Denilenlere bir özet geçmek gerekirse,
Kısmen katıldığımı söylemek istiyorum. "CNC router" bile tek başına çok geniş bir kavram. Tek bir forum altında yazışsak da hedef ve beklentiler kişiden kişiye çok farkedebiliyor. MDF'den çıkma motorlarla küçük bir hobi makinasından, iş amaçlı devasa, pahalı mekanik aksamlı servo motorlu ve çok güçlü makinalara kadar herşey bir arada. Örneğin az da olsa bir kısmının ihtiyacını Arduino düşük maliyetle karşılayabilir.
Olabildiğince temel doğrular belirlenebilirse insanlar içerisinden kendi istek ve mali gücüne göre bir seçim yaparak ilerleyebilir. Bunların bir kısmının maliyeti bile yokken bazıları toplamda küçük bir yüzdeye sahip olabilir veya maliyeti katlayabilecek kadar çok olabilir. Bazılarını da uygulamak zor olabilir.
Sadece yukarıdaki yazılara bile bakacak olursak örneğin eksen tanımları bir standarta oturtulabilir, yeniler bunu baz alır ve makina sahipleri aralarında daha rahat iletişim kurulabilir. Örneğin anahtar 1.5 TL seviyesinde, benim gibi bir acemi için hata sonucu oluşabilecek çarpışmaları engellemesi bile önemli bir fayda. Sınır anahtarı (limit switch) gibi konular konuşulur, tartışılır ne olduğu ne işe yaradığı belirlenir isteyen de kullanıp kullanmamaya karar verir.
Yaptığımız makinaları zaman içerisinde sürekli bir adım ileriye taşıyabileceğimizi ve taşımamız da gerektiğini düşünüyorum. İlk başladığımızda bize aktarılan bilgilerle ortaya bir makinanın çıkması çok önemli. CNC de makina, elektrik, elektronik, malzeme, yazılım vb. bir çok farklı bilgi bir araya toplandığı için iyi bir ürünün ortaya çıkması zor. Aktarılan, kullanılan bilgileri biraz daha fazla anlayabilirsek, arkasında yatan nedenleri öğrenebilirsek ve herkes küçük bir katkı sağlasa bile bu daha iyi makinalara sahip olmamızı sağlayacaktır. Tam anlamadan tekrarlanan bilgiye sıkı sıkı sarılırsak da tam tersi bir etki yapacaktır.
Bir kaç gün önce yaşanan tartışmayı üzücü bulduğumu söylemek istiyorum. Forumlar öncelikle paylaşım ortamı. Diğerlerine ilave, yaşamasını sağlayan iki önemli unsur gönüllülük ve saygı. Saygının en önemli göstergesi kullanılan dil. Bırakın küfür etmeyi, yanıtın ihtiyaç sahibinin kafasına vurur gibi verilmesi bile hoş değil. Saygı yitirilirse ortada forum da kalmaz. Gönüllülük esas olduğu için isteyen yanıtlar istemeyen yanıtlamaz. Bilgi veriyorsak da kullananın peşine düşüp bunu ne kadar takdir ettiğini ölçemeyiz, alan doğru tutum sergilemiyorsa bile diğerleri bunu zaten gözlemleyip yerini belirleyecektir. Bilginin ne zaman kimin işine yarayacağını da bilemeyiz. Diğerlerinin bilgisini sakınmasını değil aksine paylaşmayı teşvik etmeliyiz.
Konunun hiç öğrenilmeden soru sorulmasını ben de doğru bulmuyorum. Soru sorabilmek için önce bilgimizi belirli bir seviyeye kadar taşımalıyız. Diğer yandan yaşadıklarımdan biliyorum "ARA" butonu sanıldığı kadar kullanışlı değil. Çeşitli nedenleri var. Bir kaç örnek verecek olursam, arama ile ilgili ilgisiz çok sayıda konu çıkması, aradığınızı doğru tanımlayacak sözcükleri bilmemeniz, konu içerisinde bilmediğiniz çok sayıda ayrıntının aradığınızı da anlamanızı engellemesi, farklı görüşlerin arasından "hangisi doğru" kararının zorluğu vb. Diğer yandan yeni gelenlere cevap yetiştirmek büyük bir enerji ve sabır işi, hele soru soran dersini çalışmamışsa ve yeni nesil hastalığı ile herşeyi önüne hazır gelmesine alışmıssa.
Bir arkadaşımız forumu baştan sona birkaç kere okuyup ezberlemimizi önermişti. Bu da doğru değil, eve ansiklopedi bile alsanız oturup ezberlemezsiniz ki forum ansiklopedi de değil, açar size gerekli olan yerleri okursunuz. Ansiklopedi de bilginin bir düzeni vardır, içerisindeki bilginin doğruluğundan eminsinizdir, bilgiye oranla çok sayıda yazı içermez.
Belki yeni başlayanlara klavuz olabilecek, önünü açabilecek temel bilgiler bir konu başlığı altında toplanabilir. Zor olsa da bir seviyeye kadar yapılabileceğini düşünüyorum. Deneyimli arkadaşlardan her biri bir parçasına destek verebilir. Bazı konular ise tartışılıp bir sonuca bağlanabilir. Böyle bir çalışma yeni başlayanların sorularını da önemli oranda azaltabilir.
Bu yazdıklarım benden değil de eski ve usta arkadaşlardan gelse belki daha değerli olurdu. Ben hoşgörü çağrısı ve bir yarışma programından bahsederek yazımı tamamlayayım. Çok eski zamanlarda TRT'de beğenerek izlediğim "Hangisi Doğru" adında bir yarışma programı vardı. Özetle; üç kişi toplumda az bilinen bir sözcük hakkında uzun uzun konuşur ne olduğunu anlatırdı. Sadece birisi doğruyu söyler diğer ikisi ise "destekli atarak" inanmanızı sağlamaya çalışırdı. Yarışmadan bahsetmemin nedeni bir şeyler ima etmek değil gerekiyorsa açıkca söylemeyi tercih ederim, isimler çakışınca aklıma geldi aktarmak istedim.
Son düzenleme: