Sevgili Erdem_Arslan arkadaşım.
Kusura bakma ama dumur vaziyetindeyim.
Öncelikle lafımı değiştirmişsin, reaktif güç "tehlikeli" demedim, "zararlı" dedim.
Üstelik bu laf benim değil, elektriğin kuralıdır.
Reaktif güç, gereksiz ve zararlı bir güçtür. Hiç bir iş yapmadığı için faydalı değildir.
Aktif gücün tamamı bir amaca hizmet ettiği için yararlı güçtür.
"Reaktif güç olmazsa AC akımda olmaz" demişsin.
Nasıl yani?
Böyle birşeyi cahilliğime ver bilmiyorum, hatta ilk defa duydum ;-)
Bu kelimeden pek anlaşılmıyor ama eğer demek istediğin, indüktif yüklerin çalışabilmesi için bir mıknatıslanma akımına ihtiyacı olduğu ve bunun sonucu olarak reaktif güç ürettiğinden bahsediyorsan diyeceğim yok.
Keşke bütün yükler rezistif yük özelliği taşısa da, reaktif güç diye, iletim hattı, trafo v.b. taşıyıcıları gereksiz yere yükleyip, gerilim düşümü ve kayıplara neden olan olumsuzluklar olmasa.
Kompanzasyon yapılmasa, gerilim düşümü olacak, cihazlarımızdan aynı verimi elde edebilmek için daha çok elektrik enerjisi üretmek gerekecekti.
Ama malesef reaktif güç var ve kompanze edilmelidir. Bu kuraldır.
Yani, gerilim ile akım arasında, sıfıra yakın faz farkı sağlayarak, sinüsün tamamından faydalanmalıdır.
Kompanzasyon için (tam olmasa da), indüktif yük karakteristiğini rezistif yük karakteristiğine çevirmek de denilebilir.
Bir başka konu "kompanzasyon karlı bi iş değil sadece yükümlülük" demişsin.
Kompanzasyonun gerekliliğini bilmeyen biri olsam, bu cümleden aklıma gelecek ilk şey şu olurdu:
Bu kuralı getiren insanlar oturmuşlar, nerde ceza uygulayacak bir şey bulurum diye düşünmüşler ve bunu bulmuşlar.
Hem işletmelere tek tek pano taktırayım birilerine geçim kaynağı olsun,
Hem de, ister taksınlar ister takmasınlar bir oran belirleyelim, dışına çıktıklarında her ay ceza keselim bize gelir olsun demişler. Bu oranıda zaman içinde istediğimiz gibi değiştiririz.
Bu mudur? Bu insanların bize garezimi vardır? Yoksa;
Kompanzasyonun zorunlu olmasının bir nedeni mi vardır?
Yukarıda da bunu anlattım aslında, eğer kompanzasyon yapılmasaydı ve tüm yükler indüktif olsaydı, elektriğin maliyeti 2 katından fazla olacaktı.
Bunu şöyle bir örnek versem doğru olur sanırım,
İndüktif yükleri olup kompanzasyonu sağlanmamış bir işletme, arabayı yarım debriyaj ile kullanmaya benzer.
Bu şekilde, yakıt tüketerek elde ettiğimiz bir motor gücünün yarısından faydalanırdık. Diğer yarısı da boşa giderdi tabi.
Böylece bir depo benzin ile 400km gidebilecekken 200km giderek maliyetimiz artar.
Kompanzasyonda da bu oluyor aslında, gerilim ile akım arasında 90º faz farkı oluşturan bir indüktif yük, her alternansın yarısından akım çeker.
Akım çekilmeyen yarı alternanstaki güç de hava olur gider.
Bu yüke, -90º faz farkı oluşturan ve gücü uygun seçilmiş bir kondansatörü paralel bağlarsak, akım çekilmeyen alternanstan akımı alır, indüktif akım çekilen diğer yarı alternansa taşır.
Yani akım çekilmeyen yarı alternastan şarj olarak akımı çeker (aslında borç alır); bu akımı diğer yarı alternasta, indüktif yükün harcaması için deşarj eder.
Yani kompanzasyon sağlar.
Yani her mükellef işletmesinde oluşturduğu reaktif kaybını telafi ederek, elektrik gücünden tam verim sağlanmasına ve mecbur da olsa elektrik tasarrufu sağlanmasına hizmet etmiş olur.
Yani kompanzasyon zorunludur çünkü tasarruf sağlar ve enerji kalitesine hizmet eder.
Yani jeneratör çalıştığında da, üretilen enerji işletmemizde olduğu için, mazottan %30 tasarrufu bu yüzden sağlar.
(Bu ortalama tabiki, işletmede hiç kapasitif veya rezistif yük olmasa %50'de olabilirdi, veya sırf rezistif yük olsaydı %0 tasarruf olurdu).
"Jeneratörlü sistemlerde kompanzasyon yapılmalımı?" konusunda daha önce fikrimi söyledim.
Bunu netleştireyim.
Jeneratör enerjisi "klasik kompanzasyon" tarafından kompanze edilmemelidir.
1.Potansiyeli sıfır olan bir kondansatör, devreye ilk girdiği anda kısa devre akımı çeker.
Henüz deşarj olmamış, örneğin üzerinde pozitif potansiyel barındıran bir kondansatör, negatif alternansta tekrar devreye girdiği anda kısa devre akımından fazlasını oluşturur.
Bu, zaten gücü belli olan jeneratörümüz için olumsuzdur. Sadece jeneratör için değil, ani akımdan dolayı binlerce voltluk "spike"lar (kıl gibi yüksek gerilim) oluşup çalışan cihazlara zarar verme ihtimali olacaktır.
2.Kademe alma ve çıkarma zamanı gibi kavramlardan oluşan klasik kompanzasyonda, tabiki yük çıktıktan 5-10sn sonra kademesini devreden çıkaracaktır.
Bu durumda, herhangi bir indüktif yük üzerinde harcanamayan kondansatör enerjisi jeneratör tarafından harcanmak durumunda kalacak. Bu da jeneratör için yük oluşturacaktır.
İndüktif reaktif gücü öldürelim dedik, aktif güç harcayan kapasitif reaktif güç oluşturduk. Eee, ne anladım ben bu işten.
3.Yapılan trifaze kompanzasyon, jeneratör ile beslenen ve dengesiz yüklerden oluşan şebekede her faza eşit muamele yapamayacağı için,
yani kapasite istemi bir faza göre eksik bir faza göre fazla geleceği için, bir fazın reaktif gücü sıfırlanırken diğer iki fazda gereksiz yüklenme olacaktır. Yine kompanzasyonun bir avantajı görülmeyecektir.
Sadece bu üç sebep, jeneratör enerjisinin klasik kompanzasyon ile kompanze edilmemesi,
bunun avantaj sağlamayacağı gibi zarara da neden olabileceği için yeterli bence.
Fakat,
her faz ayrı kompanze edilse,
yükün girdiği anda kondansatörde devreye girse,
yükün çıktığı anda kondansatörde çıksa;
(devreye girip çıkmalar en fazla 1 alternans, yani 20ms.sonradır)
akım ve gerilim arasında faz farkı oluşturmayarak, gücün tamamından yararlanılması sonucu çok daha az mazot harcansa kötü mü olur?
Hocam,
Yazınızda tek katıldığım nokta,
Klasik kompanzasyonda sinüsün herhangi bir zamanında devreye girdiği için oluşan ani akım yüklenmeleri sayaca aktif tüketim olarak yansıyacaktır.
Küçük de olsa, deşarj dirençleri ve bobinleri bile aktif tüketim yapacaktır.
Uyguladığım sistem iyi analiz edilirse görülecektir,
Kondansatörler sıfır akımda devreye girip çıktığı için bu olumsuzlukları da ortadan kaldırıyor.
Yani, Dycom kullanılırsa, kompanzasyondan dolayı sayaca aktif harcama da yansımayacaktır.
(Cihazın çalışması için gerekli 3X15 VA'lik bir tüketimi saymıyoruz tabiki).
Zaten, bir bu sebepten dolayı, bir de her fazın hat dirençlerinden dolayı oluşan kayıpları iyi tolore edebildiğimiz için;
(yaklaşık) %5 gibi, aktif harcamadan tasarruf sağlayabildiğimi de söylüyorum ya.
Evet sevgili Erdem_Arslan arkadaşım,
Sorularınıza yeterince cevap verebildim mi,
Yoksa yeni polemiklermi yarattım bilmiyorum.
Cevabınızı bekliyorum.
Zaten internette öylesine aransa, reaktif güç hakkındayazdıklarıma benzer cevaplar görülecektir. Örnek mi;
http://www.biltek.tubitak.gov.tr/merak_ettikleriniz/arama.php
adresinde "reaktif güç" yazıp çıkan sonuçlar incelenebilir.
ayrıca bu sayede keşfedip biraz inceleme fırsatı bulduğum
http://www.meslekidenetim.com/belgelerformlar/reaktifguckomp.htm
adresinde de güzel bilgiler gördüm.
Ayrıca yazdıklarım ile ilgili, Sn.Hakan Hırçın'ında yorumlarını merak ediyorum.
Saygılarımla...
Gökhan OLGUN