalarındayken,hepsi birden ayni anda yüksek watt.'lı ocak rezistanslarını (En az 2000-3000 watt'lık gibi) ayni anda prize takarlarsa ve bu değer de trafonun anma gücünden kat kat fazlasına karşılık gelen bir değerse (kVA bazında) trafo anlık yüklere dayanımlı olacağı,sürekli yüksek güçlü yüklere karşı,bir tepki olarak aşırı ısınacağı ve mevcut içşel soğutması da yetmeyeceğinden bu durumda er geç yanacaktır.

Yani olay bir güç yetmezliğidir ve bu güç yetmezliğinden dolayı ortaya çıkan bu anormal ısı,trafo sarımlarındaki mevcut izolasyonu bozup trafonun içten,yani girişteki bu primer sarımlarının yanmasına sebebiyet verir.Yani sadece klimaların ayni anda açılması (Çünkü klimaların watt değerlerini bir ampül kadar da düşürdüler biliyorsunuz,yeni çıkan inverter klimalar gibi) bu yanmaya sebep olamaz,bu normal yük değerini pek fazla da zorlayıp geçemez çünkü.Omik (Rezistif) yüklerin yüksek watt'lı olan değerlileri trafo için ayni anda yüke girdiklerinde (Veya kVA değeri yüksek çok fazla asenkron motorun ilk yol alma devresinden hemen sonra trafo için aşırı yüke karşılık gelen kVA değerleri karşısında) trafo için çok büyük bir risk oluşturabilir sadece.

Çok kaba olarak benzetmek de gerekirse eğer,bir merkepe çok aşırı yük yüklediğinizde onun çöküp kalması (Belki de sakatlanıp ölebilmesi gibi) gibi tüm trafolar aşırı yüklerde çok uzun süreli kullanıma dayanamazlar,yağla soğutulan bu sarımlarının izolasyonu soğutma zaafiyeti nedeniyle bozulup yanar.Kolay gelsin.Başarılar dilerim.
 
Son düzenleme:
Merhaba.Forumumuza hoşgeldiniz.Güncel ve anlaşılır bir örnek vereyim ben size.Devlet yurdunda ikamet eden tüm öğrenciler odalarındayken,hepsi birden ayni anda yüksek watt.'lı ocak rezistanslarını (En az 2000-3000 watt'lık gibi) ayni anda prize takarlarsa ve bu değer de trafonun anma gücünden kat kat fazlasına karşılık gelen bir değerse (kVA bazında) trafo anlık yüklere dayanımlı olacağı,sürekli yüksek güçlü yüklere karşı,bir tepki olarak aşırı ısınacağı ve mevcut içşel soğutması da yetmeyeceğinden bu durumda er geç yanacaktır.

Yani olay bir güç yetmezliğidir ve bu güç yetmezliğinden dolayı ortaya çıkan bu anormal ısı,trafo sarımlarındaki mevcut izolasyonu bozup trafonun içten,yani girişteki bu primer sarımlarının yanmasına sebebiyet verir.Yani sadece klimaların ayni anda açılması (Çünkü klimaların watt değerlerini bir ampül kadar da düşürdüler biliyorsunuz,yeni çıkan inverter klimalar gibi) bu yanmaya sebep olamaz,bu normal yük değerini pek fazla da zorlayıp geçemez çünkü.Omik (Rezistif) yüklerin yüksek watt'lı olan değerlileri trafo için ayni anda yüke girdiklerinde (Veya kVA değeri yüksek çok fazla asenkron motorun ilk yol alma devresinden hemen sonra trafo için aşırı yüke karşılık gelen kVA değerleri karşısında) trafo için çok büyük bir risk oluşturabilir sadece.

Çok kaba olarak benzetmek de gerekirse eğer,bir merkepe çok aşırı yük yüklediğinizde onun çöküp kalması (Belki de sakatlanıp ölebilmesi gibi) gibi tüm trafolar aşırı yüklerde çok uzun süreli kullanıma dayanamazlar,yağla soğutulan bu sarımlarının izolasyonu soğutma zaafiyeti nedeniyle bozulup yanar.Kolay gelsin.Başarılar dilerim.

hocam cevabınız için teşekkür ederim konuyla ilgili şu kafama takılıyor yüksek gerilim ile gelen akım ve volt belli trafonun sarım oranı da belli dolayısıyla trafodan çıkan akım da sabit olmaz mı ve bu trafonun hizmet sunduğu bölgedeki kullanıcı sayısı arttıkça her birini devreye yeni eklenen paralel bir direnç kabul edersek cihaz başına düşen amperin azalması ve o ısıtıcıların daha düşük güçte çalışması gerekmez mi bununla birlikte 3lü priz örneğini de sormak istiyorum normalde 3lü prize tek başına telefon şarjı taktığımızda telefonuna gidecek amper ile beraberinde aynı anda örneğin bilgisayar ve fön makinası taktığımızda telefon gidecek amper aynı mı olur son durumda bu 3 öğe devreye paralel eklenmiş olduğu için her birine düşen akım azalacağından örneğin telefonun daha geç şarj olması gerekmez mi
 
hocam cevabınız için teşekkür ederim konuyla ilgili şu kafama takılıyor yüksek gerilim ile gelen akım ve volt belli trafonun sarım oranı da belli dolayısıyla trafodan çıkan akım da sabit olmaz mı ve bu trafonun hizmet sunduğu bölgedeki kullanıcı sayısı arttıkça her birini devreye yeni eklenen paralel bir direnç kabul edersek cihaz başına düşen amperin azalması ve o ısıtıcıların daha düşük güçte çalışması gerekmez mi bununla birlikte 3lü priz örneğini de sormak istiyorum normalde 3lü prize tek başına telefon şarjı taktığımızda telefonuna gidecek amper ile beraberinde aynı anda örneğin bilgisayar ve fön makinası taktığımızda telefon gidecek amper aynı mı olur son durumda bu 3 öğe devreye paralel eklenmiş olduğu için her birine düşen akım azalacağından örneğin telefonun daha geç şarj olması gerekmez mi

Zaten dediğiniz gibi oluyor,yani trafonun gücü alıcı cihazları (Örneğin rezistansları) beslemeye yetmediğinden paralel bağlı (Şebekeye bağlanan tüm yükler her zaman için bu şebekeye göre hep paraleldir) rezistanslarda gerilimin daha fazla düşmesine karşın,Kirşof kanununa göre düğüme giren ve bu paralel düğümdem çıkan bu akımın trafodan çıkış gücü (amper) bu alıcıları (Örneğin rezistansları) beslemeye yetmediğinden her rezistanstan daha az akım (Amper) değeri de geçiyor,trafonun sarımlarında (ilk anda referans olarak da aldığımız durumdaki bu örnekte) bu kadar üretilen amper yok çünkü (Trafodan çıkan akım da,aslında “Volt*amper” değeri olarak girenden her zaman kayıplar yüzünden biraz daha azdır) Bu durumda trafoyu normalin üstünde fazla yüklemiş dışta belirli bir direnç değerinde akması da gereken dış yükü fazla tutarak bir nevi çıkış (sekonder) sarımlarını biz kısa devre yapmış gibi oluyoruz.Ama farklı olarak bir trafo kısa devresinde ise daha fazla şiddette kısa devre akımları primer sarımların kendi içinden,dıştan en kısa yoldan tamamlanan bu anormal devreyle geçerek trafoyu an itibariyle daha çabuk yakacaktır.

3’lü uzatma prizi örneğinde ise şebekeden gelen amper ac olarak 30-50 amperle sınırlanmış bir sayaçtan geçer.Yani 30-50 amper 220 volt ac yi kuvvetli bir kaynak makinesi için evde de (Tek fazlı ve portatif) çekeriz.Yani üst sınır olarak bizim akım çekme sınırımız oldukça da yüksek.Bu durumda trafoda güç yetmezliğinde olduğu gibi çok fazla voltaj ve akımın yetmeyip bölünmesi de söz konusu olamaz.Yani kaynaktan çok bol su debisi (Amperi su debisine benzetirsek eğer) geldiği için burada Kirşof kanunundaki bu düğümlere (Paralel kollara gelen) girip de çıkan bu akım şiddeti (Amper) değerinde bir zayıflama da olmaz,ayni 50 amper sayaçtaki bu 50 amperi taşıyan,yani çok az sarımlı,çok kalın bobin sarımlarının içinden olduğu gibi de (Otomat,varsa şalter veya K.A.K.R’sinden) geçip gelir bizim bu 3’lü prizimize kadar.Bu yüzden kayıp da hiç olmaz bu şartlarda.Çünkü besleyen (Şebeke) kaynağı çok güçlüdür.

Kısa devre durumunda I=V/R’ye göre iletkenin direnci o anda sadece R=1 ohm ise sigortadan I=220/1 I=220 amper ac akım geçerek buşonlu bir sigorta telini eritir,mağnetik şalteri (otomatı) bu derecede kuvvetle geçen akımın (şok) mağnetik çekim gücüyle de anında aşağıya düşürür.Umarım bu konuyu yeterince ve daha iyi de anlamışsınızdır.Yani fön makinesi,şarj adaptörü veya tost makinesi bağlı da olsa her üçü de ayni (eşit) amper akımlarına ve şebeke gücüne maruz kalır,bu paralel bağlı çalışan şebeke elektriğine bağlı iken.Çünkü son sorduğunuz durumda şebekedeki trafoyu aşırı yükleyip de çıkış gücünden (kVA) daha fazla gücü almaya çalışıp trafoyu aşırı da yüklemiyoruz,normal yüklemeye çalışıyoruz biz.Bu durumda oluşan çok az voltaj düşümü ve ac akımda da bir bölünme oluşamaz.(Paralel olarak yapılan tüm bu bağlantılarla) Buraya kadar başka anlamadığınız bir konuyu isterseniz açabilirim yine de.Kolay gelsin.Başarılar.
 
Son düzenleme:
Zaten dediğiniz gibi oluyor,yani trafonun gücü alıcı cihazları (Örneğin rezistansları) beslemeye yetmediğinden paralel bağlı (Şebekeye bağlanan tüm yükler her zaman için bu şebekeye göre hep paraleldir) rezistanslarda gerilimin daha fazla düşmesine karşın,Kirşof kanununa göre düğüme giren ve bu paralel düğümdem çıkan bu akımın trafodan çıkış gücü (amper) bu alıcıları (Örneğin rezistansları) beslemeye yetmediğinden her rezistanstan daha az akım (Amper) değeri de geçiyor,trafonun sarımlarında (ilk anda referans olarak da aldığımız durumdaki bu örnekte) bu kadar üretilen amper yok çünkü (Trafodan çıkan akım da,aslında “Volt*amper” değeri olarak girenden her zaman kayıplar yüzünden biraz daha azdır) Bu durumda trafoyu normalin üstünde fazla yüklemiş dışta belirli bir direnç değerinde akması da gereken dış yükü fazla tutarak bir nevi çıkış (sekonder) sarımlarını biz kısa devre yapmış gibi oluyoruz.Ama farklı olarak bir trafo kısa devresinde ise daha fazla şiddette kısa devre akımları primer sarımların kendi içinden,dıştan en kısa yoldan tamamlanan bu anormal devreyle geçerek trafoyu an itibariyle daha çabuk yakacaktır.

3’lü uzatma prizi örneğinde ise şebekeden gelen amper ac olarak 30-50 amperle sınırlanmış bir sayaçtan geçer.Yani 30-50 amper 220 volt ac yi kuvvetli bir kaynak makinesi için evde de (Tek fazlı ve portatif) çekeriz.Yani üst sınır olarak bizim akım çekme sınırımız oldukça da yüksek.Bu durumda trafoda güç yetmezliğinde olduğu gibi çok fazla voltaj ve akımın yetmeyip bölünmesi de söz konusu olamaz.Yani kaynaktan çok bol su debisi (Amperi su debisine benzetirsek eğer) geldiği için burada Kirşof kanunundaki bu düğümlere (Paralel kollara gelen) girip de çıkan bu akım şiddeti (Amper) değerinde bir zayıflama da olmaz,ayni 50 amper sayaçtaki bu 50 amperi taşıyan,yani çok az sarımlı,çok kalın bobin sarımlarının içinden olduğu gibi de (Otomat,varsa şalter veya K.A.K.R’sinden) geçip gelir bizim bu 3’lü prizimize kadar.Bu yüzden kayıp da hiç olmaz bu şartlarda.Çünkü besleyen (Şebeke) kaynağı çok güçlüdür.

Kısa devre durumunda I=V/R’ye göre iletkenin direnci o anda sadece R=1 ohm ise sigortadan I=220/1 I=220 amper ac akım geçerek buşonlu bir sigorta telini eritir,mağnetik şalteri (otomatı) bu derecede kuvvetle geçen akımın (şok) mağnetik çekim gücüyle de anında aşağıya düşürür.Umarım bu konuyu yeterince ve daha iyi de anlamışsınızdır.Yani fön makinesi,şarj adaptörü veya tost makinesi bağlı da olsa her üçü de ayni (eşit) amper akımlarına ve şebeke gücüne maruz kalır,bu paralel bağlı çalışan şebeke elektriğine bağlı iken.Buraya kadar başka anlamadığınız bir konuyu isterseniz açabilirim yine de.Kolay gelsin.Başarılar.

hocam nezaket gösterip vakit ayırdığınız ve cevapladığınız için çok teşekkür ederim, buraya yazdığınız cevaplar sadece beni değil bu konuları merak eden pek çok kişiyi aydınlatacaktır diye düşünüyorum zaten özellikle bu sitedeki sizin gibi duyarlı kimseler sayesinde elektrikle ilgili bir sorunun cevabını ararken bu site sıklıkla karşımıza çıkıyor ben bu siteyi böyle keşfettim. tekrar teşekkürler

3lü priz örneğinden anladığım şu güç kaynağı yani şebeke özel ayarlama ile 30-50 amper arası bir akım sağlıyor ki bu fazlasıyla yeterli dolayısıyla biz 3lüye her yeni cihaz eklediğimizde o cihaz ihtiyaç duyduğu güç oranında amper çekiyor ve diğer cihazın amperini ve voltunu etkilemiyor sonuç olarak biz cihaz ekledikçe 3lü prizin duvara bağlı kısmından geçen total akım miktarı artıyor umarım doğru anlamışımdır

size 3 sorum daha olacak vaktiniz olur cevaplarsanız seviniriim yoksa da canınız sağolsun yeterince vakit ayırdınız zaten

bataryaları şarj ederken (li-ion ya da pil gibi) biz direkt olarak bunlara amper-elektron yüklemesi mi yapıyoruz yoksa verdiğimiz akımın oluşturduğu elektriksel alan ile batarya içindeki reaksiyonu tetikleyip kendi içinde elektronların oluşup kutuplara göç etmesini mi sağlıyoruz.bir de pildeki enerji seviyesi düştükçe volt bundan nasıl etkilenir

diğer sorum ise bazen cep telefonunu farklı bir prize taktığım zaman sanki o priz daha güçlüymüş ve telefonu daha hızlı şarj ediyormuş gibime geliyor normalde telefonlarda akım kısıtlayıcı olduğunu duymuştum dolayısıyla telefonu ya da bilgisayarı farklı yerlerdeki prizlere taktığımızda bu prizlerin farklı amper sunması ve şarj süresini değiştirmesi mümkün mü yoksa yukarda belirttiğim şey subjektif bir yanılma mı. aynı soruyu başka şekilde sormak gerekirse örneğin bir iphone u ipad şarj aletiyle şarj etsek daha mı çabuk dolacak yoksa bu yanlış mı ya da bazı gsm bayilerindeki 15 dk da hızlı şarj dedikleri şeyin mantığı nedir.

son olarak elektrikte neden en verimli hertz 60 kabul ediliyor hertz arttıkça neden verim düşer verim düşmemesi için alternatif akımın gerilimi artırılıp yine yüksek hertz ile verilse daha verimli olmaz mı
 
Merhaba.Evet,3'lü prizde normalde akım dağılımının mantığını doğru olarak anlamışsınız,diğer soruların soru-cevap karşılığı da aşağıdaki şekildedir;

S: 1-Bataryaları şarj ederken (li-ion ya da pil gibi) biz direkt olarak bunlara amper-elektron yüklemesi mi yapıyoruz yoksa verdiğimiz akımın oluşturduğu elektriksel alan ile batarya içindeki reaksiyonu tetikleyip kendi içinde elektronların oluşup kutuplara göç etmesini mi sağlıyoruz.bir de pildeki enerji seviyesi düştükçe volt bundan nasıl etkilenir?

C:1-Kimyasal reaksiyonlar red-oks (Redüksiyon-oksidasyon’’un bir kısaltması kimya dersinden de bildiğiniz gibi) prensipli kimyasal bileşikler arasındaki elektron alışverişi bildiğiniz gibi.Çinko tuz ruhuna (HCl) atılınca ZnCl2 olup H2 gazı çıkarıp erir,bizim gözümüzün önünde.Ama elekron alışverişi yani redoks olayı kendi içinde bizim göremediğimiz,ayni elekrik akımını oluşturan (Saniyede belirli kesitten şu kadar geçerse 1 amper olur diyoruz) şu bildiğimiz elektronlarla da olur.Elektrik pili,aküsü,li-iyon pilinde ise kimyasal reaksiyonu biz elektrik akımını gizli değil (Buradaki tüm redoks olayına adı karışan tüm elektronlar bizim kontrolümüzdedir bu son noktada) anot ve katot dediğimiz elektrotlara bağladığımız telden elektrik akımını geçirip bir far lambasını yakarken içerde aslında redoks olayıyla her iki kurşun aküyü önce kurşunoksit (PbO) sonrasında sülfirik asit (Asitli su) yardımıyla PbO+H2SO4=PbSO4+H2O Kurşun sulfat ve suya dönüştürüyor,bu sırada dış devreden geçen akü akımından faydalanıyoruz,kimyasal enerji elektrik enerjisine dönüyor,olay tam olarak böyle.

Sizin sorunuza göre elektrik alanı oluşturmuyor,alternatörde örneğin oluşan bu elektrik akımını (aslında elektronları) tamamıyle örneğin şarj sırasında alternatörden diyot tablası-konjenktör-kutup başlarından akü plakalarına sevk ederek kabloyla biz yolluyoruz ve elektrik enerjisi burada tersine tekrar kimyasal enerjiye (red-oks olayı yine var) dönüşüp plakaları kurşun ve kurşun dioksit haline,yani ilk başlangıçtaki hallerine bir yerde redükleyip Pb’a tam (İndirgeyip) diğer plakada ise oksidasyon (Yükseltgenmeyle)(PbO2) eski şarjlı,dolu haline de getiriyoruz.Kutup başlarına alternatörden doğrultulup da gelen ve regüle edilmişolan bu doğru akımdaki (dc) deki elektronlar yapıyor bu işi.Ama ayni elektronların malzemesi çinkonun tuz ruhunda erimesinde oluşan ve gizli,yani bizim aslında hiç göremediğimiz red-oks’da ayni elektronlar var.Bunlardan elektrik çıkarıp faydalanamıyoruz,ama laboratuvarda H2 gazı üreteci (Jeneratörü) olarak gaz üretiminde direk olarak olarak da faydalanıyoruz,tek farkı budur.

S: 2-Bazen cep telefonunu farklı bir prize taktığım zaman sanki o priz daha güçlüymüş ve telefonu daha hızlı şarj ediyormuş gibime geliyor normalde telefonlarda akım kısıtlayıcı olduğunu duymuştum dolayısıyla telefonu ya da bilgisayarı farklı yerlerdeki prizlere taktığımızda bu prizlerin farklı amper sunması ve şarj süresini değiştirmesi mümkün mü yoksa yukarda belirttiğim şey subjektif bir yanılma mı. aynı soruyu başka şekilde sormak gerekirse örneğin bir iphone u ipad şarj aletiyle şarj etsek daha mı çabuk dolacak yoksa bu yanlış mı ya da bazı gsm bayilerindeki 15 dk da hızlı şarj dedikleri şeyin mantığı nedir?

C;2-Hayır,böyle bir şey hiçbir şekilde mümkün değildir,psikolojik bir yanılgı veya o an itibariyle şebeke voltajı yüksekliği ile smps dışındaki trafolu tipteki klasik,eski tip olan ac/dc adaptörlerle, belki bu voltaj farkıyla oluşan küçük güç çıktısı farkları da oluşabilir.Hızlı şarjda elbetteki amper değeri daha yüksek olarak bu şarj olabilen bataryalara verilir,10 saat yerine 3-5 saatte ,15 dakikada olabilen bu hızlı şarj şekliyle bu piller yine şarj olur,ancak pilin ömrü açısından büyük dezavantajı da beraberinde getirir.Normal şarj süresinde olabilen bir şarjı eğer zaman sizin için çok da önemli değilse tercih ediniz.

S:3-Elektrikte neden en verimli hertz 60 olarak kabul ediliyor,hertz arttıkça neden verim düşer verim düşmemesi için alternatif akımın gerilimi artırılıp yine yüksek hertz ile verilse daha verimli olmaz mı?

C:3- 50-60 hertz frekansın seçilmesi aslında aydınlatmada ilk başlarda Edison ve Tesla’nın şirketlerinde ac ile aydınlatmada akkor flamanlı ampüllerin kullanımı yüzündendir.Gözümüz saniyede 50-60 hz. lik ac değişimi bu ampül üzerinde hissedemez,çünkü bu frekansta yanan flaman sanki dc. akımla yanıyormuş gibi sürekli yanar,titreşim yapamaz.Tek bir diyottan yarım alternasla doğrultup da bu akkor lambayı yakarken dikkatle bakarsanız hafif bir titremeyi bu durumda görebilirsiniz.Bu nedenle sırf baştaki akkor ampuller için bu frekans (Gözün eşik değeri olan en üst sınır frekansı) seçildi,elektrik makineleri için de bu frekansın kullanılan bu malzemelere ayarlanması işlemi ise daha sonradan düşünüldü.

Elektrik makinelerinde (Motor,trafo,vb.) kullanılan özel silisli saçlar 50-60 hertz.de histerezis eğrisinde,malzeme iç yapısında fazla bir kayıp olamadan saniyede 50-60 kere sinüzodial akım dalgası şeklinde yön değiştirir.Amerika ve bazı ülkelerde 60 hz. Kullanılır.60 hz. en verimli kullanılacağı üst sınırdır,daha yüksek ve daha alçak frekanslarda elektriksel verim iyice düşecektir,çünkü çelik saçlara verilen “karbon oranı/histerezis eğrisi değişimi verimi” ancak bu karbon-demir alaşımı (karışımlı) olan silisli çelik saçlarla sağlanabilmiştir.Asenkron motorlara devir ayarı yapabilen frekans konvertörlerinde çok düşük frekanslarda, hem bu elektriksel verim iyice düşer,hem de asenkron motorun soğutma pervanesi,düşen frekansla daha düşük RPM ile de döneceğinden soğutma çok yetersiz kalır,ekstra soğutma takviyesi de gerekir.Çok yüksek frekanslara çıkıldığında da (350-400 hz. Gibi) silisli saçlarda ısı şeklinde kayıplar artacaktır,her ne kadar yükselen RPM ile birlikte daha hızla dönen motor soğutucu fan rüzgarına rağmen.Çünkü bu motor saçları 50-60 hz.e göre bir malzeme olarak en baştan ayarlanıp alaşım değeri de öyle ayarlanabilmiştir.Çok yüksek frekanslarda nüve olarak ferrit çekirdekler elektriksel verim alınması ve kayıp olmaması için smps menşeli olan ve yekpare tek nüveli olarak,bu özel smps'li trafolarda da kullanılır bildiğiniz gibi.Kolay gelsin.Başarılar.
 
Son düzenleme:
Merhaba.Evet,3'lü prizde normalde akım dağılımının mantığını doğru olarak anlamışsınız,diğer soruların soru-cevap karşılığı da aşağıdaki şekildedir;

S: 1-Bataryaları şarj ederken (li-ion ya da pil gibi) biz direkt olarak bunlara amper-elektron yüklemesi mi yapıyoruz yoksa verdiğimiz akımın oluşturduğu elektriksel alan ile batarya içindeki reaksiyonu tetikleyip kendi içinde elektronların oluşup kutuplara göç etmesini mi sağlıyoruz.bir de pildeki enerji seviyesi düştükçe volt bundan nasıl etkilenir?

C:1-Kimyasal reaksiyonlar red-oks (Redüksiyon-oksidasyon’’un bir kısaltması kimya dersinden de bildiğiniz gibi) prensipli kimyasal bileşikler arasındaki elektron alışverişi bildiğiniz gibi.Çinko tuz ruhuna (HCl) atılınca ZnCl2 olup H2 gazı çıkarıp erir,bizim gözümüzün önünde.Ama elekron alışverişi yani redoks olayı kendi içinde bizim göremediğimiz,ayni elekrik akımını oluşturan (Saniyede belirli kesitten şu kadar geçerse 1 amper olur diyoruz) şu bildiğimiz elektronlarla da olur.Elektrik pili,aküsü,li-iyon pilinde ise kimyasal reaksiyonu biz elektrik akımını gizli değil (Buradaki tüm redoks olayına adı karışan tüm elektronlar bizim kontrolümüzdedir bu son noktada) anot ve katot dediğimiz elektrotlara bağladığımız telden elektrik akımını geçirip bir far lambasını yakarken içerde aslında redoks olayıyla her iki kurşun aküyü önce kurşunoksit (PbO) sonrasında sülfirik asit (Asitli su) yardımıyla PbO+H2SO4=PbSO4+H2O Kurşun sulfat ve suya dönüştürüyor,bu sırada dış devreden geçen akü akımından faydalanıyoruz,kimyasal enerji elektrik enerjisine dönüyor,olay tam olarak böyle.

Sizin sorunuza göre elektrik alanı oluşturmuyor,alternatörde örneğin oluşan bu elektrik akımını (aslında elektronları) tamamıyle örneğin şarj sırasında alternatörden diyot tablası-konjenktör-kutup başlarından akü plakalarına sevk ederek kabloyla biz yolluyoruz ve elektrik enerjisi burada tersine tekrar kimyasal enerjiye (red-oks olayı yine var) dönüşüp plakaları kurşun ve kurşun dioksit haline,yani ilk başlangıçtaki hallerine bir yerde redükleyip Pb’a tam (İndirgeyip) diğer plakada ise oksidasyon (Yükseltgenmeyle)(PbO2) eski şarjlı,dolu haline de getiriyoruz.Kutup başlarına alternatörden doğrultulup da gelen ve regüle edilmişolan bu doğru akımdaki (dc) deki elektronlar yapıyor bu işi.Ama ayni elektronların malzemesi çinkonun tuz ruhunda erimesinde oluşan ve gizli,yani bizim aslında hiç göremediğimiz red-oks’da ayni elektronlar var.Bunlardan elektrik çıkarıp faydalanamıyoruz,ama laboratuvarda H2 gazı üreteci (Jeneratörü) olarak gaz üretiminde direk olarak olarak da faydalanıyoruz,tek farkı budur.

S: 2-Bazen cep telefonunu farklı bir prize taktığım zaman sanki o priz daha güçlüymüş ve telefonu daha hızlı şarj ediyormuş gibime geliyor normalde telefonlarda akım kısıtlayıcı olduğunu duymuştum dolayısıyla telefonu ya da bilgisayarı farklı yerlerdeki prizlere taktığımızda bu prizlerin farklı amper sunması ve şarj süresini değiştirmesi mümkün mü yoksa yukarda belirttiğim şey subjektif bir yanılma mı. aynı soruyu başka şekilde sormak gerekirse örneğin bir iphone u ipad şarj aletiyle şarj etsek daha mı çabuk dolacak yoksa bu yanlış mı ya da bazı gsm bayilerindeki 15 dk da hızlı şarj dedikleri şeyin mantığı nedir?

C;2-Hayır,böyle bir şey hiçbir şekilde mümkün değildir,psikolojik bir yanılgı veya o an itibariyle şebeke voltajı yüksekliği ile smps dışındaki trafolu tipteki klasik,eski tip olan ac/dc adaptörlerle, belki bu voltaj farkıyla oluşan küçük güç çıktısı farkları da oluşabilir.Hızlı şarjda elbetteki amper değeri daha yüksek olarak bu şarj olabilen bataryalara verilir,10 saat yerine 3-5 saatte ,15 dakikada olabilen bu hızlı şarj şekliyle bu piller yine şarj olur,ancak pilin ömrü açısından büyük dezavantajı da beraberinde getirir.Normal şarj süresinde olabilen bir şarjı eğer zaman sizin için çok da önemli değilse tercih ediniz.

S:3-Elektrikte neden en verimli hertz 60 olarak kabul ediliyor,hertz arttıkça neden verim düşer verim düşmemesi için alternatif akımın gerilimi artırılıp yine yüksek hertz ile verilse daha verimli olmaz mı?

C:3-Elektrik makinelerinde (Motor,trafo,vb.) kullanılan özel silisli saçlar 50-60 hertz.de histerezis eğrisinde,malzeme iç yapısında fazla bir kayıp olamadan saniyede 50-60 kere sinüzodial akım dalgası şeklinde yön değiştirir.Amerika ve bazı ülkelerde 60 hz. Kullanılır.60 hz. en verimli kullanılacağı üst sınırdır,daha yüksek ve daha alçak frekanslarda elektriksel verim iyice düşecektir,çünkü çelik saçlara verilen “karbon oranı/histerezis eğrisi değişimi verimi” ancak bu karbon-demir alaşımı (karışımlı) olan silisli çelik saçlarla sağlanabilmiştir.Asenkron motorlara devir ayarı yapabilen frekans konvertörlerinde çok düşük frekanslarda, hem bu elektriksel verim iyice düşer,hem de asenkron motorun soğutma pervanesi,düşen frekansla daha düşük RPM ile de döneceğinden soğutma çok yetersiz kalır,ekstra soğutma takviyesi de gerekir.Çok yüksek frekanslara çıkıldığında da (350-400 hz. Gibi) silisli saçlarda ısı şeklinde kayıplar artacaktır,her ne kadar yükselen RPM ile birlikte daha hızla dönen motor soğutucu fan rüzgarına rağmen.Çünkü bu motor saçları 50-60 hz.e göre bir malzeme olarak en baştan ayarlanıp alaşım değeri de öyle ayarlanabilmiştir.Çok yüksek frekanslarda nüve olarak ferrit çekirdekler elektriksel verim alınması ve kayıp olmaması için smps menşeli olan ve yekpare tek nüveli olarak,bu özel smps'li trafolarda da kullanılır bildiğiniz gibi.Kolay gelsin.Başarılar.

cevaplarınız için çok teşekkürler hocam emeğinize sağlık bir de size paradoks gibi görünen birşey sormak istiyorum eksik veya yanlışsa düzeltin lütfen örneğin deniyor ki şehir şebekesinin voltajı düştüğünde bir cihazın adaptörü istediği gücü sağlamak için daha fazla akım çeker ve bu yüzden ısınır özellikle kullanımın zirve yaptığı saatlerde voltaj düşer adaptörler daha çok ısınır deniyor aynı şekilde yüksek gerilim hatlarında transformatörler ile gerilimi artırılmış ama akım miktarı düşürülmüş elektrik taşınıyor akım miktarı düştüğü için ısınma olayının az olacağı daha ince kablo kullanılabileceği vb avantajları var. bu örneklerde voltaj düştüğünde akım artıyor şeklinde bir çıkarım oluyor diğer taraftan voltaj dalgalanmaları nedeniyle oluşan yüksek voltajın cihazları yakabileceğinden bahsediliyor orada da deniyor ki V= I x R ye göre v artarsa I da artar cihazlar ısınır. örneğin voltaj ne kadar yüksekse lamba o kadar parlak yanar çünkü akım artar eğer voltaj çok yüksekse lamba patlayabilir düşük voltajda cihazlar genellikle çalışmalarını durdururlar hasar riski daha düşüktür deniyor. şimdi lamba örneğinde voltaj artınca akım artar lamba daha parlak yanar şehir şebekesi ya da adaptör örneğinde de voltaj artarsa akım düşer, voltaj düşerse akım artar bu nedenle adaptörler daha çok ısınır şeklinde birşey çıkıyor ve bu ikilem gibi görünüyor birinde V= I x R diğerinde P= V x I üzerinden açıklanıyor bu durumu netliğe kavuşturabilir misiniz yani düşük ve yüksek voltaj durumlarında ortaya çıkan tabloyu anlatabilir misiniz
 
Merhaba.Hayır,yanlışınız vardır,bu bahsettiğiniz konularda herhangi bir paradoks yoktur,akım ve gerilim arasındaki bazı özel değişimler sizde direkt de bunu aklınıza getirmiş sanırım.

Şebeke voltajı düştüğünde günümüzde artık kullanımın ayrılmaz parçası olan smps’li cihazlar (Tv,lcd,printer,pc,uydu alıcısı,vb) ve tüm adaptörler,güç kaynakları 140-265 volt ac. gibi geniş bir aralıkta (Toleransta) çalışırlar.Voltaj örneğin 180 volt ac ise smps bu mosfetin çalışma frekansını geri besleme ile arttırır ve çıkıştaki voltaj ve amper değeri tam korunsun amacıyla.250 volt ac’ de ise çalışma frekansını düşürür,mosfet’in daha sık sık anahtarlama yapmasına gerek yok,çünkü şebekeden gelen volt*amper oranı düşük anahtarlamada da çıkıştaki vu volt ve amperin sabit çıkmasını sağlar.(Örneğin 12 volt 2 amper output gibi) Smps adaptörleri ve cihazlarında durum böyledir,kendi içinden frekansı arttırıp azaltarak bu çıkışın sabit akım ve voltta her zaman kalmasını sağlarlar bir sonuç olarak.Takdir edersiniz ki smps’in bu işi düşük voltlarda daha zor,daha sık açma-kapama (Anahtarlama) yapıyor,bu nedenle fazla ısınıyor,bu da gayet normaldir.(Pc psu’su da smsp türüdür ve düşük ac lerde daha çok ısınabilir.Özellikle çok ucuz,güç değeri tam sınırda,yani oldukça düşük,emniyetli artırım yapılamadan da seçilenleri)

Akkor flamanlı bu söyleminiz doğrudur,yani 265 volt ac’de voltun fonksiyonu olarak amper de daha çok geçer (I=V/R’ye göre) ve lambanın erimesi daha kolaylaşır,çünkü joule kanununa göre flamanda daha çok volt*amper yüzünden bir ısı artısı olur ve flamanın güvenli çalışma voltaj sınırının biraz da üzerinde olduğundan erimesi kolaylaşır.Ama ayni durum tasarruf lambalarında söz konusu olamaz,volt artsa da belirli bir sınıra kadar azalasa da cfl (Minyatür flüoresan) yine ayni parlaklıkta yanmasını sürdürür.Ayni smsp’lerdeki içten ayarlama bunlarda da (Bunlar da anahtarlamalı ve yüksek frekansta çalışır çünkü) mevcuttur,bu yüzden 165-265 voltta bunların şebekeden çektiği volt*amper ayni kalır,ama düşük voltajlarda smps’ler gibi devre elemanları belki içten biraz daha fazla da ısınabilir.

Uzaklara elektriği iletirken de Tesla’nın trafolarda kullandığı “trafo dönüşüm prensibi”ni hep kullanıyoruz.Kalın kesitten çok düşük amperi çok uzaklara iletirken kayıp asgaride kalıyor,trafolardaki dönüşümle voltajı çok yükseltip amperi çok fazla düşürüp yüksek direklerde şehirle arasında yolculuk yaptırıyoruz,bu çok değerli olan elektriğimize.Bu şekilde en son noktada tekrar voltajı düşüren trafolarla voltu kademe kademe şehir voltajı olan 220 (3 fazl 380 volta) düşürüp sanayi,fabrika ve evlerimizde kullanıyoruz.İşin aslı tam olarak da budur,kayıp olamadan uzaklara elektriği iletebilmek,amacımız tam olarak budur.

Şebekede voltaj düşümü olduğunda sadece flamanlı ampul,rezistanslar,vb. omik yükler daha az watt (güç) harcar,ama smps,tasarruf ampulü,vb.tüm alıcılar özel yapıları gereği ayni “volt*amper” oranında olan bir elektriği çıkışa vermeye de çalıştıklarından elekrik sarfiyatları pek değişmez.Ayrıca şebekede gereğinden fazla (220 vac) voltajı düştüğünde trafolardan bu voltaj değeri özel olarak ayarlanıp yükseltilebilir.

Not: 50-60 hz. İle ilgili cevapta az önce C:3 seçeneğine yeni bir ekleme yaptım.Bunu da okuyup tam dikkate almanızı isterim.Kolay gelsin.Başarılar.
 
Merhaba.Hayır,yanlışınız vardır,bu bahsettiğiniz konularda herhangi bir paradoks yoktur,akım ve gerilim arasındaki bazı özel değişimler sizde direkt de bunu aklınıza getirmiş sanırım.

Şebeke voltajı düştüğünde günümüzde artık kullanımın ayrılmaz parçası olan smps’li cihazlar (Tv,lcd,printer,pc,uydu alıcısı,vb) ve tüm adaptörler,güç kaynakları 140-265 volt ac. gibi geniş bir aralıkta (Toleransta) çalışırlar.Voltaj örneğin 180 volt ac ise smps bu mosfetin çalışma frekansını geri besleme ile arttırır ve çıkıştaki voltaj ve amper değeri tam korunsun amacıyla.250 volt ac’ de ise çalışma frekansını düşürür,mosfet’in daha sık sık anahtarlama yapmasına gerek yok,çünkü şebekeden gelen volt*amper oranı düşük anahtarlamada da çıkıştaki vu volt ve amperin sabit çıkmasını sağlar.(Örneğin 12 volt 2 amper output gibi) Smps adaptörleri ve cihazlarında durum böyledir,kendi içinden frekansı arttırıp azaltarak bu çıkışın sabit akım ve voltta her zaman kalmasını sağlarlar bir sonuç olarak.Takdir edersiniz ki smps’in bu işi düşük voltlarda daha zor,daha sık açma-kapama (Anahtarlama) yapıyor,bu nedenle fazla ısınıyor,bu da gayet normaldir.(Pc psu’su da smsp türüdür ve düşük ac lerde daha çok ısınabilir.Özellikle çok ucuz,güç değeri tam sınırda,yani oldukça düşük,emniyetli artırım yapılamadan da seçilenleri)

Akkor flamanlı bu söyleminiz doğrudur,yani 265 volt ac’de voltun fonksiyonu olarak amper de daha çok geçer (I=V/R’ye göre) ve lambanın erimesi daha kolaylaşır,çünkü joule kanununa göre flamanda daha çok volt*amper yüzünden bir ısı artısı olur ve flamanın güvenli çalışma voltaj sınırının biraz da üzerinde olduğundan erimesi kolaylaşır.Ama ayni durum tasarruf lambalarında söz konusu olamaz,volt artsa da belirli bir sınıra kadar azalasa da cfl (Minyatür flüoresan) yine ayni parlaklıkta yanmasını sürdürür.Ayni smsp’lerdeki içten ayarlama bunlarda da (Bunlar da anahtarlamalı ve yüksek frekansta çalışır çünkü) mevcuttur,bu yüzden 165-265 voltta bunların şebekeden çektiği volt*amper ayni kalır,ama düşük voltajlarda smps’ler gibi devre elemanları belki içten biraz daha fazla da ısınabilir.

Uzaklara elektriği iletirken de Tesla’nın trafolarda kullandığı “trafo dönüşüm prensibi”ni hep kullanıyoruz.Kalın kesitten çok düşük amperi çok uzaklara iletirken kayıp asgaride kalıyor,trafolardaki dönüşümle voltajı çok yükseltip amperi çok fazla düşürüp yüksek direklerde şehirle arasında yolculuk yaptırıyoruz,bu çok değerli olan elektriğimize.Bu şekilde en son noktada tekrar voltajı düşüren trafolarla voltu kademe kademe şehir voltajı olan 220 (3 fazl 380 volta) düşürüp sanayi,fabrika ve evlerimizde kullanıyoruz.İşin aslı tam olarak da budur,kayıp olamadan uzaklara elektriği iletebilmek,amacımız tam olarak budur.

Şebekede voltaj düşümü olduğunda sadece flamanlı ampul,rezistanslar,vb. omik yükler daha az watt (güç) harcar,ama smps,tasarruf ampulü,vb.tüm alıcılar özel yapıları gereği ayni “volt*amper” oranında olan bir elektriği çıkışa vermeye de çalıştıklarından elekrik sarfiyatları pek değişmez.Ayrıca şebekede gereğinden fazla (220 vac) voltajı düştüğünde trafolardan bu voltaj değeri özel olarak ayarlanıp yükseltilebilir.

Not: 50-60 hz. İle ilgili cevapta az önce C:3 seçeneğine yeni bir ekleme yaptım.Bunu da okuyup tam dikkate almanızı isterim.Kolay gelsin.Başarılar.

hocam trafodaki yani transformatördeki v ilk x I ilk= vson x I son denklemine göre şebekede voltaj düştüğünde yani vson düştüğünde I son artar diyoruz bu yüzden evdeki hat a direkt aracısız bağlı akkor lamba dan geçen I da artacağı için lamba daha parlak yanmayacak mı normalde voltaj düşünce lambanın parlaklığı zayıflar ama yukarıdaki gibi olunca v düşüyor ama karşılığında I artıyor parlaklık da sanki artacak gibi birşey çıkıyor ortaya ilaveten yine şebekede voltaj yükselince transformatör denklemine göre bu sefer de akımın düşmesi ve sonuç itibariyle aynı akkor lambadan daha az akımın geçmesi ve lambanın daha az parlak gibi bir paradoks oluyor ama biz biliyoruz ki voltaj yükselince akkor lamba daha parlak yanar düşünce parlaklık düşer V= I xR ye göre... diğer taraftan biz biliyoruz ki voltaj yükselirse akım da beraberinde artacağından evdeki cihazlar çok yüksek voltajdan zarar görebilirler olayı trafoya göre değerlendirince v ve I denklermin aynı tarafında olduğundan ters yönde değişim gösteriyor ve voltaj yükselince akım düşer gibi bir sonuç çıkıyor ama genel formülde V= I x R ye göre R sabitse v artınca I da artıyor paradoksla kastım buydu.
 
Son düzenleme:
Merhaba.Dağ ile bir fareyi ayni kefeye koyarsak hesaplarda büyük yanılgıya da düşebiliriz.Olaya şebekedeki çok güçlü trafo ve ayni zamanda 100 watt.'lık lambayı yakan başka bir 100 watt'lık trafo,yani 2 ayrı trafo şeklinde, 2 ayrı pencereden bakarsanız paradoks tam ortadan kalkmış olur.Şebekedeki evleri besleyen bu trafo 100 watt. ampüle göre çok büyük bir güçtedir,bu nedenle de ondaki voltaj düşümüyle trafo prensipli dediğiniz gibi ters orantıda akımı azalsa bile bu ampülü etkilemeyecektir.Oysa 100 watt.lık bir trafo (izolasyon trafosu diyelim) gücü sadece 220 volt* 0.4545 amperin çarpımı olan 100 watt'lık bir güce karşılık gelen güçle sınrlıdır.Daha fazla gücü ondan da çekemeyiz.

Hal böyle olunca da örneğin bu trafo sarımlarının çıkışını biz 280 volta, sekondere daha fazla tel sarıp da çıkarırsak (Trafonun nüvesini,primer sarımı tam sabit tutarak) ne olabilir,çıkışta vereceği güç değeri P=V * I 'e göre yine hiç değişmeyip sabit kalacağından,voltaj çıkışta 280 volt olduğunda 220 volt ac de tam primerden girerken sekonderden artık 0.4545 A akım da çıkamayacak,daha düşük akım çıkacağı için (Giren watt değeri çıkan watt değerine az bir kayıpla çıkışta tam da eşittir demiştik hatırlayın) lamba 220 voltta yandığı gibi parlak yanamayacak,çünkü yine bu durumda biz trafoyu aşırı yüklüyoruz,çıkışta istediğimiz amper değeri yok bu çıkış sargılarında,çünkü voltajı arttırdık,amperi düşürdük,ampülün işine pek de yaramaz hale de getirdik değil mi? Bu durumda lamba sönük olarak 100 watt.lık değerinde 220 volttaki başlangıçtaki gibi yanamayacak,üstelik sekonderi bu sayede biraz kısa devrede çalışacak gibi de yaptık mı yaptık. Bu süre uzun sürer ve primer sarımlar da böyle ısınmaya devam ederse 220/220ac/ac olan ama sonradan 220/280 ac/ac şeklinde sekonderinde tadilat yaptığımız izolasyon (Emniyet,şebekeden tecrit eden) trafo fazla ısınıp yanacaktır. 2.durumda trafolardaki aşırı yüklenmeyi biz suni olarak bu değişimle kasten de yaptık.Olayı tam olarak da kavrayalım diye.

Peki; bu soruyu kendim sorup yine cevaplayayım isterseniz.Bu ampulü az yanmaktan ve trafoyu yakmaktan bu 2. durumda nasıl kurtarırız? Yine 100 watt.değerinde bir ampulü seçip ama flamanı daha ince 0.4545 A'dan daha az akım çekecek tungsten telini biraz daha uzun boyda seçerek (280 volt ac'ye tam dayanacak uzunlukta) fabrikasına özel imalat yaptırıp bu 2. tadilatlı trafoda kullanırsak lamba yine 100 watt'da ve 280 volt ac'de parlak yanıp, amper olayıyla da trafoyu hiç zorlamayacağından, trafoyu da uzun kullanımda yanmaktan kurtarmış oluruz.Umarım 2 trafo (Şebekedeki bu çok güçlü olanı ve evdeki hobi,emniyet amaçlı izolasyon trafosu) arasındaki güç farkları yüzünden volt/amperin ters orantıdaki değişiminden farklı farklı etkileneceklerini bu son örnekle anlamışsınızdır.Anlatımı fazla da karıştırmasın diye güç faktörü farkına (kW>kVA) trafo bazında hiç değinmedim.Aslında bu hesapda işin içine bu da giriyor,yaklaşık bir hesap yoluyla trafo dönüşümlerini fazla da detaylandırmadan örneklendirmeye çalıştım.Kolay gelsin.Başarılar dilerim.
 
Son düzenleme:

Forum istatistikleri

Konular
128,992
Mesajlar
922,360
Kullanıcılar
451,203
Son üye
ilayda.ugur

Yeni konular

Geri
Üst