ABD, nükleer santralleri ve sanayisiyle hem ekonomik bi güç hem de siyasi bi güç. siyasi güç derken de daha çok askeri gücü ima ediyorum.
çin, nükleer santralleri ve sanayisiyle ekonomik bi güç ama siyasi bi güç değil. çin'in orta doğuya demokrasi getirme teşebbüsüne hiç şahit oldunuz mu?
japonya nükleer santralleri ve sanayisiyle nerdeyse sıfır yerli hammadeyle büyük bi ekonomi ama büyük bi siyasi güç değil. kısaca güçlü bi devlet değil.
rusya nükleer santralleri, yeraltı kaynakları ve silahlı kuvvetleriyle siyasi bi güç ama kesinlikle ekonomik bi güç değil.
venezuella dünyanın en zengin petrol rezervlerine sahip ama halkın durumu içler acısı.
k. kore nükleer bi güç olmak için and içmiş bi devlet ama halkı dünyadan bi haber...
öyle devlet, böyle devlet, güçlü devlet diyerek devlete kutsiyet atfetmeyi insan, birey ve millet umursamazlığını hiç bi zaman anlamadım.
ayrıca ideolojik olarak öyle ayrıştırıldık ki bıçağın sağı da solu da çok keskin artık. dinleme, konuşma ve anlamaya çalışmakla uğraşmıyoruz. kestirip atıyoruz. memleket meselesi falan tartışmıyoruz partizanlık yapıyoruz.
dış açığımız neden bu kadar fazla diye dertlenmeyip TOGG'la, bayraktar'la biz deliği kapatırız ön görüsü hayalden öteye geçemez. bu ülkenin doymak bilmezlerinin açtığı delikleri nükleer santralle, tankla, ihala, sihala, uçak gemileri, uzay mekikleri v.s ile kapatmak mümkün değil.
yapısal sorunlarımızı çözmeden inşaa ettiğimiz ve edeceğimiz her iyi şeyin yıkılabileceğini aklımızdan çıkarmayalım.