Sayın arkadaşlarım !
Yazıların hepsini ben de okudum. En baştan başlayıp, yorum yapmak gerekirse ;
....Eskilerden alışkanlık olmuş, elime gazete geçince haberleri okuduktan sonra seri ilanlara bakıyorum. İş arama gibi bir sıkıntım olmadığı halde gayri ihtiyari gözüm
Elektrik - elektronikçi arayanlar bölümüne takılıyor. İsmini vermek olmaz, büyük gazetelerin ilanında hergün en az 25 - 30 tane elk. elktr. mühendis, tekniker, teknisyen, usta, kalfa ve çırak arandığını okuyorum. Tabi bu İstanbul için geçerli. İşverene sorarsan yetişmiş teknik eleman yok, çalışana sorarsan iş yok.
....Öss' den en yüksek puan alıp, mühendis olmuş bir adam incik boncuk satacaksa, dürbünle manzara seyrettirecekse ne diye okudu. Ailesi onu okuturken ne zorluklar çekti kimse bilemez. Oğlu para istediği zaman elinde yoksa para bulmak için neler çektiğini bilemezsiniz. Borç isteyecek kimse bulamaz.
Devletin bir öğrenci için yılda ne kadar masraf ettiğini bilmiyorum. Herhalde ünv. okuyan sizler bilirsiniz.
Bunca dert, eziyetten sonra sen tut incik boncuk sat.
....Ayrıca 1000 ytl ile açılan dükkan çok uzun ömürlü olmaz. Bir kere vergi mükellefi olmak zorunda. Kira verecek, muhtasar verecek, dükkanın camına bir yazı yazsa belediyeye vergi verecek, bağ-kur'a kayıt olacak, her ay prim verecek, verecek oğlu verecek.
....Gelelim işveren tarafına ;
Yerleşmiş büyük kurumsal firmalar değilde kendi çapında iş yapan küçük firmaların durumu da çok iyi değil. Özellikle konumuz elk. tesisat taahhüt işleri yapan firmalar, iş olur elemanlar çalışır maaşını alır, ssk primleri ödenir. İş olmadığı zamanda şirkette oturduğu yerde maaşını tıkır tıkır alır. Ama işveren bu maaşları nasıl öder orası çalışanı ırgalamaz. Bana ne abi ben maaşımı bilirim der. Velhasıl herkesin işi zor.
....Birde şu dükkan yanına dükkan açma olayı var. Bakarsınız ki sokağın birinde bir manav dükkanı uzun yıllar orada iş yapıyor. Adam dükkan kirasını, çoluk çocuğun rızkını zor çıkarır, kimseye muhtaç olmadan geçinip gider. Bir şekilde eline biraz para geçen birisi ne iş yapayım diye düşünürken o manavı görür, yahu bu adam yıllardır burada iş yapıyor. Demekki bu sokakta bayağı iş yapıyor, şu az ileriye bir manavda ben açayım der, sokağın manavı 2 tane olmuştur. Önceki manavın geliri yarıya düşmüştür.
Bunları gören başka birisi onlara özenip, bir manav da o açar, daha sonra hepsi birden kapatıp, giderler.
....Yıllarca okuyup mühendis olmuş, tekniker, teknisyen olmuş arkadaşlar, mesleğimiz neyse onu yapalım. Yeni mezun olmuş arkadaşlarımızda biraz sabredip, mesleği öğrendikten sonra istediği maaşı mutlaka alacaktır. Ben de çıraklıktan yetişmiş bir ustayım. 35 yıllık meslek hayatımda çok sayıda yeni mezun mühendisle çalıştım. Onlara işi öğrettikten sonra ustalara havadan bakmaya başladılar. Mühendis yönetici konumundadır. Ekibi ile iyi diyalog kurabilmelidir. Onlarla karşı tatlı sert olabilmeli. Kendini sevdirirken sözünü dinletebilmeli.
Uzun sözün kısası ; mesleğini seviyorsan herşeye katlanacak ve iyi bir yere geleceksin.
Hepinize hayırlı işler, hayırlı kazançlar diliyorum sevgili dostlarım.